23 Haziran’da Fransa 24 kanalında bir röportaj sırasında Fransa’nın iğrenç sömürgecilik döneminde Tunus’ta işlediği suçlardan özür dileyip dilememesi gerektiği sorusuna Cumhurbaşkanı Kays Said, “Fransa’da bir deyiş vardır, özür dileyen kendini suçlamış olur.” yanıtını verdi. Ve “Tunus koruma rejimi altındaydı ve Cezayir’de olduğu gibi doğrudan işgal edilmiş değildi.”diye ekledi. Ardından “Özür, mali tazminattan veya ülkeye projeler yollamaktan daha iyi. Fransa parlamentosunun iptal ettiği özür listesi masum değil. Çünkü 60 yıl sonra yapılmıştır.” ifadelerini kullandı.

Allah’a yemin olsun ki Cumhurbaşkanının, halkımızı öldüren, erkeklerimizi katleden, kadınlarımıza tecavüz eden, servetimizi yağmalayan ve üzerimizdeki vesayetini hala sürdüren Fransız sömürgeciliğini Cezayir’de olduğu gibi işgal değil de koruma anlaşması olarak tanımlaması ve özür dilemek, suçu kabul etmek anlamına geleceği için mali tazminatın yeterli olacağını söylemesi büyük bir günahtır! Cumhurbaşkanı Kays Said, 1881 yılında Muhammed Sadık Bey’in imzaladığı koruma antlaşmasının, işgal altındaki Cezayir’den gelip başkenti basan Fransız ordusunun tehdidi altında gerçekleştiğini, antlaşmanın ülkenin egemenliğini yok ettiğini, Fransız genel Komiserinin ülkenin fiili hükümdarı olduğunu bilmiyor mu? Para, şehitlerin kanını, kadınlarımızın onurunu, adaletsizliği ve atalarımızın yaşadığı baskıyı telafi edebilir mi? Haklar böyle mi geri alınır?

“Fransa’nın özür” listesinin arkasında kimin olduğu ve amacının ne olduğu, bugün özür gerekli mi ya da tüm biçimleri, sütunları ve sembolleri ile Batı etkisini yok etmek gerekir mi meselesine bakmaksızın Cumhurbaşkanı Kays Said’in açıklaması Tunus tarihinde utanç verici bir satır olacaktır. Bu utanç verici satırları Tunus’u Hilafet Devletinin dayanak noktasına dönüştürmek ancak silecektir. Hilafetin orduları, tahliye ve özrü kabul etmeyecek, gaspçı orduları Paris’teki yurtlarına kadar kovacak, onlara şeytanın vesvesesini unutturacaktır. Bu, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet zamanında gerçekleşmiştir. Müslüman ülkelerdeki Rüveybida yönetimlerin kalıntıları üzerine Hilafeti yeniden inşa edeceğiz Allah’ın izniyle. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ “Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.”