حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
Medya Bürosu
No: TN–BA–2021–MB–TR–01 |
H. 23 Zilka’de 1442 M. Pazar, 04 Temmuz 2021 |
Tunus’taki Laik Rejim, Başörtülü Kızlar Partisine Karşı Kampanya Yürütüyor
Başörtülü kızların düzenlediği özel bir parti fotoğraflarının sosyal medya sitelerinde paylaşılmasının ardından Tunus’taki laik gazeteciler, örgütler ve dernekler ayağa kalktılar. Televizyon programlarında arzı endam ettiler, kınayıcı açıklamalar yaptılar. Fırsatı ganimet bilerek kendilerini hedef alan Kurani derneklere saldırdılar.
Munastır’daki Çocuk Koruma Temsilcisi, bunun bir aile partisi olduğunu açıklamasına rağmen, Tunus’taki yasaların çocukları fanatizm ve aşırılık fikirlerinden koruduğu gerekçesiyle söz konusu kızları ve ebeveynleriyle olan ilişkilerini soruşturmak amacıyla ailelerle iletişime geçildi. Bu, başörtüsü takmak da dâhil olmak üzere İslami hükümlere bağlılığın dini aşırılık olarak kabul edildiğinin açık bir göstergesidir.
Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Medya Bürosu Kadın Kolları olarak biz,
1- İslami kimlik düşmanı Batılılaşmış laiklere, Tunusluların İslamiyet’le gurur duyduklarını, Burgiba ve Bin Ali rejimleri altında yaşadıkları felaketlere rağmen İslam’a sımsıkı sarıldıklarını anımsatıyoruz. Burgiba ve Bin Ali, dinle mücadele etti, başörtüsü taktıkları için Müslüman kadınlara işkence yaptı. Yine de İslam inancını ve ona bağlılığı yok edemediler. Diktatörlükler yok oldu, ama İslam akidesi, kökleri yerin derinliklerindeki mübarek bir ağaç gibi, insanların nefislerinde canlılığını korudu. İslam Şeriatına dört elle sarılmaya devam ettiler. Ne Rableriyle tartıştılar ne de hükümlerinden ayrıldılar.
2- Allah’ın hükümlerine uymak, oğullarımızı ve kızlarımızı İslam’a göre yetiştirmek farzdır. Bu farz, İslam inancının ayrılmaz bir parçasıdır. Başörtüsü hükmünün, nasıl ve ne zaman farz olduğu konusu net ve açıktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَقُلْ لِلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ أَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلَى جُيُوبِهِنَّ“Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler.”[Nur 31] Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurdu:
يَا أَسْمَاءُ، إِنَّ الْمَرْأَةَ إِذَا بَلَغَتِ الْمَحِيضَ لَمْ يَصْلُحْ أَنْ يُرَى مِنْهَا إِلَّا هَذَا وَهَذَا – وَأَشَارَ إِلَى وَجْهِهِ وَكَفَّيْهِ “Ey Esma! Kadın buluğa erince ondan görülebilecek olan ancak şudur.” buyurmuş ve kendi mübarek yüzüne ve avuç içlerine işaret etmişlerdir.”
3- Söz konusu pozisyonlar, Tunus’taki laik düzenin halkın gerçekliğinden kopuk, küresel liberal sistemi ilintili olduğunun kanıtıdır. Doğru ve yanlış düşünsel ve ahlak kavramlarını bu laik sistem belirliyor. Sonra Birleşmiş Milletler ve uluslararası örgütler gibi kurum ve yapıları aracılığıyla bu kavramları, İslam ülkesi de dahil olmak üzere insanlığa dayatıyor. Bu kuruluşlar, ülkemizde karar ve editöryal çizgileri bağımlı şüpheli hücreler ve medya yapıları üretiyor. Bu yapılar, insan haklarını ihlal eden, dinlerinin ve kültürlerinin hükümlerini müsadere altına alan haksız davalar için mücadele ettiler. Evlerde temizlik işinde çalışmak, tecavüz ve cinsel tacize maruz kalmak, sokaklarda dilencilik yapmak, kapitalist sömürgeciliğin yoksullaştırma politikası nedeniyle eğitimi bırakmak gibi Tunus’ta çocukların yaşadığı gerçek trajedilere göz yumdular.
4- Laik düzen, Müslüman aileleri izliyor, oğullarını ve kızlarını nasıl yetiştirdiklerini gözlemliyor. Aslında laik düzen, çocukları koruyamıyor, sadece siyasallaştırıyor. Batılı beyin, engizisyon mahkemelerine dönüştürmek için devletteki resmi makamları kullanıyor. Macron’un Fransa’da Müslüman topluluklara karşı yaptığının aynısını yapıyor. Bu, Tunus’taki laik seçkinlerin ırkçı Frankofon kültürüyle ilintili olduklarının ikinci kanıtıdır.
5- Bu pozisyonlar, Tunus’un uluslararası anlaşmaları imzalama komplosuna angaje olduğunun bir yansımasıdır. Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Kadın Kolları olarak biz, CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmelere karşı uyarılarda bulunduk. Bu sözleşmeler, imzacı ülkeleri toplumların inandığı ve liberal laik normlara uymayan değerlere, geleneklere ve dini hükümlere müdahale etmeye zorluyor.
6- Müslüman aileler, kızlarını dinlerinin hükümlerine uygun olarak yetiştirmek zorundadır. Zafer ve kurtuluş jenerasyonu, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kuracak bir jenerasyon, feminist kurumların kültürünü kesinlikle reddetmelidir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
إنَّ اللَّه تَعَالَى فَرَضَ فَرائِضَ فَلاَ تُضَيِّعُوهَا، وحدَّ حُدُوداً فَلا تَعْتَدُوهَا، وحَرَّم أشْياءَ فَلا تَنْتَهِكُوها، وَسكَتَ عَنْ أشْياءَ رَحْمةً لَكُمْ غَيْرَ نِسْيانٍ فَلا تَبْحثُوا عَنْهَا “Allah Teâlâ bazı şeyleri farz kıldı, onları ihmal etmeyin. Bazı günahlara yaklaşılmaması için sınırlar koydu, o sınırları aşmayın. Bazı şeyleri haram kıldı, o haramları çiğnemeyin. Bazı şeyleri de unuttuğu için değil size olan merhameti sebebiyle dile getirmedi, onları da araştırıp kurcalamayın.”
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Tunus Vilayeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 71345949 / 21430700 http://www.ht-tunisia.info/ar/ |
Fax: 71345950 E-Mail: tunis@htmedia.info |