Sonuç bildirgesine göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan, 5 Ağustos 2022 Cuma günü yaptıkları görüşmede siyasi sürecin etkinleştirilmesine ve Suriye’deki tüm terör örgütleri ile mücadeleye vurgu yaptılar. Zirvenin sonuç bildirgesinde, Suriye dosyası ile ilgili olarak iki liderin siyasi sürecin etkinleştirilmesine büyük önem verdikleri belirtildi. Açıklamada, Suriye’nin siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü korumanın önemi vurgulandı.

Ey mübarek Şam toprakları Müslümanları! Rus rejimi ile Türk rejimi arasındaki çoğu görüşmelerin sonuçlarını takip eden biri, görüşmelerin odak noktasının Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruma ve tüm terör örgütleriyle mücadele etrafında döndüğünü çok iyi bilir. Şam devrimine kürtaj yapılması, büyük fedakârlıklarının heder edilmesi, Şam tiranına meşruiyet kazandırılması ve tüm bölgeleri kontrol etmesi gibi birçok eylem bu maddeler altına giriyor. Belki de büyük ölçüde bağlantılı grup liderlerinin kontrolündeki koridorların açılması bunun en iyi kanıtıdır. Sözde terörle mücadele ve sözde tüm terör örgütleriyle mücadele maddesi, Suriye topraklarının bütünlüğünü koruma maddesi ile birlikte seyrediyor. Rus rejimi ile Türk rejiminin silahlı örgütlere ve askeri gruplara bakışının şekil ve içerik olarak farklı olduğu biliniyor. Tüm taraflar, bu örgütlerin kararlarını kontrol etmede eşit rol oynuyor.

Kuşkusuz Suriye dosyasında aktif ülkelerin belirlediği hedeflere ulaşıldıktan ve rollerini yerine getirdikten sonra bu örgüt ve grupların akıbetinin ne olacağı belli. Bu ülkeler, Şam halkının çıkarları pahasına kendi çıkarlarını elde etme gayretindeler ve sözde zehirli “Amerikan siyasi çözümü” ile Şam’daki ajan ve suç rejimini koruma çabasındalar.

Ey İslam’ın Payitahtı Biladu’ş Şam Müslümanları! Mübarek devriminizin kararını komploculara ve halkın fedakârlıklarıyla ticaret yapanlara bırakmak, düşmanlarınız ve “dostunuz” olduğunu iddia edenlerin entrikalarına sessiz kalmak, planlanıp sahada uygulamaya konan tuzaklara kayıtsız kalmak ve sukut etmek, kuşkusuz siyasi bir intihardır, uçuruma yuvarlanmaktır, canı tehlikeye atmaktır. İşlerin daha da kötüye ve daha da felakete gittiğini yakinen görüyorsunuz. Eğer sessiz kalırsanız, kendinizi Suriye tiranının dişleri ile suçları arasında bulacağınız gün mutlaka gelecektir. Onun için durumunuzu düzeltin, devriminizi telafi edin ve çok geç olmadan kendinizi, çocuklarınızı ve mallarınızı kurtarın.

Hizb-ut Tahrir’li kardeşleriniz olarak biz çıplak uyarıcıyız. Sözlerimizin ve tavsiyelerimizin doğruluğunu deneyimlediniz. Bu bir tercih değil, aksine görevimizdir. Kıyamet günü bununla Allah’ın huzuruna çıkacağız.

Devriminizin gidişatını düzeltmek için acele edin. Bu yüzden sözde destekleyici ülkelerle tüm bağları kesin. Bu ülkeler hayır kurumları değildir, yok olmanızı isteyen fonksiyonel rejimlerdir.

Aziz ve Celil olan Rabbimiz’in rızasını ve zaferini güvence altına almak için İslam inancımızdan kaynaklanan açık bir siyasi projeyi benimseyin. Allah Subhânehu ve Teâlâ, dini hayattan ayıran ve küfür sistemlerini uygulayan laik bir devrim projesine asla yardım etmez.

Genel sloganlar değil, net ve kristal bir siyasi proje benimsemeliyiz. Verdiğimiz rastgele tepkisel davranışlardan ve çarpık yollarda yürümekten kurtulmak için bilinçli, dürüst ve samimi bir siyasi liderlik edinmeliyiz.

Siyasi liderlik bir vücudun başı gibidir. Başsız, yürüyüş güvenliğini ve yolun doğruluğunu güvence altına alamayız. Kurtuluş için gördüğümüz tek yol bu. Hadi kurtuluşa koşun, dikkatli ve uyanık olun. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

اسْتَعِينُوا بِاللَّهِ وَاصْبِرُوا إِنَّ الْأَرْضَ لِلَّهِ يُورِثُهَا مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّقِينَ “Allah’tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah’ındır. Kullarından dilediğini ona vâris kılar. Sonuç sakınanlarındır.” ^{[Araf 128]}