Yemen halkı, günlük hayatlarında yaşadıkları sıkıntının bir sonucu olarak Ramazan Bayramının üçüncü gününde keder ve acı içinde yaşıyor. Gazze'deki Müslüman kardeşleri de acı içindedir. Batının ipine tutunan ve Müslümanların hain yöneticileri tarafından da tebrik edilen Allah düşmanı Siyonistlerin eliyle katliam ve yıkıma maruz kalmaktadır. Yemen halkı acı içinde kıvranırken rejim, petrol ürünleri için desteği kaldırma kararı aldı. Alınan resmi karara göre benzinin litre fiyatı 200 Riyale yükseldi. 20 litre benzin, 4000 Riyal oldu. Önceki fiyat 2500 Riyal idi. Nitekim dizelin litre fiyatı da 195 Riyale yükseldi. Şimdi 20 litre dizelin fiyatı 3900 Riyal oldu. Zamdan önce 20 litre dizelin fiyatı 2000 Riyal idi. Gazyağının litre fiyatı da 200 Riyale yükseldi. 20 litre gaz yağının fiyatı şimdi 4000 Riyal oldu. Bu, halkın keder ve acılarını iyice artırdı. Bundan sonra halk daha fazla acı çekecek demektir. Rejim, yapacağını yaptı ve halkın, iyi bir yaşam için devrime kalkışmasına aldırış etmedi. Sömürgeci Batı, meşum Diyalog olarak sonuçlanan sözde Körfez girişimi aracılığıyla halkın devrimini çaldı. Öyle ki Yemen'de siyasi güçler, Batıdan, onun kültüründen ve sisteminden çözümler ithal ederek halka komplo kurmak için masa başına oturdular. Bu güçler tarafından yağmalanan Yemen'in servetleri bu güçleri doyurmadığı için Batının kendilerine hibe ve kredi vermesine tevessül ettiler. Bu güçlerin hepsi, kendince bir şeyleri yağmalıyor. Farklı çıkarlarına rağmen Batı, petrol ürünleri için sübvansiyonun kaldırılmasını şart koştu. Sözde reformlar olarak adlandırılan ekonomik çözümler yolunda bunu kabul edilmesi gereken bir prosedür olarak addetti! Yemen'de diyaloğa katılan farklı siyasi güçler, çekinerek de olsa bu reformlar üzerinde uzlaştılar. Zira bu güçler, bu reformları reddettiklerinde reformları ve çözümleri reddedenler olarak uluslararası yaptırım yasalarına maruz kalacaklarını biliyorlardı! Herkesi ilgilendiren bu cürümün çirkefliğine rağmen görmeye alıştığımız gösteri ve protestoların olmamasının nedeni işte budur. Çünkü tüm siyasi güçler ve partiler, bu çirkefliği kabul ettiler!

Biz, daha önce 14 Mayıs 2014 tarihinde yayınlanan "Kaynaklar Zengini Yemen'de Petrol Ürünleri Krizi!" başlıklı basın açıklamasında petrol ürünleri krizinin gerçek nedenlerini açıklamıştık. Bu ürünlerde çıkarılan krizin, yapay kriz olduğunu, halkı uslandırmayı amaçladığını belirtmiştik. İşte şimdi olaylar uyardığımız minvalde seyrediyor. Çünkü diyaloğa katılan bu siyasi güçlerin, Yemen halkının akidesine dayanan ve hayatın sorunlarını çözen kalkınma projesine sahip olmadıklarını biliyoruz. Aksine onlar, adım adım, karış karış Batının çözümlerini benimsiyorlar.

Devletin görevi, İslam'ın hükümleri ile halkın işlerini dâhili ve harici olarak gütmektir. Devlet, onlardan zulmü def eder, Allah'ın onlara verdiği ve kamu mülkiyeti kıldığı kaynaklardan onlara haklarını verir. Tıpkı yetim malını gözetip kollayan, iyilikle ondan yiyen ve hak edenlere ondan harcama yapan biri gibi devlet de sadece bu kaynakları işletir. Burada sübvansiyonu kaldırmak diye bir şey yoktur. Adaletli dağıtım vardır. Bu dağıtım yoluyla yağmacılar, kaçakçılar ve hırsızlara engel olunur. Sonra onlar ne tür destekten bahsediyorlar! Sanki devlet, babası ve annesinin malından mı harcama yapıyor? Bu, bir küstahlıktır. Böyle küstahlık ancak Rüveybida'lar zamanında olur. Daha da kötüsü devlet, hem bu kaynakların halka ait olduğunu söylüyor, hem de bu kaynakları fahiş fiyatlarla onlara satıyor. Diğer yandan petrol çıkaran yabancı şirketler de aslan payını, üretimin yarısını, muhtemelen daha fazlasını alıyor. Sonra diğer yarısını da ülkenin güçlü sırtlanları alıyor. Devlet yetkilileri tarafından da belirtildiği gibi devlet hazinesine sadece %20'si kalıyor!

Yemen'e dayatılan kapitalist sistem, hastalığın başı ve belanın nedenidir. Çünkü küreselleşme, özelleştirme ve açgözlü diğer yöntemler ile ülkenin kaynakları kapitalist şirketler tarafından yağmalanıyor. Kapitalistler yararına, yurtiçinde ve dışında etkili kişiler çıkarına yolsuzluğu kanunla korumak için kanunlar ve anayasalar formüle ediliyor. Yağmacı ve yolsuzlara bir son vermesi için devlete çağrıda bulunmak saflık olur. Çünkü aslında yağmacının başı devlet ve onun uyguladığı sistemdir. Biz, yağmalanan paraları geri almak için çıkarılan kanun taslağının siyasi güçler arasındaki uzlaşma haberlerinden sonra daha doğarken öldüğünü ve kül olup gittiğini gördük.

Yemen'de politikacılar ve örgütlerin akıllarını başlarına almanın, Batı ve onun kültürü ile olan bağlarını kesmelerinin, sorunların çözümünü yüce dinin hükümlerinden almalarının, dine dayalı bir projeyi benimsemelerinin zamanı gelmedi mi? Aksi halde iflaslarını ilan etsinler. Partiler kendilerini lağvetsinler. Dar ve bencil çıkarlar, aldatma ve yanıltma gibi uyguladıkları iğrenç Makyavelci politik yaşamdan uzak dursunlar. Çünkü onlar ve insanlar için en hayırlı olan budur.

Ey Yemen halkı! Sizin aracılığınızla ve sizinle dar ve bencil çıkarları gerçekleştirmek için sizin içerisinde bulunduğunuz korkunç şartları istismar ederek size yağcılık yapmıyoruz. Aksine biz, Allah'ın rızasını arayarak O'nun bize emrettiği farzı yerine getiriyoruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ'yı razı etmek için hep birlikte çalışmak üzere size nasihat ediyoruz. Ki açgözlü kapitalist sistemlerin altında yaşadığımız acılardan kurtulup tüm işlerimizi İslam'ın hükümlerine göre güden bir devletin altında onurlu bir yaşama kavuşalım. Kurulacak devlet, bir parti ya da bir mezhebe ya da bir halka ait olmayacaktır. Aksine tüm insanlara ait bir devlet olacaktır. Biz, bu devlet için hayatın her alanına ilişkin mükemmel bir taslak hazırladık. Bu devletin dürüst ve ciddi devlet adamları da hazırdır. Onların dertleri makam ve mevki değil. Sorunlar ve cezaevleri onları yıldıramaz. Onlar siyasi uyanıklığa sahip politikacılardır. Batı kültürü, onun tuzakları ve sahtekârlığı onları aldatamaz. Onlar Batının projelerini çöpe atmış insanlardır. Siyasi güçlerden uzak dururlar. Ki akılları başlarına gelsin ve dinlerinin hükümlerinden kaynaklanan bir Hadârat projesini benimsesinler. O siyasi güçlerin bir kez daha sizin üzerinizde yol bulmasına olanak vermeyin. Onlar iflas etmiş ve başarısız olmuşlardır. Hiçbir projeleri ve yabancıları taklit etmek dışında hiç bir politikaları yoktur. İşte Hizb-ut Tahrir, sizi yüce İslam hükümlerinden benimsediği şeri yolla mevcut rejimi devirmeye davet ediyor. Gelin hep birlikte Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurmak için çalışalım. İşte o zaman Batı ve onun pis sivil demokratik devletinin yardımcıları değil, hakkıyla Allah'ın yardımcılarından olursunuz. Dünya ve ahiretin izzetine nail olmak istemiyor musunuz?