حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
Medya Bürosu
No: TN-BA-2023-MB-TR-11 |
H. 27 Ramazan 1444 M. Salı, 18 Nisan 2023 |
Tunus’taki Siyasi Fitneden Sakın, Çünkü Sömürgeci Ajandasıdır
وَالْفِتْنَةُ أَشَدُّ مِنَ الْقَتْلِ
“Fitne ölümden daha beterdir.” [Bakara 191]
Tunus’un çocukları için umutlar neredeyse tükenmiş durumda. Halk, aşırı pahalılıktan mustarip. Belirsizlikten kaçan insanlar, çığ gibi bir göç dalgası oluşturuyor, ülkenin yeteneklerini çarçur etmek için Kamu Teşebbüsleri Kanunu değiştiriliyor... İşte böylesi bir zor zamanda, sarsıcı bir şekilde siyasi söylem ortalıkta dolaşıyor. Söz konusu söylem akıl ve akılcılıktan, krizden çıkış için çözüm ve alternatifler sunmaktan, köklü değişimden, akide ve dine yardım etmekten, derin ve ölçülü bir okumadan oldukça uzaktır. Cumhurbaşkanı ve muhalifleri, siyasi arenayı tekellerine almış durumdalar. Gasp edilen ve hortumlanan ülke, pusuya yatmış sömürgeci güçlere altın tepside sunulmaktadır. Yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde kriz denince akla cumhurbaşkanı ve muhalifleri gelmektedir.
Cumhurbaşkanı “dürüst vatandaşları” ülkeyi temizlemeye, ülke ve halkın yetenekleriyle oynayanlardan kurtulmaya çağırdı ve orduyu da “darbe” ordusu olarak tanımladı. Ardından “darbeler taşla yapılır” ifadesini kullandı. Siyasi programlardan bahsetmedi. Nihilizm, dışlama, kaos, orman kanunları, insanları hayali çatışmalar ve boş polemiklerle oyalama, iktidar ve muhalefetiyle siyasi ortamın yegâne program haline gelmiştir. Ne kadar kötü hüküm veriyorlar! Dahası sömürgeciliğin körüklediği fitne, hakimdir, oysa fitne ölümden daha beterdir!
Ülkedeki bu içler acısı durum karşısında Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Medya Bürosu olarak biz, aşağıdaki gerçekleri dile getiriyoruz:
1- Bugün yaşananlar, İslam’a karşı girişilen fikri çatışmadan açıkça geri çekilmedir. Çatışma Batının kuklaları ile sınırlı tutuluyor. Halk kandırılıyor, insan yapımı yeni bir anayasa ve yeni bir parlamento ile devrimin güvenli bir şekilde limana ulaştırılacağı iddia ediliyor. İslam’a aykırı yeni kanunlar fitne ve ihtilafların çözümü için esas kılınıyor. Oynanan bu oyun, çerçevesi ve kuralları Batı ve organları tarafından belirlenen, sonuçları Batı tarafından kontrol edilen pis bir oyundur. Bu oyun, art niyetli siyasi bir ajandadır, devrim sayfasını kapatmayı ve siyasi tartışmayı sona erdirmeyi amaçlıyor. Siyasal İslam’ın başarısız olduğu yalanı ile Müslümanlardaki değişim arzusu öldürülmek isteniyor. Oysa İslam, Müslümanları kurtarabilecek ve kalkındırabilecek yegâne uygarlık projesidir. Dolayısıyla bu gündemin, Suriye halkına karşı kimyasal silah kullanan tiran Beşşar Esed rejimi ile ilişkilerin normalleşmesini isteyen Amerikan vizyonuyla kesişmesi şaşırtıcı değildir ve bundan sonra ne olacağını kim bilebilir?!
2- Halk siyasi hayatın dışına itildi, iradesi gasp edildi, kalıcı olarak siyasetten dışlandı. Cumhurbaşkanının demokratik sandık yoluyla iktidara geldiği ileri sürüldü. Halk sadece bir tüketim aracı olarak görülüyor. İnsanlar olayları ve donuk siyasi süreci izlemekle yetiniyor. Yahut IMF’nin denkleminde bir rakam haline gelmişlerdir. Bunlar, sömürgeci ajanların yandaşlarını seferber etmek için yaydıkları fitne söyleminin somut ve elle tutulur bir sağlamasıdır ve sadece Tunus’un geleceği için timsah gözyaşları döken Batılı güçlerin gündemine hizmet eder. Yarı siyasetçilerin ve yöneticilerin polemikleri ile gafletleri arasında sıkışıp kalan halkın hayalleri buhar uçmaktadır. Demokrasiyi vahiy mi getirdi ya da sandıklar, sorumlu olmayan bir peygamberlik mucizesi midir?
3- Batı, ümmetin devrimlerine öfkelidir, öfkesini gizleyemiyor, yüreğinde gizlediği ise daha büyüktür. Liderleri ve siyasileri itfaiye gibi müdahale etmesi için fitne ateşini tutuşturuyor. Birleşmiş Milletler’in bu yılın ikinci yarısından itibaren hükümet ile Tunus Genel İşçi Sendikası arasında toplumsal diyaloğa sponsorluk etme niyeti, Batının ülkenin en ince işlerine bile açıkça müdahil olduğunun kanıtıdır. Hele de siyasi uşakları üzerindeki kontrolünü sıkılaştırdıktan ve İslam’ı iktidardan uzaklaştırdıktan sonra. Bu, uğursuz bir kötülüğün habercisidir. Batı, halkın çocuklarını bu çatışmanın yakıtı yapıyor. Libya, Yemen, Irak ve Sudan’da yaşananlar bunun en iyi tanığıdır.
Sonuç olarak diyoruz ki, herkes fitnecilerin gündeminin ilk hedefinin ordular olduğunun farkında değil mi? Batı, orduların ümmetin uygarlık projesinin tarafında hizalanmasını engelliyor ve zararlı rejimlere sadık kalmalarını sağlıyor.
Tunus’taki troller ve yandaşlar, ne zaman öğüt alacaklar? Zeytune halkının yegâne kurtuluşunun İslam Devleti Raşidi Hilafet olduğunu ne zaman fark edecekler? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Tunus Vilayeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 71345949 / 21430700 http://www.ht-tunisia.info/ar/ |
Fax: 71345950 E-Mail: tunis@htmedia.info |