حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Türkiye Vilâyeti
Medya Bürosu
No: TRu2013BAu20132010u2013RSYu2013TRu20130026 |
H. 23 Ramazan 1431 M. Perşembe, 02 Eylül 2010 |
-Basın Açıklaması- Türkiye Yöneticileri Söylemlerinde Sadık İseler; Azgın Yahudi Varlığını Dış Tehdit Olarak Kabul Etmelidirler!
20-24 Ağustos 2010 tarihleri arasında çeşitli medya organlarında "kırmızı kitap" olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin, AKP hükümeti tarafından yenilendiği, ilgili tarafların görüşü alınarak Başbakanlık tarafından düzenlenen taslağın 19 Ağustos 2010'daki MGK toplantısında üyelere dağıtıldığı, bu taslağa göre Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan beri alenen "İslam" denilemediği için "irtica" kelimesiyle ifade edilen iç tehdit algılamasının değiştirilerek, "dini istismar eden örgütler" tanımı getirileceği, belgenin ekler kısmında da söz konusu örgütlerin isminin belirtileceği gündeme gelmiştir. Öte yandan söz konusu haberlerde Yunanistan, Rusya, İran ve Irak'ın da dış tehdit olmaktan çıkarılacağı da ifade edildi.
MGSB'de yapılmak istenen değişikliğin kamuoyuna duyurulması, gerçekte Müslüman Türkiye halkını dinsiz demokratik laik rejimle barıştırma amacıyla topluma verilen bir mesajdır. Demokratik kimliğini her vesileyle vurgulamaktan geri durmadığı halde, yürüttüğü ikiyüzlü siyasette İslami kavramları sürekli malzeme olarak kullanan AKP'nin MGSB'deki değişiklik girişimi, akıllara RAND Corporation adlı Amerikan think-tank kuruluşunun 2003 yılında yayınladığı "Sivil Demokratik İslam" raporundaki şu ifadeleri getirmektedir: "Amerika Birleşik Devletleri'nin siyasal İslam'a ilişkin üç hedefi vardır. Birincisi, ABD, aşırılığın ve vahşetin yayılmasını önlemek istemektedir. İkincisi, bunu yaparken, Amerika Birleşik Devletleri'nin "İslamiyet'e karşı" olduğuna dair bir izlenim vermekten de kaçınmak istemektedir. Ve üçüncüsü, uzun vadede, İslami radikalliği besleyen daha derindeki ekonomik, sosyal ve siyasi nedenleri ele almaya yardımcı olacak, kalkınma ve demokratikleşmeye yönelik hareketleri teşvik edecek yolları bulması gerekmektedir."
Dış tehdit algılamalarındaki değişikliklere gelince; ABD'nin yukarıda bahsettiğimiz hedeflerine ulaşabilmesi için, Türkiye'nin komşularıyla sıfır sorun politikası yürütmesi gerekmektedir. Zira Türkiye, İkinci Raşidi Hilafet'in kuruluşunu geciktirmek üzere ABD tarafından çıkarılan "Genişletilmiş Ortadoğu Projesi"nin ılımlı İslam ülkesidir. Türkiye üzerinden İslami beldelere demokratik ve kapitalist fikirler pompalanmaktadır ki İslami beldelerdeki ABD nüfuzu pekişsin. Ayrıca İran'la yapılan uranyum takası anlaşmasının ABD tarafından talep edildiği daha önce kamuoyuna yansımıştı dolayısıyla İran'ın dış tehdit olmaktan çıkarılması ABD'ye rağmen değil, bizatihi kontrolünde gerçekleşmiştir. Yunanistan'ın dış tehdit olmaktan çıkarılması, Türkiye-AB müzakereleri nedeniyle Türkiye'den sürekli koparılan tavizlerle ilgilidir. Yine ABD'nin, Rusya'nın arka bahçesi olarak gördüğü Kafkaslar ve Orta Asya'daki hedefleri için Türkiye'yi bir truva atı olarak kullanmasından dolayı Rusya dış tehdit olmaktan çıkarılmıştır.
Ey Türkiye'deki Müslümanlar!
Başınızdaki yöneticiler söylemlerinde sadık olsalardı sürekli İslam ümmetine karşı sinsi planlar kuran, ellerinden Müslüman kanı damlayan başta ABD olmak üzere sömürgeci kafir Batı devletlerini dış tehdit olarak ilan ederlerdi. Kıbrıs'ı kendi toprağı ve Kıbrıs'ın kuzeyindeki Türk askeri varlığını işgalci sayan AB'yi, dış tehdit sayarlardı. Uluslararası karasularda Mavi Marmara gemisine saldıran azgın Yahudi varlığını devlet olarak tanımaktan vazgeçip dış tehdit sayarlardı.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: www.hizb-turkiye.com |
E-Mail: bilgi [@] hizb-turkiye.com |