Üst üste iki gün Aden Valiliği’nde halk gösterileri ve protestoları gerçekleşti. Protestocular Mansur ve Şeyh Osman banliyölerindeki sokakları kapattı. Kötüleşen yaşam koşulları ve artan yüksek fiyatların yanı sıra uzun yıllardır Güney Yemen illerinde süren elektrik, su ve sağlık hizmetleri gibi temel hizmetlerin eksikliği nedeniyle komşu Lahj ve Ebyan valiliklerinde de protestolar düzenlendi.

Bu, Aden’de ve güney valiliklerinde iktidarda olan Main Abdülmelik hükümetinden, geçiş hareketlerine ve devrimci hareketlere kadar mevcut politikacıların insanların işleriyle ilgilenmediklerinin, insana yakışır bir yaşam için gerekli güvenlik, barınak, yiyecek, giyecek, eğitim, ilaç, elektrik ve su gibi temel ihtiyaçları karşılayamadıklarının kanıtıdır. Bu politikacılar iyiliğe davet ettiklerini iddia etseler de aslında şer davetçileridir. İslami sistemin yokluğunda insanların işleri doğru bir şekilde güdülmemekte, Yemen üzerinde rekabet eden Batılı sömürgeci kapitalist ülkeler, sadece ülkenin zenginliklerinin yağmalanmasına özen göstermektedir. Bunun sonucunda insanlar acı çekiyorlar, yerel siyasi partiler de hedeflerine ulaşmak için insanların acılarını istismar ediyorlar, acıları üzerinden ticaret yapıyorlar.

Petrol ve gaz üreten bir ülkede elektrik sıkıntısı yaşanması çok tuhaf. Yabancı petrol şirketlerinin kendi ülkelerine ihraç etmek için keşfettiği ve ürettiği siyah ham petrol üretimi günlük bir milyon varile dayanmış durumda. Petrol şirketleri, ülkenin petrol türevleri ihtiyacını rafineri etmesine izin vermiyorlar. Petrol türevleri ihtiyacını şirketlerden karşılamasını sağlıyorlar. Bu, güney Yemen’deki yöneticilerinin rızasıyla bu şirketlerin izlediği açık bir sömürge politikasıdır.

Kapitalist sistemde insanlar diğer hizmetlerden de yoksundur, hizmetler bir hizmet olarak sunulmamaktadır, aksine bir meta olarak sunulmaktadır, hizmetlere ulaşanlar, ulaşıyor, ulaşamayanlar için de gerekli görülmemektedir. Yemenlilerin ülkesi su ve tarım açısından zengindir, bin kilometreden fazla deniz kıyısına sahiptir, yıl boyunca güneş almaktadır ve rüzgârı boldur.

Başkanlık Konseyi ve Geçiş Konseyi lüks bir hayat sürmektedir. İnsanların aç ve susuz kaldıkları gibi aç ve susuz kalmıyorlar. İnsanlar gibi soğuk su yokluğu ya da elektrik kesintisi yaşamıyorlar, sıcaklık ve karanlığı maruz kalmıyorlar. Müminlerin Emiri ve Müslümanların Raşidi Halifesi Ömer bin Hattab’ın (Allah ondan razı olsun) kıtlık günü söylediği “İnsanlar açken ben toksam ne kötü bir yöneticiyim” sözlerinin kıyısından bile geçemezler. Ömer RadıyAllahu Anh yağ yiyordu, kendine yağ yemeyi yasaklamıştı, iki parmağıyla hafifçe karnına vurarak “İstediğin kadar gurulda Allah’a yemin ederim ki halkın yiyemediğini sen de yemeyeceksin” demiştir.

Her taraftan insanı saran tüm bu acı ve kederler, gök ehlini de yer ehlini de hoşnut edecek radikal değişimi düşünmek için teşvik edici bir unsur olmalıdır. Söz konusu değişim zalim hükümdarları ortadan kaldıracak bir değişimdir. Bu acı gerçeğin ortasında Yemen halkını Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletinin gölgesi altında İslami yönetimi kurmak için bilinçli ve basiretli bir şekilde bizimle birlikte çalışmaya davet ediyoruz. Bizim İslam’a dayalı bir kalkınma projemiz var.

Alemlerin Rabbinin sistemi ne kadar hikmetli ne kadar muhteşem ve ne kadar adildir. Yemen halkı rahat bir yaşam sürmek için kapitalist sistemi İslami sistemle değiştirmek zorundadır. İslam sisteminde yönetici refahı tekelinde tutmaz ve insanları refahtan esirgemez. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّ فِي هَذَا لَبَلَاغاً لِّقَوْمٍ عَابِدِينَ“Şüphesiz bunda Allah’a kulluk eden bir toplum için yeterli bir mesaj vardır.” ^{[Enbiya 106]}