Husiler, 01 Ağustos 2019 Perşembe günü Ebu Yemâme’ye düzenledikleri suikast sonrası son bir kaç gündür görsel-işitsel ve yazılı basında yer alan ve Aden’den zorla sürgün edilenlerle ilgili haberleri istismar ettiler. Bu trajedilerden Aden yönetimini suçlayan Husiler, Kuzey Yemenlileri sürgün eden kiralık suç çetesi ve grubuna karşı Aden yönetiminin hiçbir eylemde bulunmadığını belirttiler. Araştırma yaptığınızda aslında Aden’den sürgün edilmesi gerekenin bunlar olduğunu görürsünüz.

Olayların ardından Husiler, Aden’den zorla sürgün edilenlerin trajedilerinden masum olduklarını, bu kişilere yapılan zulüm ve baskıda hiçbir parmaklarının olmadığını gösterme çabasına girdiler. Daha da öteye giden Husiler, uluslararası örgütlere sürgün edilenlere para yardımı yapılması çağrısında bulundular.

İktidarı eksik devralan, yönetimi gayri İslami yönetimden İslami yönetime dönüştürmeyen Husiler bunu nasıl yapabilirler? Eğer iktidarı tamamen devralıp İslam’a göre hükmetmiş olsalardı, iyilik, adalet ve güvenlik arayışıyla dünyanın dört bir yanından Müslümanlar ve gayrimüslimler akın akın onlara gelirdi. Dahası Husiler, yardım paralarına el koyup ceplerine indirdiler ya da yandaşlarına peşkeş çektiler. Diğer insanları bu paralardan yoksun ve mahrum bıraktılar. Bu yüzden bu insanlar arasında yoksulluk ve yoksunluk yaygınlaştı. Fitne savaşına katıldıkları gerekçesiyle Husilerin takibatına uğrama korkusuyla Sana’dan kaçmak zorunda kaldılar ama bu seferde Aden’deki güney ayrılıkçıların tuzağına düştüler.

Kurulan İslam Devleti ve Allah Rasûl’ünün Medine’ye ulaşır ulaşmaz inşa ettiği İslami yönetim, Yahudileri bastırdı. Arazi ve mal sahibi Ensar’ın, dünyada hiçbir şeyi olmayan muhacir kardeşleri ile lokmalarını paylaşmalarını sağladı. Yoksa Husiler, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Yahudiler ile anlaşma yaptığını, Ensar ile muhacirleri kardeş ilan ettiğini okuyorlar ama okuduklarını anlamıyorlar mı?

Bunu anlamayanların Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu hadisini anlamamaları normaldir:

ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ “Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.” Biz, iman ve hikmet halkının her şeyi çok iyi anladığını, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin gölgesi altında yaşamak istediğini yakinen biliyoruz. Hanedanlık ve ayrılık iddialarından uzak Ukab sancağı altında yaşamak ve Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir ile çalışmaktan başka çareleri yok.