حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu
No: YMu2013BAu20132014u2013MBu2013TRu2013004 |
H. 17 Rabi’-ul Âhir 1435 M. Salı, 18 Şubat 2014 |
Federalizm: Halkın İsteği Mi Yoksa Batının İsteği Mi?" Başlıklı Basın Konferansının Konuşma Metni
Yemen halkı devrimden çıkar çıkmaz hemen Batı örgüt, parti ve politikacılardan oluşan ajanları aracılığıyla devrimi kuşatmaya çalıştı. Yemen halkı, kapitalist sistemin uygulanması sonucunda hayatın her tarafını sarmalayan politik, ekonomik, sosyal, eğitim istibdadını ve zulmünü ortadan kaldırmak istedi. Çünkü sorumluluğu fırsat ve ganimet bilen sermaye sahipleri iktidar ve para hırsıyla insanların mal ve hakları üzerinde hâkim olmuştular. Şüphesiz Yemen halkı, federalizm ve bölgecilik istemiyle devrime kalkışmadı, bu akıllarında bile yoktu. Ama buna rağmen Batı, hedeflerine ulaşmak için yine de açık bir kapı buldu. Özellikle de Amerika, İran yoluyla Hutilere ve el-Hirak'a [Güney Ayrılıkçı Hareketi] destek vererek Yemen'in parçalanması ve bölünmesini istiyordu. Ayrılmanın başlangıcı olarak iki bölge seçeneğinin arkasında Amerika vardır. İngiltere ise o dönemin İngiliz büyükelçisinin de belirttiği gibi ülkede meydana çatışma ve olayları ülkeye hâkim üç aile arasında patlak veren kişisel bir mesele kabul ederek kendi çıkarlarını korumak üzere hemen devreye girdi. Hem kendi çıkarlarını hem de o üç ailenin çıkarlarını tehdit etmeyen bir çözüm bulmaya çalıştı. Böylece Amerika'nın müdahil olma gerekçesini de elinden almak istedi. Çıkarlarını kaybetmemek ve parçalamamak için bölgecilik düşüncesini ortaya atan İngiltere'dir. Bilinen o ki halk, federalizm talep etmek amacıyla devrime kalkışmadı. Federalizm düşüncesini aklının ucundan bile geçirmemişti. Federalizm seçeneği, farklı çıkarları olmasına rağmen Batı elçilikleri tarafından ortaya atılmış ithal bir çözümdür. Federalizm düşüncesinde petrol, gaz, madenler ve diğer kaynaklar üzerindeki çatışma açıkça görülmektedir. Halk, tiran ve zorbaların neden olduğu hastalıktan kurtulmak için sokağa döküldü. Sosyal, siyasal, ekonomik, eğitim alanlarında yolsuzluk, yoksulluk, cehalet, işsizlik ve siyasi adaletsizlik gibi hastalığını belirtileri halk üzerinde kendini göstermişti. Halk bu durumda iken hemen Batı devreye girdi, hastalığı teşhis ederek farklı bir hastalığın tedavi ve tanısını halka sundu. Bu konuda politikacılar da Batı ile işbirliği yaptılar. Teşhisin altına imza atmakla halka ihanet ettiler. Nasihat edecekleri yerde "Bu hastalığın tedavisi budur" diye halkı ikna etmek için Batının saflarında yer aldılar. İşte tedavi, federalizmdir. Yemen halkının duçar kaldığı sorunun çözümü, ancak sorunun vakası bilindikten, nedenleri incelendikten ve tedavisi gözlemlendikten sonra söz konusu olur. Tabii bunu yapacak olan ümmetin Salih ve güvenilir evlatlarıdır. Ne sömürgeci Batının kendisi ne onun ikna olmuş ajanları ne de satılık politikacılar asla değil. Federalizm şeran ve fiilen çürük ve çarpıktır.
Şeran çürüklüğüne gelince: İslâm'da yönetim sistemi, her bir vilayetin yerel yönetiminin özerk olduğu, genel idare sisteminin ise federal vilayetlerin birleşmesi ile oluştuğu federal sistem değildir. Tam tersi İslâm'da yönetim sistemi vahdet sistemidir. İslâm Devleti için batıda Marakeş ne ise doğuda Horasan da odur. Bir an Hilafet merkezinin Kahire'de olduğunu varsayarsak Feyyum kenti ne ise tüm diyar kentler de aynıdır. İslâm Devletinde tüm bölgelerin maliyesi ve bütçesi tek bir bütçe ve maliyedir. Bu bütçe, tüm tebaanın faydası esas alınarak harcanır. Vilayetlerin bu uygulamada birbirine herhangi bir imtiyazı yoktur. Örneğin bir vilayetin ihtiyacı olanın birkaç katı vergi toplanmış olduğunu varsayalım, bu durumda o vilayete toplananın tamamı kadar değil ihtiyaçları büyüklüğünde bir harcama yapılır. Bir diğer vilayette toplanan vergi ise kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyorsa ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde genel bütçeden desteklenir. Değerlendirmedeki esas vilayetin ihtiyacını karşılaması ya da karşılayamaması değil tebaanın ihtiyaçlarını karşılamasıdır. Bu yönü ile İslâm'ın yönetim sistemi federal sistemden tamamen ayrılan vahdet esaslı bir sistemdir. Ortaya koyduğumuz temel farklılıklardan dolayı İslâm'ın yönetim sistemi günümüz sistemlerinden hem esasları hem de uygulamaları açısından tamamen farklı kendine özgü bir sistemdir. Her ne kadar İslâm yönetim sisteminin dışa yansıyan bazı özellikleri bu sistemlerle benzerlik gösteriyor gibi görülse de bunlar özden kaynaklanan farklılıkları görmek için bir sebep teşkil etmez. İslami yönetim sistemi her şeyin ötesinde merkezi bir yönetimdir ve otoriteyi merkezden küçük ya da büyük olsun devletin her bir parçasına egemen kılar. Devletin herhangi bir parçasının merkezden bağımsız olmasına izin verilmeyerek devletin bütünlüğü garanti altına alınır, valileri, yöneticileri, maliye ve ekonomi sorumlularını, komutanları, kadıları özetle işi yönetim olan her görevliyi atayan da yine merkezi otoritedir. Tüm ülkeye yönetimle ilgili her hususlarda egemen olan, yönetimle ilgili tüm uygulamaları doğrudan yerine getiren yine merkezi otoritedir. Yönetim merkezidir, idare merkezi değildir. İslami Hilafet Devletinin toprakları o dönemin ilkel araçlarına rağmen hızla genişledi. Ancak ne kadar genişlese de servetler, ülkenin bir ucunda olan tebaanın tüm bireylerine ulaşıyordu. Hatta bizzat Halife, dağ ve ovalardaki hayvan bile kendini sorumlu kabul ediyordu. İşte bakın Ömer ibn el-Hattab. Ne demişti o ünlü meşhur sözünde "Öyle ağır bir yükün altına girdim ki Dicle kenarında bir oğlağın ayağı kırılsa benden sorulacak diye korkuyorum." Bir diğer örnek de Halife Ömer ibn Abdülaziz döneminde söylediği şu meşhur sözdür: "Dağlara buğdaylar serpin. "Müslüman ülkede kuşlar aç" demesinler." İşte İslam ve Hilafet Devleti böyle bir devlettir. Adaleti ve sistemi de böyle bir sistemdir. Övünenler ne ile övünecekler? Federalizmin pratik olarak çürük olmasına gelince, federasyon Yemen halkının sorununun çözümü değildir. Servet dağılımı sorunu, federal yapı ile çözülmez. Çünkü federalizm, bölgelerdeki her bireyin servetten yararlanmasına olanak vermez. Tebaanın her bireyine servet dağılımı garanti eden sistem, İslami ekonomik sistem ve onun devletidir. Hilafet Devletinin Merkezi, serveti tek bir elde toplamaz, aksine vilayetlerden serveti tahsil eder sonra da devletin bir ucunda olsa bile her bireye ulaşması için şeri hükümlere göre onu dağıtır. İşte Harun Reşit bir gün bir bulut kümesine bakarak gururla ve kendinden emin olarak şöyle demişti: "Ey bulut, istediğin yere yağmur olarak yağ, senin haracın mutlaka bana gelecek." Federal sistemler özellikle Amerika, federal bir sistem olduğu için ağır ekonomik kriz ile boğuşuyor. Obama'nın zaferinden sonra 20 zengin Amerikan eyaleti, yoksul eyaletlerin yüklerini artık taşımaktan yoruldukları için ayrılmak istediklerine dair bir dilekçe sundular. Amerika, halkları sömürerek ve kanlarını emerek dünya servetleri üzerinde bağdaş kurmuş ise de, borç tavanını yaklaşık 17 trilyon dolara yükseltti. 40 milyondan fazla kişi de yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Dünyanın geri kalan federal devletlerine bakarsak, uygulanan kapitalist sistemin ateşiyle insanların kavrulduklarını görürüz. Federalizmde adil bir servet dağılımı söz konusu değildir. Söz konusu olan sadece çatışan taraflar arasında güç paylaşımı ve iktidar dağılımıdır. Servet ise dünyaya hükmeden kapitalist sistem ışığında Batılı şirketlere ve onun idareci ajanlarına akıtılıp hortumlanmaktadır. Yapısı gereği federalizm, büyük bir zülüm ve adaletsizliktir. Çünkü servet bir bölgede toplanır, diğer bölgelerin ondan pek nasibi olmaz. Hâlbuki İslam'a göre servet, İslami Devletin tüm tebaasına ait bir kamu mülkiyetidir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: الناس شركاء في ثلاث: الماء والكلأ والنار "İnsanlar üç şeyde ortaktırlar: Su, mera ve ateş." Petrol, gaz, madenler, denizler, plajlar, parklar, limanlar... Tüm bunlar, kamu mülkiyetidir. Devletin veya herhangi bir kişinin değil, İslami Devletin bütün tebaasının mülküdür. Devlet sadece bunların denetim ve kontrolünü yapar. Federalizm, aynı bölgede veya onunla diğer komşu bölgeler arasında ırkçı söylemlere yol açar. Sonra federalizm, bölgeler arasında ayrımcılık ve birini diğerine üstün kılması nedeniyle insanlara zulmeder ve aralarına nefret tohumlarını saçar. Çünkü bir bölgedeki iş başvurularının aynı bölgeden olmasına öncelik tanıyarak, diğer bölgelerden gelen iş başvurularını ikinci plana iter.
Değerli katılımcılar! Federalizm, ülkeyi parçalamaktır. Federalizm, özellikle uluslararası çatışma ve servet üzerindeki sömürgeci açgözlülük ışığında bölgelerin kopuş ve ayrılmasına kapı aralar. Batının ve özellikle Amerika'nın pis planları sizden uzak değildir. Biz kendilerini Müslüman aydınlar ve İslami partiler olarak adlandıran kimseleri kınadığımız kadar dinle bağlarını koparan laikleri kınamıyoruz. Bu Müslüman aydınlar, İslami Devletteki vilayetler terimi ile kapitalizmdeki federal eyaletler terimi görünüşte birbirine benzedikleri için federalizmin İslam'dan olduğuna dair insanlara fetva verdiler. Oysa İslami Devletteki vilayetler, biçim ve içerik olarak diğerinden tamamen farklıdır. Ne gariptir ki bazıları İslam'da yönetim veya ekonomi sistemi yoktur dediler. Ama bu iddialarına Kitap veya Sünnetten hiç bir nass getiremediler. O halde İslam onlara göre nedir? Hayız ve nifas hükümleri midir? Şüphesiz siz bu söylemleriniz ile hem Allah'ı hem de insanları aşağıladınız, hafife aldınız. Eğer dediğiniz doğruysa, o zaman neden yönetim peşinde koşuyorsunuz? İnsanları ne ile yöneteceksiniz? Hevanıza göre mi yoksa ithal edilen insan yapımı kanunlara göre mi?
Hizb-ut Tahrir, ümmete kalkınma projesini sundu. Ümmet ona layıkıyla sarılmalıdır. O hem bir farzdır hem de bir vaattir. Nasıl olmasın ki? Çünkü o, ümmetin akidesinden fışkırmış ve akidesi ile aynı cinstendir. Hayatın tüm sorunlarını çözer. Yemen halkı sıkı sıkıya ona sarılmalı ve şer yuvaları olan büyükelçiliklerden ithal edilen bu çözümleri bir kenara atmalıdır. İşte çalışanları bunun için çalışsın.
Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun
Abdul Mümin Ez-Zeylaî
حزب التحرير
Hizb-ut TahrirYemen Vilâyeti
Medya Bürosu Başkanı
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Yemen Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 735417068 http://www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: yetahrir@gmail.com |