09 Kasım 2019 Cumartesi günü Abdülmelik El Husi, Peygamberimizin doğum yıldönümünü kutlamak için Sebin Meydanı’nda toplanan kalabalığa hitaben yaptığı uzun televizyon konuşmasında, “Düşman, (İsrail) halkımıza karşı herhangi bir çılgınlık yaparsa, düşmana karşı Allah yolunda cihat ilan etmekten halkımız çekinmeyecektir. Yine Yahudi varlığına [İsrail] ait son derece hassas hedeflere ölümcül darbeler vurmak için bir an olsun bile tereddüt etmeyecektir.”dedi.

2014 yılında Sada’dan başlayan Kurani yürüyüşün sloganı, “Mescidi Aksa’yı Yahudilerin pisliğinden” temizlemekti. Pekâlâ, ne değişti? Toptan yok etmeksizin bazı hassas hedeflerine saldırmak için Yahudi varlığının saldırması mı bekleniyor? Genç ve yaşlı Husi politikacılar, her daim konuşmalarında Yahudi varlığının Yemen koalisyonuna katılımından dem vuruyorlar. Mescidi Aksa’nın kurtarılması, Mescidi Aksa’ya ulaşmalarını engelleyenleri tasfiye etmek için takipçilerinin kararlılıkları bilemek amacıyla kullanılan bir slogandan ibarettir. Takipçileri, Kurani Yürüyüşün Sana’a’daki hedefinden sapmış olduğunu fark etmediler mi? Peki ya Kurani Yürüyüş Yemen dışına çıkmış olsaydı ne olurdu? Hiç şüphesiz özde değil sözde Yahudi varlığını yok eden direniş ekseninin peşinde gidecekti!

Abdülmelik El Husi ve diğer kartondan liderciklerin yaptıkları bu tür tehditler, sadece iç kamuoyuna yöneliktir. Kamuoyunu parlatmaktan ve azmini bilemekten başka bir şey değil. Konuşmanın yapıldığı gece medya, bu tehditlerin propagandasını yapmaya başladı. Siyasi analistler, açıklamanın içerik ve bileşenini yorumlama yarışına girdi. Ertesi gün de gazetelerin sayfalarında yer aldı. Yoksul takipçileri de bu açıklamaları gerçek sandılar. Şaşırtıcı olan, Yahudiler bile oyuna ortak oldu. Amerika, bu sayede Yahudi varlığına zarar vermeyen ek kahramanlar yaratabilir.

Bu medya kampanyasının amacı, Abdülmelik’in imajını parlatmak ve ona “Mescidi Aksa’nın kurtarıcısı” elbisesi giydirmektir. Oysa o, bu elbiseye ne layıktır ne de onu giyebilir. Önümüzdeki aylara bakın. Medya, Yahudi varlığının tek bir kılına bile dokunmadan Abdülmelik’in tehditlerinden bir kahraman türetecektir.

Soyut tehditlerin Yahudi varlığını ortadan kaldırmayacağı açık ve nettir. Onu sadece Ukab sancağı altında Müslüman ordular ortadan kaldırabilir. Nitekim Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

لَا تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى تُقَاتِلُوا الْيَهُودَ حَتَّى يَقُولَ الْحَجَرُ وَرَاءَهُ الْيَهُودِيُّ يَا مُسْلِمُ هَذَا يَهُودِيٌّ وَرَائِي فَاقْتُلْهُ “Siz Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Arkasında Yahudi’nin saklandığı taş: “Ey Müslüman, arkamda Yahudi var, gel onu öldür” diyecek.”Bu, ancak ikinci Raşidi Hilafet gölgesi altında olacaktır. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ   “Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.”