Hizb-ut Tahrir, 27.12.2013 Cuma günü bir bildiri yayınladı. Bu bildiride ülkenin servetini yağmalama sorununun bir felaket ve musibet olduğunu ortaya koydu. Gerçek şu ki düşmanlar için koruyucu duvar oluşturan yöneticiler büyük bir felakettir. Sömürgecilik, sinsice ve güvenle bu duvar arkasında saklanıyor, yönetimi kontrol ediyor, kanun koyuyor ve servetleri yağmalamak için politikalar belirliyor.

Ayrıca Hizb yöneticileri, politikacıları, uzmanları ve gazetecileri sömürgeci kâfirin elinde bir araç olmaktan uyardı. Çünkü sömürgeci kâfir, ülke ve kaynakları üzerindeki kontrolünü aldatıcı yöntemler ile saptırıyor. Örneğin servetin miktarı ve yapmacık sorunlar hakkında uzun ve çelişkili medya tartışmaları düzenliyor. Böylece insanlar, varlık nedenlerinden saptırılıyor. Zira İslam'ı hâkim kılmak, sömürgeciliğin nüfuzunu ortadan kaldırmak, miktarı ne olursa olsun Müslümanlara servetlerini iade etmek ve Râşit Halife Ebu Bekir'in yaptığı gibi bir deve bağcığı bile olsa bunun için yönetici tarafından haddi uygulamak onların varlık nedenleridir.

Hizb, Tunus'taki devrimci Müslümanları temeli cumhuriyet sistemi olan anayasaya karşısında durmaya çağırıyor. Bu anayasa İslam'ı hayattan koparıyor, ülke ve insanlara hükmetmesi için sömürgeciye alanlar bırakıyor.

Bu da ancak Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in Medine'deki gibi bir devlet kurarak devrimi tamamlamakla olur. Bu devlet, Müslümanların onur ve servetlerini koruyacak, sömürgeci düşman nüfuzunun kökünü kazıyacaktır.