ABD uluslararası koalisyonuna ait insansız hava aracı, İdlip ilinin Suriye-Türkiye sınırındaki Salqeen kasabası yakınlarındaki “Jakarta” köyünde askeri ve sivil liderlere bir hava saldırısı düzenledi. Saldırıda onlarca kişi şehit düştü.

Ey mübarek Şam toprakları Müslümanları! Amerikan ajanı Şam tiranına isyan eden askeri ve sivil grupların liderlerine ilk kez suikast düzenlenmiyor. Daha önce de çok sayıda bireysel ve grupsal suikastlar düzenlendi. 2014 yılında Ram Hamdan kasabasında Ahrar El Şam hareketinin onlarca birinci ve ikinci liderine suikast düzenlendi. 2017’de Fetih El-Şam’a ait bir askeri eğitim kampı bombalandı. Aynı yıl Al-Jinnah köyündeki bir camide katliam işlendi. Ve daha nicesi. Farklı grupların istenmeyen liderlerine yönelik gerçekleşen birçok bireysel suikasttan bahsetmiyorum bile.

Bu operasyonları yürüten ABD koalisyon uçaklarının, Türk topraklarındaki İncirlik üssünden havalandığını uzak yakın herkes biliyor. Buna göre, Türk rejimi, kindar Amerikan uçaklarının Şam devrimi ve halkını yönelik işlediği suçlarda bir suç ortağıdır.

Ey İslam’ın kalbi Biladu’ş Şam Müslümanları! Grupların başta Türk rejimi olmak üzere sözde destekleyici ülkeler ile ilişkisi, en üst düzeyde sızmalara eğilimli hale getirdiği apaçık ortada. Liderlerin hareketlerinden, mühimmat depolarının yerlerinden, grupların elemanlarından ve silahlarından haberdarlar. Bu yüzden “destekleyici” ülkeler, kolaylıkla çok sayıda suikast düzenlediler, askeri kampları bombaladılar, mühimmat depolarını yok ettiler. Görüldüğü gibi bu ilişki risklidir, canlar ve silahlarla bağlantılı olanlar pervasızdır. Şam devriminde onlara güvenilmez. Özellikle de sözde destekleyici ülkelerin istihbaratları ile ısrarla şüpheli ilişkilerini sürdürmeleri nedeniyle.

Hiç şüphe yok ki, suikastlar, askeri doğasına rağmen siyasi hedefleri gerçekleştirmek içindir. Amaç, Amerikan siyasi çözüm yolunun önünü açmaktır ve Amerikan çözümünü devrimci Şam halkına dayatmaktır. Şüphesiz Müslüman toprakların hamisi olan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin yokluğu, kanlarını, mallarını, onurlarını, sadece mübarek Şam topraklarında değil, tüm Müslüman ülkelerde mubah hale getirdi. O nedenle destekleyici ülkelerle ilişkileri kesmek, gasp edilen otoriteyi geri almak, ciddi ve samimi bir çalışma yapmak kaçınılmazdır. Devrimin, cani rejimi devirme ve İslami yönetimi kurma hedefine erişmek için Rabbimize tevekkül edip sadece kendimize güvenmeliyiz. Müslümanlara ait bir devlet, arkasında savaşılan ve korunulan bir imam var etmeliyiz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûl’ünün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}