Bugün Şam’da gruplar arasında devam eden çatışma, Astana konferansı ile eş zamanlı olarak okunduğunda bir anlam ifade eder. Aklı başında herkes, bu çatışmalara kolayca bir anlam yükleyebilir. Bu çatışmaların vebali, önleyebildiği halde önlemeyenlere ve Şam halkının razı olduğu kimselere aittir. Gruplar arasında çatışma, birçok kez tekerrür etmiştir. Her defasında da Allah’ın hakkında bir sultan indirmediği incir kabuğunu doldurmaz basit neden ve gerekçeler yüzünden kanlar akıyor. Muhlis insanlar, çatışmanın durdurulmasına yönelik çağrılar yapsa da bu çağrılar, her nedense kulaklardan öte geçmiyor.

Aslında 29 Aralık 2016 tarihinde ilan edilen ateşkes, gruplar arasında savaşın ilk fişeğiydi. Çatışma, siyasi çözüm karşıtlarını terör listesine almak için Amerikan mutfağında pişirilen siyasi çözümünün gereksinimleridir.

Ey İslam’ın kalbi Biladu’ş Şam Müslümanları! Unutmayın devrimin bu hale gelmesinin tek nedeni, düşman entrikaları karşısındaki bilinçsizlik, çatışmaya engel olacak ve devrimi haram kandan koruyacak uyanık siyasi lider yoksunluğudur. Grupların elindeki silah, Şam halkını savunmak ve onurlarını korumak içindir, aralarında çatışmak için değil. Bu devrim gücü, hareket eksenini çizecek ve silahını doğrultacağı doğru bir hedefi belirleyecek siyasi bir liderliğe muhtaçtır.

Ey ileri gelenler! Ey Şam topraklarında söz sahibi kimseler! Size çok büyük sorumluluklar düşüyor. Devrimin eksen kaymasını önleyebilir, silahlı gruplar arasında patlak veren çatışmayı durdurabilirsiniz. Hadi çatışmayı reddeden açıklamalar yayınlayın ve çocuklarınızın Allah’a isyan olan yerde grup komutanlarına itaat etmelerinin önüne geçin. Çünkü yaratıcıya isyan olan yerde hiçbir yaratığa itaat edilmez. Bilin ki bu devrim, büyük İslam projesinin bayraktarlığını yapan samimi politik liderlikle ıslah olur. Bu politik liderlik, devrim bozguncuların elinde can çekişmeden ve kan satıcıların pazarlığına maruz kalmadan önce devrime önderlik edecektir. Gelin Allah’ın istediği gibi Allah’ın sadık kulları olun. O’nun rızasını arayın ve emrine göre hareket edin. Yasaklarından sakının ve Allah konusunda hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayın. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}

- Basın Açıklamasının Kaydı -