حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
Medya Bürosu
No: TN–BA–2020–MB–TR–21 |
H. 29 Zilka’de 1441 M. Pazartesi, 20 Temmuz 2020 |
“Allah’a ve Peygamberine karşı gelenler; işte onlar, en alçak kimselerle beraberdirler.” [Mücadele 28] Tunus Yöneticileri, Hizb-ut Tahrir Gençlerini Tutuklayarak Suçlarını Gizliyorlar
17 Temmuz 2020 Cuma günü Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti, “Ey Tunus Halkı! Bu Demokratik Saçmalığa Daha Ne Zamana Kadar Sessiz Kalacaksınız?”başlıklı bir bildiri yayınladı. Gençleri bildirinin ülke çapında yoğun bir şekilde dağıtımını yaptılar. Dağıtımı sırasında ve sonrasında güvenlik birimleri, Kabala şehrinde İmad Amira ve Basem Kamile adlı Hizb-ut Tahrir gençlerini kaçırdılar. Gençler, bir avukat huzurunda güvenlik birimleri ile konuşmayı kabul ettiler, ardından serbest bırakıldılar. Safakus kentinde Muhtar Belhac ve Fahir Rubai ise, avukat geldikten sonra serbest bırakıldı. Cumartesi gecesi bir güvenlik ekibi, Sidi Bouzid’de Zahir El Amiri’nin evine baskın düzenledi. Genç, güvenlik ekibi ile (Geçerli bir sebep ve resmi bir celp olmadan) karakola gitmeyi reddetti. Bunun üzerine güvenlik güçleri, yaşadıkları hayal kırıklığının ardından dönüp gittiler.
“Haydutluk” ve çete yöntemi ile güvenlik güçleri, aynı bildirinin dağıtımı nedeniyle 19 Temmuz 2020 Pazar sabahı Sevesi kentinde Nurettin En Nuri’yi gözaltına aldılar. 20 Temmuz 2020 Pazartesi günü Cumhuriyet savcısına çıkarılana kadar gözaltında tutuldu. Siyasi bir bildirinin dağıtımını yapan gençleri tutuklamak, bir devlet skandalıdır, liderlerinin başıboş olduğunu doğrular. Elleriyle yazdıkları yasal ve anayasal düzenlemelere bağlı oldukları iddialarının sahte olduğunu ortaya koyar.
Ancak partinin yayınladığı bildirinin elçilik sakinlerini tedirgin etmiş gibi görünüyor. Çatışmada boğulan egemen sınıfa talimat verdiler. Onlar da gençleri tutuklamak, partiyi karalamak, sesini kısmak veya susturmak için bazı güvenlik birimlerini seferber ettiler. Evet, Hizb-ut Tahrir’in konuşmasını engellemek istiyorlar. Çünkü bildirisi, devlet kurumlarına, güvenlik organlarına, mevzuata, ekonomiye ve eğitime soktukları koloniye boyun eğen siyasi sınıfı afişe etmiştir. Tunus’u sömürgeci vesayeti altına koydular. Ve çünkü Hizb-ut Tahrir, yozlaşmış demokratik sistemin ortadan kaldırılmasına çağırıyor. Demokrasi, Tunus’un yaşadığı siyasi kaosun sebebidir. Halkını köleliğe doğru götürüyor. Ülkeyi karanlık bir tünele soktu. Bu tünelden Tunus’u Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin dayanak noktası haline getirerek ancak çıkılabilir.
Onlarca yıllık batılılaşmadan ve Tunus’taki İslam membaını kuruttuktan sonra Tunus’ta Hilafet çağrısının çok güçlü olduğunun, halkın partiye ve bildirilerine yöneldiğinin görülmesi sömürgecinin uykularını kaçırıyor. Ancak üzücü olan şey, ümmete ve dinine yardım etmek ve şehitlerin kanına ihanet edenleri, ülkeyi yabancı büyükelçilere ve uluslararası finans kurumlarına teslim edenleri, ülke zenginliğini yağmacı Batılı şirketlere peşkeş çekenleri, Tunus’u bölgedeki sömürgeciliğin en önemli ayağı için ilerici bir üs haline getirenleri tutuklamak yerine bu güvenlik organlarının, İslam’ın uygulanmasına çağıranları tutuklayarak İslam’ı iktidardan dışlama suçunda siyasi ortama ortak olduğunu görüyoruz! Ülkelerini, dinlerini ve ümmetlerini satan yöneticilere hizmetin onları, güçlerini batılın hizmetine veren ve Allah yolundan alıkoyan gangsterler gibi yaptığını görmüyorlar mı?
Bilmiyorlar mı ki, zalimlerin kovuşturmaları ve politik yargılamaları, Hizb-ut Tahrir gençlerini hakkı haykırmaktan alıkoyamaz, sömürgecilik hakkında konuşmasını engelleyemez. Sömürgecilik ve uzantılarını kökünden söküp atana kadar ve İslam hükümlerini uygulayıncaya kadar yurtlarına doğru yürüyecektir.
Tunus’ta iktidara getirilenler bilsin ki, Hizb-ut Tahrir onların hareketlerini izliyor, komploları karşısında duruyor, onları belleğinde tutuyor. Allah’ın izniyle yakında davet güçle buluştuğunda onlarla bu belleğindekiler ile yüzleşecektir.
İktidara getirilenler ve onların arkasında duran elçilikler bilsin ki, bu sıska devletçikler doğmadan önce bile Hizb-ut Tahrir’in kökleri topraktaydı. En azgın devletler bile onu durduramamış ya da karalayamamıştır. Hal böyleyken fasit iktidar ve sömürgeci büyükelçiliklerden talimatlar alan memur statüsündeki ajanlar, kökü sabit, feri de gökyüzünde olan bir parti ile nasıl boy ölçüşecekler? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
إِنَّ الَّذِينَ يُحَادُّونَ الله وَرَسُولَهُ أُولَئِكَ فِي الْأَذَلِّينَ * كَتَبَ الله لَأَغْلِبَنَّ أَنَا وَرُسُلِي إِنَّ الله قَوِيٌّ عَزِيزٌ “Allah’a ve Rasûl’üne düşman olanlar var ya, işte onlar en aşağı kimselerin arasındadırlar. Allah, “Şüphesiz ben ve Rasûllerim galip geleceğiz” diye yazmıştır. Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” [Mücadele 20-21]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Tunus Vilayeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 71345949 / 21430700 http://www.ht-tunisia.info/ar/ |
Fax: 71345950 E-Mail: tunis@htmedia.info |