İşgalci Yahudi varlığı, 5 Ağustos 2022 Cuma günü Filistin’in Gazze şehrine yönelik başlattığı ve 3 gün boyunca devam eden saldırılarda 46 Müslüman’ı şehit etti. İşgalci varlık yine Batı Şeria’nın Nablus kentine düzenlediği saldırılarda 3 Müslüman’ı daha şehit etti. Bununla birlikte Yahudi milletvekili Itamar Ben-Gvir ile fanatik Yahudi gruplar “İsrail” polisinin koruması altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlendiler. Çocuklar ve körpe bebeklerin katledildiği, kadın erkek, yaşlı genç onlarca Müslüman’ın yaralandığı bu saldırılar karşısında İslam beldelerindeki yöneticiler her zamanki gibi sessizliklerini koruyorlar. Mescid-i Aksa Yahudiler tarafından kirletiliyor ama yöneticiler harekete geçmiyorlar. İslam İşbirliği Teşkilatı, bu saldırı ve baskınlar ile “İsrail”in tehlikeli şekilde tansiyonu yükselttiğini ve uluslararası hukuku ihlal ettiğini söyleyerek kınama açıklaması yayınladı. Yıllardır Filistin direnişini desteklediğini söyleyen ama bugüne kadar “İsrail”e bir taş bile atmayan İran, aynı şekilde kınama açıklaması yaparak direnişi destekliyoruz yalanını tekrarladı. Arap Birliği ve Suudi Arabistan benzer şekilde kınama açıklamaları yapmakla yetindiler. Türkiye ise kınama açıklaması ile yetinmedi! Filistin meselesine yönelik hassasiyetin “İsrail”e iletilmesi için normalleşmenin ne denli önemli olduğunu vurguladı. 13. Büyükelçiler Konferansı’nda konuşan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “İsrail”i kınadıktan sonra "İsrail ile diyaloğumuz Filistin'e ilişkin hassasiyetimizin kendilerine doğrudan iletilmesine olanak sağlıyor." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Büyükelçilere verdiği yemekli toplantıda şunları söyledi: “İsrail ile tekrar rayına oturan ilişkilerimizi Filistinli kardeşlerimizin hakkını savunmak için de kullanıyoruz”

Türkiye ve başında işbirlikçi korkak yöneticilerin olduğu Arap ülkelerinden oluşan birlikler, Mescid-i Aksa ve Kudüs’ü işgal eden “İsrail”in güvenliğine hizmet etmekten başka hiçbir iş yapmıyorlar. Bunlar, “İsrail”in güvenliğini sağlamak için ABD’nin yürüttüğü politikaların uygulayıcısı konumundadırlar. Bu yöneticilerin görevi, işgalci Yahudi varlığının katliam ve saldırıları sonrasında kınama açıklaması yapmak ve bunu “İsrail”e iletmekten başka bir şey değildir. Zira bu görevlerini açık etmekten de çekinmiyorlar. Aynı zamanda bu yöneticiler, işgalci Yahudilere karşı Müslümanların öfkelerini dindirmek ve kendi halklarını bastırmakla görevliler. İşte Arap ülkeleri ve Türkiye’nin “İsrail” ile normalleşmelerinin asıl sebebi budur.

Ey Müslümanlar hitabımız sizedir! Çünkü bu yöneticiler nasihat alacak konumda değiller. Koltuk sevdaları onları sarhoş etmiştir. Bu sebeple gözlerini hakikate, kulaklarını ise nasihate kapatmış durumdadırlar. Bunların gözleri ABD’ye çevrilmiş, kulakları ise Washington’dan gelecek bir telefona kesilmiş haldedir. Bu yöneticiler üstlendikleri görev ile Kudüs’ün değil ancak Tel Aviv’in muhafızı olabilirler. Bu şekilde Filistin halkının değil ancak işgalci azgın Yahudilerin hamisi olabilirler. Sizler böyle değilsiniz Ey Müslümanlar! Biliyoruz ki Kudüs’teki, Gazze’deki, EL Halil’deki, Batı Şeria’daki Müslümanların derdi sizin derdinizdir. Onların üzüntüsü sizin üzüntünüz, onların göz yaşı sizin göz yaşınızdır. O halde duygularınızı eyleme dökün ve harekete geçin! Mescid-i Aksa ve Kudüs’ü haçlılardan temizleyen Selahaddin Eyyubi gibi cesur komutanlar ile Filistin’i yeniden özgürlüğüne kavuşturacak olan Raşidi Hilafet Devleti’nin ikamesi için bizimle birlikte çalışın! Allah Subhanehu ve Teala’nın etrafını mübarek kıldığı bu toprakları küffardan koruyacak olan Raşid Halifelere biat verme şerefini sahabe efendilerimiz gibi siz de tadın! Unutmayın ki bu hiç te uzak değildir. Elbette ki yarın bekleyenler için çok yakındır! Allah’ın izniyle Rasulullah’ın müjdesi mutlaka gerçekleşecektir.

وَلَتَعْلَمُنَّ نَبَأَهُ بَعْدَ حِينٍ“Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.” ^{[Sad 88]}