Sözde Geçiş Konseyi’nin lideri Aydarus ez Zubeydi, Geçiş Konseyi’ne bağlı Güney Avam Kamarası’nın kuruluş konferansında bir konuşma yaptı. Ez Zubeydi, konuşmasında, Filistin sorununun iki devletli çözüm ve İbrahimi Anlaşma çerçevesinde çözülmesi çağrısında bulundu. Bu gibi insanlar İslam’dan, hükümlerinden ve öğretisinden hiç haberdar değiller sanki! Cihat hükümleri, vela ve bera (müminleri sevmek, onları dost edinmektir. Kâfirlere buğzetmek, onlara düşmanlık beslemek) hükümleri, İslam ülkeleri hükümleri, Mübarek Toprak Filistin ve İsra Suresi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorlar mı?

Aydarus’un çağrıda bulunduğu iki devletli çözüm, Mübarek Toprak Filistin’de işgalci devletin yanında bir Filistin devletinin kurulmasını öngörüyor. Diğer bir deyişle iki devletli çözüm, Müslümanların Ömer El Faruk döneminde fethettiği İsra ve Miraç toprakları üzerinde işgal ve egemenlik hakkının resmen tanınması demektir!

Sadece iki devletli çözümden bahsetmekle yetinmeyen Aydarus, İbrahimi Anlaşma’nın uygulanması çağrısında da bulundu. İbrahimi Anlaşması, küfrün başı Amerika’nın himayesinde Yahudi varlığı, Emirlikler ve Bahreyn arasında Eylül 2020’de imzalanan bir barış anlaşmasıdır. İslam’ı batıl ve sapık dinlerle birleştirmek, farklılıkları ortadan kaldırmak, tüm dinleri eşit kılmak, iman ve küfür, vela ve bera kavramlarını ortadan kaldırmak için söz konusu anlaşmaya İbrahimi Anlaşma adı verilmiştir...

İman ve hikmet diyarında gece gündüz çağrıda bulunulan bu küfür reddedilmeli ve mensupları da dışlanmalıdır. Genelde Yemen özelde güneyindeki Müslümanlar, liderliklerini Allah ve Rasûlü düşmanlarını dost edinenlere vermemelidirler. Filistin’i kurtarmak için ittifakların ve orduların seferber edilmesi, sınırların aşılması, şeri hükümlere bağlanılması, Müslümanların desteklenmesi, zulmün ortadan kaldırılması ve Mescid-i Aksa’nın özgürleştirilmesi yerine Aydarus’un, gece gündüz Müslümanları boğazlayan, kadın, çocuk ve yaşlıları katleden Yahudiler ile normalleşme ve barış çağrısında bulunduğunu görüyoruz!

Ey Yemen halkı! Ey Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in iman ve hikmet ehli olarak nitelediği kimseler! Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, kimi zaman İngiltere kimi zaman Amerika’yı dost edinen yöneticilerin ipini kesin. Dinler arası eşitlik inancına değil, İslam inancına sımsıkı sarılın! Geçiş Konseyi’nin sizin için hayırlı bir projesi olamaz, İngiliz efendisine hizmet etmek için sizi dininizden, ümmetinizden uzaklaştırma çabası içerisinde. İslam ümmetinin fokur fokur kaynadığı, Filistin’i kurtarma coşkusu ve heyecanının tavan yaptığı, Filistinli Müslümanlara sempati duyulduğu bir zamanda Yahudi varlığıyla normalleşme bugün istenen en son şeydir. Aydarus’un bu sözleri, sadece kendisini bağlar, Müslümanları bağlamaz. O yüzden çöküş ve ajanlık çukurunda patinaj yapan Aydarus, izlenmeyi hak etmiyor.

Filistin sorununun İslam’daki çözümü bellidir, bu konuda Müslümanlar arasında anlaşmazlık yoktur. Çözüm, Allah Subhânehu ve Teâlâ kitabında ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sünnetinde yazılıdır. Çözüm, Yahudiler Müslüman ülkesinden çıkarılana ve Mübarek Toprak, Hilafet Devletinin gölgesi altında İslam otoritesine geri iade edilene kadar cihattır... Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَقَضَيْنَا إِلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ فِي الْكِتَابِ لَتُفْسِدُنَّ فِي الْأَرْضِ مَرَّتَيْنِ وَلَتَعْلُنَّ عُلُوّاً كَبِيراً * فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ أُولَاهُمَا بَعَثْنَا عَلَيْكُمْ عِبَاداً لَّنَا أُولِي بَأْسٍ شَدِيدٍ فَجَاسُوا خِلَالَ الدِّيَارِ وَكَانَ وَعْداً مَّفْعُولاً * ثُمَّ رَدَدْنَا لَكُمُ الْكَرَّةَ عَلَيْهِمْ وَأَمْدَدْنَاكُم بِأَمْوَالٍ وَبَنِينَ وَجَعَلْنَاكُمْ أَكْثَرَ نَفِيراً * إِنْ أَحْسَنتُمْ أَحْسَنتُمْ لِأَنفُسِكُمْ وَإِنْ أَسَأْتُمْ فَلَهَا فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ الْآخِرَةِ لِيَسُوءُوا وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُوا الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُوا مَا عَلَوْا تَتْبِيراً“Biz, Kitap’ta İsrailoğulları’na: Sizler, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız, diye bildirdik. Bunlardan ilkinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşarak (sizi) aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaat idi. Sonra onlara karşı size tekrar (galibiyet ve zafer) verdik; servet ve oğullarla gücünüzü arttırdık; sayınızı daha da çoğalttık. Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz. Artık diğer cezalandırma zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid’e (Süleyman Mâbedi’ne) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler (diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat kıldık).” ^{[İsra 4-7]} Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

انفِرُوا خِفَافاً وَثِقَالاً وَجَاهِدُوا بِأَمْوَالِكُمْ وَأَنفُسِكُمْ فِي سَبِيلِ اللهِ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ“(Ey müminler!) Gerek hafif, gerek ağır olarak savaşa çıkın, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihat edin. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.” ^{[Tevbe 41]} Müslim’in Ebu Hurayra’dan rivayet ettiğine göre Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

لَاتَقُومُالسَّاعَةُحَتَّىيُقَاتِلَالْمُسْلِمُونَالْيَهُودَ،فَيَقْتُلُهُمْالْمُسْلِمُونَ،حَتَّىيَخْتَبِئَالْيَهُودِيُّمِنْوَرَاءِالْحَجَرِوَالشَّجَرِ،فَيَقُولُالْحَجَرُأَوْالشَّجَرُيَامُسْلِمُيَاعَبْدَاللَّهِ،هَذَايَهُودِيٌّخَلْفِيفَتَعَالَفَاقْتُلْهُ،إِلَّاالْغَرْقَدَفَإِنَّهُمِنْشَجَرِالْيَهُودِ  “Müslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. O harpte Müslümanlar Yahudileri öldürecekler. Öyle ki, Yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak da taş veya ağaç; “Ey Müslüman, Ey Allah’ın kulu! İşte arkamda bir Yahudi. Gel, onu öldür” der. Yalnızca Garkad bir şey söylemez. Zira o, Yahudilerin ağaçlarındandır.”

Ey İslam ümmeti! Halkına yalan söylemeyen bir lider olan Hizb-ut Tahrir, sizi çalışmaya davet ediyor. Hizb, bu liderlerin eylemlerine karşı sizi defalarca uyarmış, ilk günden itibaren sadece sömürgeciliğe hizmet etmek ve emirlerini yerine getirmek için iktidara geldiklerini belirtmiştir. Onların meselesi, ümmetin ve insanların meselesi değildir, Müslümanlardan daha çok Batı’ya sadıktırlar. Size yakışan, onları tamamen reddetmek ve liderliğinizi, Allah’tan korkan, sizi dünya ve ahiret izzetine çağıranlara vermenizdir.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا للهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}