Hizb-ut Tahrir / Türkiye Vilayeti, Mısır zalimi Sisi yönetiminin Mısır'lı Müslümanlara yönelik başlattığı katliamları lanetlemek, Müslümanlara destek vermek ve İslam beldelerindeki yönetimleri harekete geçmeye çağırmak için, 16 Ağustos Cuma günü, İstanbul ve Ankara'da kamuoyuna yönelik gösteri yürüyüşleri ve basın açıklamaları yaptı. Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti'nin öncülüğünde gerçekleşen bu etkinliklerde yaşlı genç, kadın erkek binlerce Müslüman, çok yüksek coşku ve atmosfer altında Mısır için Demokrasi değil Hilafet istediklerini gür bir seda ile haykırdılar. Basın açıklamalarında şu ifadelere vurgu yapıldı: "O Mısır ki, İslam'ın kalesi, fetihlerin başlangıç noktasıdır. O Mısır ki,  İslam'ın düşmanları olan haçlılar ile Tatarlara karşı zaferlerin kaynağıdır. O Mısır ki, Bağdat'ta Hilafet'in başkenti olduğu gibi Abbasi Hilafet'i ile Osmanlı Hilafet'i arasındaki bağlantı halkasıdır." "Bugün Mısır'a yakışan, Batı'nın köhne Demokrasisi değildir. Bilakis bugün Mısır'a yakışan yeniden İkinci Raşid-i Hilafet'i ikame etmektir."

İstanbul Fatih Camii'nde yapılan basın açıklaması ve yürüyüşte Müslümanların taşıdıkları  "Demokrasi demokrasi dediniz, Ümmetin kanını emdiniz" "Mısır için çözüm demokrasi değil, Hilafettir" "Ne demokrasiden ne darbeden, Biz ümmetten ve Hilafet'ten yanayız" "Kahrolsun Sisi kahrolsun demokrasi, Geliyor Hilafet'in sesi" yazılı pankart ve dövizler, bazı medya organları ve laik demokrat yazarları çok rahatsız etmiş ve korkutmuş olacak ki, haber ve yazılarında Hizb-ut Tahrir'e yönelik yine bildik iftira ve karalama kampanyalarına başvurdular. Laik, demokrat bu yazarlar, Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti'nin bu hayırlı amelinden hemen sonra köhnemiş demokrasilerini korumak için kalemlerine sarıldılar. Hilafet hakkında "Hilafet tarihsel ruhani bir liderliktir" Hizb-ut Tahrir hakkında ise "Hizb-ut Tahrir tabanı olmayan marjinal bir gruptur" ifadelerini kullandılar. Ayrıca yine bildik "İngiltere destekli" iftiralarına sarıldılar. Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti Medya Ofisi olarak şu izahatı maddeler halinde bir kez daha yaparak kamuoyunun bilgilerine sunuyoruz:

1. Hilafet tarihsel bir kurum değildir. Hilafet, İslam'ın yönetim sistemi ve ümmetin siyasi otoritesidir. Hilafet; Allah Subhanehu Ve Teala'nın vaadi, Rasul Sallalahu Aleyhi Ve Sellem'in müjdesi ve hükmü kıyamete kadar baki kalacak farzların tacıdır. Dolayısıyla Hilafet için tarihsel kurum diyenler, köhnemiş demokrasinin gözler önünde yok oluşunu izlerken çaresizlik içinde Hilafet'e iftira ediyorlar.

2. Hizb-ut Tahrir marjinal bir grup değildir. Hizb-ut Tahrir, İkinci Raşid-i Hilafet Devleti'nin kurulması için 50'den fazla ülkede çalışan İslami siyasi bir partidir. Asıl ümmet nazarında meşru olmayan marjinal sistem ise köhnemiş demokrasidir. Dolayısıyla, demokrasinin ürettiği pislik ve sorunlar içerisinde yok olmaya mahkum olan insanlığı kurtuluşa çağıran Hizb-ut Tahrir'e Müslümanların teveccühü bu yazarları çok rahatsız etmektedir. Şu çok iyi bilinmelidir ki; Hizb-ut Tahrir öncülüğünde ümmetin yükselen Raşid-i Hilafet talebini hiç bir güç engelleyemeyecektir.

3. Hizb-ut Tahrir; kafir ABD, kafir İngiltere, kafir Rusya ve diğer Batılı tüm kafir devletlerin en çok korktuğu İslami siyasi harekettir. Çünkü Hizb-ut Tahrir, Müslümanları kendilerini sömürgeci kafir devletlerin tasallutundan kurtaracak mutlak çözüm olan İkinci Raşid-i Hilafet Devletine çağırıyor. Hizb-ut Tahrir'i "İngiltere destekli" gibi çürümüş ve kokuşmaya durmuş bildik iftiralar ile karalamaya çalışan bu yazarlara şunu nasihat ediyoruz. Hizb-ut Tahrir'i tanımak için daha önce kendi kalemlerinizle yaptığınız iftira haberlerini değil, Hizb-ut Tahrir'in kendi resmi web sitesini takip edin. Ayrıca ABD ve İngiltere yöneticilerinin Hilafet ve Hizb-ut Tahrir hakkında söylediklerini de iyi izleyin.

Son söz, Asıl Batı'nın desteklediği sistem, sizin İslam beldelerine yamalayarak servis ettiğiniz köhne demokrasinizdir. Bu gayretleriniz ise yok olmaya mahkum olan demokrasiye cansuyu olmaktır. Ne yazık ki ölümün çaresi yoktur.