05 Ocak 2016’da hükümet, Eylül 2012 olayları sonucunda ABD Büyükelçiliği ve Amerikan Lisesinin gördüğü zararın tazmin edilmesiyle ilgili meclise bir kanun tasarısı sundu. Hükümet tarafından verilen yasa tasarısına göre, büyükelçiliğe 5,4 milyon dolar [10,8 milyon dinar] ve Amerikan Lisesine de 1848 milyon dolar [3,6 milyon dinar] tutarında tazminat ödenecek. İki hektardan fazla arazi de büyükelçiliğe bağışlanacak. Ayrıca yasa tasarısı vergi muafiyetleri de getiriyor. Maliye Komitesi üyesi Nizar Amami’nin yardımcısının el-Mağrip gazetesine yaptığı açıklamada, “Komite, 7 Ocak 2016 Perşembe günü genel kurula sunulması beklenen tazminat ile ilgili yasa tasarısını ele alacak. Komite, önergenin yasaya dönüşme gerekçelerini sunmak amacıyla bir sonraki toplantıya katılmak üzere Başbakanlık ile iletişime de geçecek.” dedi.

Hizb-ut Tahrir /Tunus Vilayeti olarak biz, 2015 yılında Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa 2012 yılında ABD’nin Tunus Büyükelçiliğinde meydana gelen olaylardan kaynaklanan zararın tazmini olarak Amerika’ya 20000 m² arazi verilmesiyle ilgili resmi görüşmeler yapıldığına dair açık bir uyarıda bulunmuştuk. Tunus topraklarını peşkeş çekmenin riski konusunda Cumhurbaşkanlığı ve hükümeti uyarmıştık. Topraklarımızın bir karışını peşkeş çekmek, tamamını peşkeş çekmek gibidir. Bu, Allah’a, Rasûlü’ne, ülke halkına ve bütün ümmete ihanettir diye belirtmiştik. O zaman biz, hükümet ve Cumhurbaşkanlığının bundan vazgeçmesini, Tunus topraklarının bir karışının bile peşkeş çekilmesine adlarının bulaşmamasını arzu etmiştik. 

Ama son günlerde aldığımız haberlere göre hükümet, bu inadından vazgeçmiyor ve ihanet yasa tasarısı üzerinde devam ediyor. Tunus’un değerli toprak parçasını terör ve çete devleti Amerika’ya peşkeş çekiyor. Bilmiyor mu ki Amerika, dünyadaki Müslümanların bir numaralı düşmanıdır. Yalnızca Irak’ta bile bir milyon çocuğu katletmiştir. Dahası hükümet, bu ihanet ve toprak peşkeşini bir de milletvekilleri üzerinden yasalaştırmak ve yasaya anayasal bir meşruiyet kazandırmak istiyor. Yani hükümet, tehlikenin ciddiyetinin farkında. Bu nedenle bu suça sadece kendisi bulaşmak istemiyor, aksine halkın milletvekillerini de bulaştırmak istiyor ki hükümet, tek başına bu toprakları peşkeş çekti denilmesin, bu, halkın iradesidir denilsin!

Gün be gün hükümet, sadece sömürgenin isteklerini karşılamıyor. Aksine tamamen ona kul ve kölesi olmuş durumda. Ülkenin zenginlik ve kaynaklarını çarçur ediyor. Amerika’nın talimatları doğrultusunda askerlerimizi NATO’nun emrine sunmuştur. Tunus’un güvenlik yönetimini de İngiltere’nin tasarrufuna bırakmıştır. Ülke mallarını ya satışa sunmuş ya da ipotek altına vermiştir. Sadakat ve itaat adına bir toprak parçasını ücretsiz vermiş çok mu ki. Korkarız bugün milletvekilleri mecliste bu cürme el kaldıracaklar. Tıpkı daha önce ülke krizinin şiddetini artıran yozlaşmış yasalara el kaldırdıkları gibi. Bu yasalar, artan yoksulluk ve işsizlik, kötüleşen sağlık hizmetleri, yüksek yaşam maliyeti ve pahalı ulaşım hizmetleri karşısında çaresizdir...

Bu aziz toprakların -hangi bahane altında olursa olsun- bir santimini bile peşkeş çekmek, tüm toprakları peşkeş çekmek gibidir. Bu yeterince suç ve ihanettir. Derhal bundan vazgeçmelidirler. Değilse bu, onların sömürgecilerin ajanı olduğu ve ipotek politikası güttükleri anlamına gelir. Ülke ve ülke halkını korumakta ne kadar çaresiz kaldıklarını gösterir. Bu durumda sadece bunun hesabını sormak yeterli değildir. Aksine topraklarımızı düşmana teslim edenleri, bu konuda işbirliği yapanları, ihanet yasa tasarısı sunanları ya da Mecliste bunu onaylayanları veya değiştirmek için tartışmanın tarafı olanları veya buna teşvik edenleri yargılamak ve köklerini kazımak ülke halkının boynunun borcudur. Bunlarla Mescidi Aksa’yı Yahudilere peşkeş çekenler arasındaki fark nedir? Bütün Müslüman ülkeler aynı değil mi? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا لَا تَخُونُوا اللَّهَ وَالرَّسُولَ وَتَخُونُوا أَمَانَاتِكُمْ وَأَنْتُمْ تَعْلَمُونَ“Ey iman edenler! Allah’a ve Rasûl’e hainlik etmeyin. Bile bile kendi emanetlerinize de hainlik etmeyin.” ^{[Enfal 27]}