21 Temmuz Perşembe günü Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Medya Bürosu, Hizb-ut Tahrir’in Allah’ın indirdiklerinden başkasıyla hükmeden insan yapımı anayasaları reddeden ilkeli duruşunu teyit etti. 2014 anayasası ile Cumhurbaşkanı Kais Said’in 25 Temmuz 2022’de referanduma sunacağı 2022 anayasası arasında hiçbir fark yoktur. Video konferans yoluyla Hizb-ut Tahrir’in aslında referandum konusuyla ilgilenmediğini, siyasi partilerin referandumu destekleyen veya reddeden görüşlerini umursamadığını söyledi. Yaratılanın yaratık üzerindeki yönetimini tesis etmekle ilgilenmez, aksine Yaratıcının hükmünü tesis etmekle ilgilenir. Kuruluşundan bu güne kadar bunun için çalışmaktadır.

Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Medya Bürosu, Müslümanların anayasasının Kuran ve Sünnetten türetilen İslami bir anayasa olması gerektiğini belirtti. İslam akidesi, devletin anayasasının ve yasalarının esası ve temeli olacaktır. Yasama Aziz ve Celil olan Allah’a aittir, makamı, mevkii ve rütbesi ne olursa olsun bir yaratığa ait değildir. Genel olarak Müslümanlara ve özel olarak Tunus halkına, Âlemlerin Rabbinin Şeriatını uygulamak için çalışmaları gerektiğini hatırlattı. İslam’ı uygulayan bir İslam devleti için İslami bir anayasa benimseyenlere yardım etme görevlerini anımsattı.

2014 yılında Hizb-ut Tahrir, halka sefalet ve umutsuzluktan başka bir şey vermeyen Kurucu Meclis’in anayasasına karşı uyarıda bulunmuştu. 2019’daki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine karşı da uyarıda bulundu. Bu seçimlere katılmanın bir suç olduğunu ve Batılı güçlerin çıkarlarına hizmet eden siyasi sınıf üreten sömürgeciliği yerleştirdiğini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu öncesinde Kais Said’in seçilmesine karşı uyarıda bulundu. Said bu laik rejimin süslü yüzüdür. Bugün, sömürgeciliğin yönettiği, İslam’ı yönetimden ve yasamadan uzaklaştırmayı, modernist laik sistemin yerleştirilmesini ve yabancı etkinin yabancı etki ile değiştirilmesini amaçlayan siyasi süreci reddetme çağrısını yineliyor. Öte yandan, Hizb-ut Tahrir’in Kur’an-ı Kerim ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünnetinden türetilen anayasasını uygulama sahasına koymaya çağırıyor. Bu anayasa Tunus’un yaşadığı tüm sorunlar için tek çözümdür. Tunus halkının bu dünyada ve ahirette mutlu olmasının tek çaresidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللَّهِ حُكْماً لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ “Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah’ınkinden daha güzeldir?”^{[Maide 50]}