Amerika, hâlâ Afganistan, Irak, Suriye ve diğer Müslüman ülkelere her türlü sofistike silahlarla saldırmaya devam ediyor. Müslümanların hain yöneticilerini de kendisiyle birlikte seferber etmiştir. Ardından başta Fransa ve İngiltere olmak üzere müttefikleri de katil sömürgeci haçlı koalisyonuna katılarak peşinden gittiler. İslam’a ve Müslümanlara kindar Amerika ile işbirliği yapan şu an koalisyonda 40 ülke var. Koalisyondaki her ülke kendine göre argümanlar ileri sürüyor. Bu seferberliğin IŞİD ile mücadele ve terörü yok etmek için olduğunu iddia ediyorlar. İşte Amerika, Libya’da savaş tamtamları çalıyor. Müttefikleri ve yandaşları da onun peşinden gidiyorlar. Bahane aynı: IŞİD ve terörün ortadan kaldırılması! Kim, büyük güçler tarafından yürütülen küresel sömürge savaşının, ne kadar şişirilse şişirilsin sayı ve olanakları sınırlı silahlı bir grup olmaktan öteye geçmeyen silahlı bir örgütü yenmek için olduğuna inanabilir ki?

Tunus yöneticileri de sömürgeci söylem ve kavramları benimseyerek katil ve günahkâr koalisyon ile işbirliğine girdiler. el-Baci Kayed es- Sebsi, 4 Şubat 2016 günü diplomatik misyon şefleri karşısında yaptığı açıklamada, “Libya’ya müdahaleyi düşünen dost ülkelere derim ki, sadece kendi çıkarlarınızı düşünmeyin. Başta Tunus olmak üzere Libya’ya komşu ülkelerin çıkarlarını düşünün.” diye konuştu. 10 Şubat 2016 günü Dışişleri Bakanı Cüheynavi ise es-Sebsi’nin sözlerine şöyle açıklık getirdi: “Büyük güçler kendilerini ilgilendiren nedenlerden ötürü Libya’da teröre darbe vurmak hedefiyle müdahale etmek isterlerse, müdahale edebilirler. Ancak insani düzeyde önlem almamız için Tunus’u da resme koymaları gerekir...”

Tunus Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı, Libya’nın bombalanması ve sömürülmesinde hiçbir sakınca görmüyorlar. Müslüman ülkelere saldıran sömürgeci devletler, es-Sebsi’ye göre dost ülkeler iken Cüheynavi’ye göre büyük güçlerdir. İstediklerini yapabilirler. Tunus, onların işlerine karışmaz. Sanki Libya, Tunus’un doğal bir uzantısı değil de, Avrupa’nın bir parçası. Daha da tiksinti verici olanı ise, Tunus Savunma Bakanı, Tunus ile Libya sınırına örülen duvarın çok kısa bir sürede tamamlandığını söyleyerek adeta bununla övünüyor. Tunus hükümeti, Tunus ordusunu eğitmek amacıyla Almanya ve Amerika’dan gelen subayları kırmızı halılarla karşılamaya hazırlanıyor. Libya’ya yaptırım uygulanıyorken sınırların denetimi de nasıl olacak? Kuşkusuz hain ve biçare hükümetin, hiç çekinmeden bizi Libyalı kardeşlerimizi öldürmeye teşvik etmesi utanç verici ve zillettir, rezalet ve ayıptır.

Ey subaylar! Ey askerler! Amerikan askerleri ve subayları kesinlikle sizden daha güçlü değiller. Irak, Afganistan ve Suriye’de ne kadar ürkek ve korkak olduklarını gördünüz. IŞİD ile mücadele, Amerika ve müttefiklerinden yardım dilenerek olmaz. IŞİD ve işlediği suçlar, o devletlerin zerre kadar umurunda değil. Bu devletlerin suçları IŞİD’dinkinden çok daha büyüktür. Aksine onlar için önemli olan, çıkarlar ve bölge üzerindeki hegemonyalarıdır. IŞİD ile mücadele sizin ellerinizle olmalıdır ve siz bunu daha iyi yapabilirsiniz. Sizin, size hakaret eden, ordunuza ve güvenliğinize hâkim olan bir sömürgeciye ihtiyacınız yok. Biz, IŞİD’in Müslümanları öldürdüğünü, aralarında Hizb-ut Tahrir gençleri de olmak üzere Müslümanların çocuklarını gözaltına aldığını biliyoruz. Aynı zamanda biz, Amerika, İngiltere, Fransa ve onların yandaşlarının orduları seferber ettiklerini de biliyoruz. IŞİD’i ortadan kaldırmak için mi? Hayır, bölgeye hâkim olmak için, Libya’da yönetim sistemine sömürgeci çözüm bulmak ve Tunus’taki ajan rejimi güçlendirmek için. Ki bu iki ajan rejim, ümmetin devrimini diri diri toprağa gömsünler, yeniden sömürgecilik için istikrarı sağlasınlar, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin dönüşüne engel olsunlar. Bu nedenle Zeytune ülkesindeki Müslümanlara sesleniyor ve ülkedeki tüm aktörlere, güç ve kuvvet ehline diyoruz ki: Müslüman ülkelere kara bulutlar gibi çöreklenen sömürgeci ülkenin ve bu konuda onunla yardımlaşan, başkalarının dünyası uğruna kendi din ve onurlarını satan yöneticilerin iplerini kesin. Bu ipleri kesmek, başlangıçta beklenenden çok daha kolay ve basittir. Aksi takdirde ipler güçlenebilir, ovalar ve dağlara kadar uzanabilirler... Hizb-ut Tahrir, gayretlerinizi biliyor, kararlılığınızı törpülüyor ki Allah ve Rasûlü’nün sevdiği duruşu sergileyesiniz. Silahlı kuvvetlerin en üst komutanı el-Baci Kayed es-Sebsi ve hükümet tarafından benimsenen bu alçakça duruşu yok ediniz. Sonra ülke ve halkın, düşmanlar tarafından çepeçevre kuşatıldığını görürsünüz de pişman olursunuz. Ancak son pişmanlık fayda etmez. İçinizde yöneticilerin Allah’a, Rasûlü’ne ve müminlere ihanetini reddeden adam akıllı biri yok mu? İçinizde dinini, onurunu, ümmetini ve ülkesini seven ve bu yüzden sömürgeci karşısında durarak onların iplerini kesen adam akıllı biri yok mu?

هَذَا بَلَاغٌ لِلنَّاسِ وَلِيُنْذَرُوا بِهِ وَلِيَعْلَمُوا أَنَّمَا هُوَ إِلَهٌ وَاحِدٌ وَلِيَذَّكَّرَ أُولُو الْأَلْبَابِ

“İşte bu, kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak bir tek İlah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir.” ^{[İbrahim 52]}