حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
Medya Bürosu
No: TN–BA–2017–MB–TR–16 |
H. 1 Rabi’-ul Âhir 1439 M. Salı, 19 Aralık 2017 |
Devrimin Yıldönümünde Rejim, Kendi Tabutuna Bir Çivi Daha Çakıyor
Sidi Bouzid’deki hükümet güvenlik güçleri, 17 Aralık 2017 Pazar sabahı Hizb-ut Tahrir ofisine baskın düzenlediler. Ardından ofiste olan herkesi toplayıp karakola götürdüler. Ofisteki asılı tüm afiş ve posterlere el koydular.
Rejime göre Hizb-ut Tahrir yasal bir partidir ve aktiviteleri de yasaldır. Kaldı ki 17 Aralık’ta devrimin yıldönümünde kamu düzenine uygun barışçıl aktivite ve etkinlikler düzenleme niyetini öncesinde güvenlik birimlerine bildirdi. Saldırgan hükümetin bu yaptıkları ilk değil ve son da olmayacaktır. Hizb-ut Tahrir olarak biz, büromuza düzenlenen bu haksız saldırının sistematik politika olduğunu biliyoruz. Ancak bu saldırılar bizi yıldıramaz, azmimizi kıramaz. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti altında dini ikame etme farzından bizi alıkoyamaz.
Bu bağlamda kamuoyuna aşağıdaki hususları vurgulamak istiyoruz:
1- Hükümet, disiplin, saygı ve onur sözcüklerinden yoksundur. Güvenlik birimlerinin bu yaptığı büyük bir suçtur, hükümetin anayasa ve yasalarını ayaklar altına almaktır.
2- Hükümet ve güvenlik birimlerinin bu keyfi uygulaması, devrimin yıldönümünde en temel hakların ihlali, büyük bir saçmalıktır. Bu saçmalık, bayraktarlığını yaptıkları devrim sloganlarının sahtekârlığını, mutabakat hükümeti ve yandaşlarının hukuk devleti inşa etmek iddialarının yalan olduğunu ortaya koyar. Hükümet ve yandaşları, çeteden başka bir şey değildir ve önceki çete grubun bir uzantısıdır. Dahası bu uygulama, devrim sonrası Tunus halkının maruz kaldığı “demokratik gidişatın” büyük bir yalan, siyasi ve hukuki bir manipülasyon olduğunun kanıtıdır. Demokrasi, adaletsizlik ve yolsuzluğu süsleme sanatıdır.
3- Belli ki hükümet, Hizb-ut Tahrir’i hedef alıyor, diğer parti ve örgütleri değil, Hizbin faaliyetlerine kısıtlamalar koyuyor. AB’nin aşağılık talimatlarına boyun büken hükümet, partinin siyasi faaliyetlerine mütemadiyen baskı uyguluyor, konuşmasını yasaklamaya çalışıyor. İslami yönetim çağrısına açıkça meydan okuyor.
Hükümet ve yandaşları şunu iyi bilsin ki:
Yönetimin sadece adı var. Başka hiçbir yetkisi yok. Yöneticiler, sömürgeci Avrupalı güçlerin çıkar uşaklığını yapmak için makam ve mevkilere kuduz köpekler gibi üşüşüyorlar. Ülke ve servetini sömürgeci güçlere teslim ediyorlar, halkları ve ülkelerine ihanet ediyorlar. Şimdi de Avrupalı ülkelerden aşağılayıcı bir tokat yediler. AB ülkeleri, Tunus’u ekonomik yolsuzluğun en yaygın olduğu ülkeler listesine aldı. Tunus Cumhurbaşkanı, yağ çekmek, ağlayıp sızlamak için Fransa’ya gittiğinde, Tunus’u gri listeler kapsamına alma olasılığını inceleyeceklerine dair söz verdiler.
Ey yöneticiler!
Artık bu ülkede yeriniz yok. Tunus’ta nereye giderseniz gidin mutlaka oradan kovulacaksınız. Hizb-ut Tahrir’e gelince, Sidi Bouzid halkından gördüğü olumlu kaynaşma onur olarak yeter. Hizb-ut Tahrir gençlerinin gördüğü hüsnü kabul ve saygınlık ile hükümet heyetinin karşılaştığı meydan okuma ve yuhalama arasında büyük fark var. Artık ümmetin pusulası şaşmıyor. Güvenilir sadıkları, yalancı deccallardan kolayca ayırt edebiliyor.
Güvenlik birimleri ve onlara talimat verenlere de diyoruz ki:
Kuşkusuz bu hükümet, sömürgeciliğe uşaklık yapıyor, ülke ve halkını düşünmüyor. Bu konuda herkes aynı fikirde. Halkınız ve kardeşlerinizi coplarken, 2016 Mayıs’ta Carba’ya gelen Yahudilerin bekçisi ve koruması oldunuz. Şehit Muhammed Ez Zevari suikastı karşısında ölüm sessizliğine büründünüz. MOSSAD ajanlarının ülkede cirit atmalarına, etrafa ölüm saçıp İçişleri bakanlığı önünde ukalaca fotoğraf çektirmelerine sessiz kaldınız. Hükümet, baskın yapmak, haksız yere ve zalimce gençleri tutuklamak için sizi Hizb-ut Tahrir’in üzerine salarken, onları Allah’a davetten, Rabbinizin dini İslam’ı uygulama çağrısından alıkoyarken kendisi Muhammed Ez Zevari (Allah rahmet eylesin) suikastı ve devrimin yıldönümünü kutluyor.
Ey subay ve askerler!
İçinizde adam akıllı biri yok mu? Aynı yanlışa bir kez daha nasıl düşebiliyorsunuz? Allah ve sizin düşmanlarınızı size göstermek isteyenlere nasıl meydan okuyup engelleyebiliyorsunuz? Size ve halkınıza karşı kurulan sömürgecilik tuzaklarını deşifre etmek için gece gündüz çalışanları, gerçekleri ifşa edenleri gözaltına alıp dizginlemek tuhaf değil mi? En iğrenç eylemleri işleten rejimi koruduğunuzu görmüyor musunuz? Batıla hizmet eden, Allah yolundan alıkoyan ve onu, eğri ve çelişkili gösteren güçlerin paralı askerleri haline geldiniz. Yoksa Bin Ali döneminde olduğu gibi “biz emir kuluyuz” deyip dünyada zillet ahirette de azaptan kurtulacağınızı mı sanıyorsunuz? Asla. Firavun ve Haman zorbalarının askerleri de emir kuluydu. Firavun ve Haman’a itaat ettikleri için onun gibi denizde boğuldular. Birlikte cehenneme girdiler. Başkalarının dünyası karşılığında ahiretinizi mi satacaksınız? Rabbinizin şu sözünü hatırlayın:
الَّذِينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا عَلَى الآخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا أُولَئِكَ فِي ضَلالٍ بَعِيدٍ “Dünya hayatını ahirete tercih edenler, Allah yolundan çevirip onu eğri ve çelişkili göstermek isteyenler var ya, işte onlar derin bir sapıklık içindedirler.” [İbrahim 3]
Ey Zeytune ülkesinin Müslümanları! Ey rejimin muhafızları!
Bugün bu yönetici zümrenin ülkeye tuzak kurduğunu, ülke için kötülük istediğini görüyorsunuz. Peki, onları desteklemeye ve bekçiliğini yapmaya devam edecek misiniz? Bu suça onlar ile birlikte ortak olacak mısınız? Sömürgeci hizmetkârların taleplerini uygulayan paralı askerlere dönüştünüz. Oysa siz bu ülke halkının güç ve kuvvetlerisiniz. Himaye ve onayınız olmadan kimse bu ülkede kuş uçurtamaz. Siz Müslümansınız. Hatırlayın Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözünü:
لَا طَاعَةَ لِمَخْلُوقٍ فِي مَعْصِيَةِ الْخَالِقِ “Yaratıcıya isyanda mahlûka itaat edilmez.” İslam önderliğinde dünya ve ahiret izzetine eriştirecek samimi liderlik arayışınıza girmeniz farzdır. Doğanız gereği, düşman hegemonyasındaki cılız devletin bir parçası değil, halkın ve ümmetin bir parçası olmalısınız. Ülke ve halkı korumak için Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın aziz kitabı adına yemin ettiğinizi hatırlayın. Bugün ülkeniz sömürgeci boyunduruğu altındadır. Kendilerini küçük gören, bedenlerini satmış, İslam davetini engellemek ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet altında uygulanmasına mani olmak için sizi kullanmaktan, emre amade kılmaktan çekinmeyen hain madrabaz kesimlerce ülkeniz tarumar ediliyor.
Bilin ki İslam’ı hayattan ve siyasetten uzaklaştırabileceğini sananlar, balçıkla güneşi sıvamak isteyen birine benzer. Şer ve zorba güçlerin, güç ve ceberutu hangi boyutta olursa olsun, İslam’ı uygulamak ve İslam çağrısını dünyaya taşımak isteyen Raşidi Hilafetin kuruluşuna engel olamayacaktır. Aziz Kitabında şöyle buyuran Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın vaadini hatırlayın:
وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَىٰ لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَٰلِكَ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ “Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” [Nur 55] Sonra Allah Azze ve Celle’nin şöyle buyurduğunu anımsayın:
لَا تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا مُعْجِزِينَ فِي الْأَرْضِ وَمَأْوَاهُمُ النَّارُ وَلَبِئْسَ الْمَصِيرُ “İnkâr edenlerin (Allah’ı) yeryüzünde âciz bırakacaklarını sanma! Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varış yeridir o!”[Nur 57]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Tunus Vilayeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 71345949 / 21430700 http://www.ht-tunisia.info/ar/ |
Fax: 71345950 E-Mail: tunis@htmedia.info |