Türk rejimi, Şam tiranının gözlem noktalarının gerisine çekileceğine dair söz vermişti. Ancak sonbaharla birlikte Türk rejiminin çıplaklıkları açığa çıktı, örtüsü düştü. Şam zorbası ile yaptığı işbirliğinin ardından yanlısı grupların suç ortaklığıyla rejimin kontrolündeki bölgeler içinde kalan Türk gözlem noktalarını boşalttı. Sözünü tutmadığı gibi hiçbir anlaşmaya da uymadı. Hepsi rüzgâr olup gitti. Bazılarının yakında evlerine ve geçim kaynaklarına geri dönme umutları da yıkıldı. Türk rejimi, geçici görevini başarıyla tamamladı.

Ey İslam’ın Payitahtı Biladu’ş Şam Müslümanları! Hiç şüphe yok ki, gözlem noktalarının boşatılması, Türk ve Rus rejimlerinin karşılıklı anlayışın bir yansımasıdır. Türk rejiminin rolünün henüz bitmediğinde şüphe yok. Tüm bölgeler Şam tiranının kontrolüne girinceye ve Amerika’nın Şam devrimini ortadan kaldırmak için planladığı siyasi çözüm aşaması tamamlanıncaya kadar bitmeyecektir. Türk rejimi, suçlu Rus rejimi ile yaptığı tüm anlaşmalarında Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve “terörle mücadele” olgusuna vurgu yapmıştı. Görüşlerine göre planlarına, politikalarına ve eğilimlerine aykırı olan her eylem terörizmdir. Türk rejiminin, devrimlerini ortadan kaldırmak, köleliğe geri döndürmek için Şam halkını kısıtlama ve kararlarını gasp etme rolü hala devam ediyor.

Ey mübarek Şam toprakları Müslümanları! Şam halkının hiçbir fedakârlığı esirgemediğini, on yıl boyunca değerli ve enfes her şeyini feda ettiğini tüm dünya biliyor. Suç rejimini devirmek ve İslami yönetimi kurmak için tüm olanaklarını ve samimiyetlerini seferber ettiler. Olanaklar mevcut, ama zincirlenmiş ve dondurulmuş durumda.

Şam halkı, Allah tevekkül etmeli ve Allah’ın metin ipine sımsıkı sarılmalıdır, sonra da devrimlerini sakat bırakan ve hareketlerini felç eden uluslararası komploların bilincinde olmalıdır. Rotayı düzeltecek, kararı iade edecek ve bu yüksek dalgaların ortasında devrim gemisini güvenle limana yanaştıracak bilinçli ve samimi bir siyasi liderliğin varlığı kaçınılmazdır. Siyasi liderlik, basiretle hareket etmekte, İslam akidesinden fışkıran net bir siyasi proje benimsemektedir. Proje, geminin rotasından sapmasını önleyen bir pusula mesabesindedir. Manipülatörlerin gemiyi kâfir Batının politikalarına ve gündemlerine göre yürütmelerine mani oluyor. Açık siyasi projenin yokluğu, devrimin başlangıcından bu yana defalarca vurguladığımız gibi devrim düşmanlarının projelerini ve planlarını empoze etmelerini sağlayacaktır.

Şam halkı, batmadan önce gemilerine yetişmeli ve vücudunu hantallaştıran marazlardan iyileştirmek istiyorlarsa devrimlerine etkili bir tedavi uygulamalıdır. Devrimin semptomları hala sürüyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَتْكُمْ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَشِفَاءٌ لِمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِنِينَ “Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.”^{[Yunus 57]}