01 Ağustos 2019 Perşembe günü Hizam el-Emni güçlerine ait El-Cela Karargâhı’ndaki askeri töreni hedef alan büyük bir saldırıda Hizam el-Emni güçlerinin üst düzey askeri yöneticilerinden Ebu Yemame olarak bilinen Münir el Sadi de öldü. Saldırıdan kısa bir süre sonra Husiler, kontrollerindeki bölgeden attıkları bir roketle suikastı üstlendiklerini açıkladılar.

Yemen’de son birkaç yılda vekâlet savaşı yürüten askeri personelinin pek çoğunun kanı heder oldu, organları parçalandı. Bu amaç için kuruldukları için savaşta kardeşlerine karşı aslan kesildiler. Aralarında savaşı önleyecek ve onları kâfir düşman kuvvetlerine yöneltecek doğru askeri doktrin ile değil de yanlış askeri doktrin ile donatıldılar.

Yemen’in çeşitli kentlerinde asker ve siyasilere yönelik suikastlar devam ediyor. İslam’a düşman olan, açıkça düşmanlık yapan, başlarına felaket gelmesini bekleyen İslam ve Müslümanlar düşmanlarına karşı savaşmaları gerekirken Yemen halkı arasındaki kanlı iç çatışmada kayıplar yaşanıyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاء مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ “Onların kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür.”^{[Ali İmran 118]} Kâfirler, 2001’de başlattıkları haçlı seferinden sonra İslam ile baş edemedikleri için Müslümanları birbirlerine kışkırttılar. Filistin gaspçısı Yahudi varlığına yönelik füze denemesinde bulunduklarını iddia eden önceki ve şimdiki Yemenliler kesinlikle yalancıdır.

Marjinal yapay çatışmaya katılan, İslami hükümleri bir kenara atıp onlara uymayan, uluslararası tarafları ile hareket eden kesimlerin verdiği kayıplara kimse üzülmeyecek. Müslümanlar, burada orada aralarında savaşın fitilini ateşleyenlerin farkında olmalı, yangını söndürmek için çalışmalıdır. Çünkü savaşın devam etmesi İslam ümmetini gerçek düşmanlarından saptıracak, kanlarının boş yere akmasını sağlayacaktır. Şiddetle ihtiyaç duydukları bir zamanda hikmet halkı neden hikmetten yoksun ki?

Yemen halkı, sömürgecilerin tuzağına düşmemek için -halkına asla yalan söylemeyen- Hizb-ut Tahrir’in zaman zaman yaptığı uyarıların farkında olmalı, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmak için kolları sıvamalıdır. Yakında kurulacak Hilafet, işlerini İslam’a göre güdecek, onları Allah’a itaate ve rızasına yönlendirecek, bir daha dönmemek üzere sömürgecilerin nüfuzunu ülke dışına sürecektir.