Yemen Islah Birliği resmi sözcüsü ve Siyasi Daire Başkanı Said Şemsan, geçtiğimiz Perşembe günü Islah liderliğinden bir heyetin ulusal uzlaşma çerçevesinde imzalanan anlaşmaları pekiştirmek için Abdülmelik el-Husi ile bir araya geldiğini söyledi. Bu anlaşmaların uygulanması konusunda Islah ile Husi kardeşlerin işbirliği yapmaları gerektiğinin altını çizdi. Uydu kanalı Süheyl'e yaptığı açıklamada Şemsan, böyle bir adımdan bazılarının rahatsız olması kendisi için sürpriz olduğunu ifade etti. Ve taraflar arasında gerçekleşen toplantının, ulusal uzlaşma çerçevesinde varılan anlaşma konulardan dışarı çıkmadığını ve çıkmayacağını vurguladı. Sivil devletin kurulması için işbirliği yapmak üzere Abdülmelik ile anlaşmaya varıldığını duyurdu ve bugün hepimiz demokratik sivil devletin özlemini çekiyoruz dedi. "Üzerinde anlaşmaya varılan ikinci husus ise tüm gerginlik nedenlerini sonlandırmak ve geçmişte olanları tedavi etmek için temasın sürmesidir." diye de ekledi. ^{[Islah net- San'a]}

Hizb-ut Tahrir / Yemen Vilayeti olarak biz, Müslümanların kılıçları ile değil, tatlı dilleriyle bir araya gelmelerinden mutluluk duyuyoruz. Ama tabii ki bu Allah'ın razı olacağı şekilde ve yüce İslam'ın hükümlerini hakem kılmak için olmalıdır. Husumetin şekli ve şemalı ne olursa olsun İslam'ın hükümlerini hakem kılmak farzdır. Müslümanların kanının akıtılmasına engel olmak, zulmü def etmek, kin ve nefrete neden olanları ortadan kaldırmak farzdır. Anlaşmadan dolayı biz, her iki grubu kutluyoruz. Umarız buna iten faktör, öz güven ve kanaate dayalı şeri hükümdür. Bölgesel ya da Batılı tarafları hoşnut etmek değildir. Ama maalesef Yemen Islah Birliği resmi sözcüsü ve Siyasi Daire Başkanı Said Şemsan tarafından yapılan açıklama, gerçekleşen mutabakatın ulusal uzlaşma çerçevesinde imzalanan anlaşmayı güçlendirmek için olduğunu ortaya koymaktadır. Ki ulusal uzlaşma, Amerika ve İngiltere başta olmak üzere Batılı ülkelerin sponsorluğunda gerçekleştiği bilinen bir gerçektir. Aralarında çatışan bu küstah devletlerin, ilk defa birlikte hareket ettikleri görüldü. Öve öve bitiremedikleri ulusal uzlaşı ise, taraflar, diledikleri gibi kutsasın diye Batı tarafından yapılan helvadan puttur. Halk bu puttan beridir.

Üzücü olan şudur ki kendisini İslami cemaat olarak adlandıran bu iki grubun, eylemlerinde ve siyasi programlarında Batının projelerine ve demokratik sivil devlet heyulasına gömüldüklerini görüyoruz. Anlamı hakkında ne kadar mugalata yaparlarsa yapsınlar ya da ona ne kadar İslami kılıf giydirmeye çalışırlarsa çalışsınlar, onun entelektüel ve pratik vakıası asla değişmeyecektir. Demokratik sivil devlet, dini hayattan ayırır ve dini, ritüellerden ibaret sayar. İslam'ı hayat vakıasında hâkim kılmak ve Yemen'i Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin nüvesi yapmak üzerinde anlaşmak onların öncelikleri olmalıdır. Batılı ülkeler ve onların bölgedeki ajan uşakları ile tüm bağlar kesilmelidir. Ama hiç de böyle olmadı. Politik kazanç elde etmek için aralarında savaş ve ölümü kendilerine mubah gördüler. Mezhepçilik ve kabilecilik kavramlarıyla yandaşlarına nefret tohumlarını aşıladılar. Sonra da kanlar akıtıldı, herkes kendi ölüsünü şehit saydı. Bundan dolayı Yemen halkı, sefalet ve sıkıntılara maruz kaldı.

Bu iki grup içindeki kardeşlerimize Allah'a dönmelerini, Şeriatı hakem kılmalarını ve Şeriata aykırı mutabakatın maddelerini bir kenara atmalarını, Batının fikri ve siyasi bağlarından kurtulmalarını tavsiye ediyoruz. Çünkü Batı ve onun projelerinden asla hayır gelmez. Şayet bu dediğimizi yaparlarsa, Allah'ın, bizim, Yemen halkının ve tüm Müslümanların kendileriyle birlikte olacağını yakinen bilmelidirler.

وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُونَ
"İzzet Allah'ın ve O'nun Rasûlü'nün ve müminlerindir. Ve lakin münafıklar bilmiyorlar." ^{[Münafikün 8]}