Husi milisler ve Ali Salih, Hizb-ut Tahrir üyesi Şeyh Hüseyin Nasr’ı [Ebu Bilal] hâlâ gözaltında tutuyorlar. Şeyh Hüseyin şeker hastasıdır, Allah kendisine acil şifalar versin, o ve benzeri tüm mazlumların sıkıntısını gidersin. Şeyh Hüseyin, Hizbin IŞİD ya da eski adıyla Nusret Cephesi yeni adıyla Fethu’ş Şam ile bağlantısı olduğu iddiasıyla iftiralar ve sahte suçlamaların ardından 13 Zilka’de 1437/ 16 Ağustos 2016 tarihinden beri Ümran ilinde gözaltında tutuluyor. Oysa Hizb, bu gruplarla hiçbir bağlantısının olmadığını her fırsatta dile getirmiştir.

Hizb-ut Tahrir, evrensel siyasi bir partidir. Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışır. Hizb, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Medine’yi Münevvere’de ilk İslam Devletinin kuruluş metodunu kendisine düstur edinir. Bir milim bile bu metottan sapmaz. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem ilk İslam Devletinin kuruluşunda topluma karşı ne bir silah başvurdu ne de suikastlara. Rejimlere yağcılık ve yardakçılık yapmadı, aksine pisliklerini ifşa etti, devirmek için çalıştı. İktidara ortak olmadı ya da yavaş yavaş iktidarı ele geçirmeyi kabul etmedi. Sunulan teklif ve rüşvetleri elinin tersiyle itti. Akide ve nizamdan oluşan İslam ideolojisi pahasına büsbütün iktidar koltuğuna oturma önerisini kabul etmedi. İşte Hizb de amacına erişim yürüyüşünde Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in metodunu benimsemiştir. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem davette neyle karşılaşmış ise Hizb de onunla karşılaşmıştır. Alıkoyma, yüz çevirme, yalan, işkence, karalama, ajitasyon, kovuşturma, davet ve davetçilerin kökünü kazımayı amaçlayan daha nice art niyetli ve kindar yöntemler karşılaşılan zorluklardan sadece birkaçıdır...

Husiler ve Ali Salih, Yüksek Siyasi Konsey ile varılan ortak mutabakat sonucunda 20 Eylül 2016 Salı günü genel af ilan etti. Genel af hasımları kapsıyor. Ön koşul olarak da Suudi öncülüğündeki koalisyonun yürüttüğü Yemen savaşını desteklemekten vazgeçilmesini ileri sürüyor. Hizb-ut Tahrir’in ülke içi veya dışı olsun bu savaş ya da çatışmayı kınadığı çok iyi biliniyor. Ancak sözde af henüz yürürlüğe girmiş değil. Çünkü haksız yere ve sahte suçlamalarla tutuklananların çoğu serbest bırakılmazken adli ve yolsuzluk davasından içeri girenlerin çoğu serbest bırakılmıştır.

Zulmün akıbeti, vahimdir. Allah Subhânehu ve Teâlâ, davasına savaş açanları ve dostlarına düşmanlık edenleri hep gözetlemektedir. İşte bakın zamanla her şey aydınlanıyor. Bir zamanlar zulme karşı olduğunu iddia edenler, bir anda zalimlerin müttefiki ve yolsuzluğun aracı oluverdiler!

Entrikalar, komplolar, cezaevleri ve tutuklamalar Hizb-ut Tahrir’i yıldıramaz. Hizb, Allah’ın izniyle Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti kurulup kapsamlı kalkınma gerçekleştirilene dek ümmete nasihate ve ümmetle birlikte çalışmaya devam edecektir. Yarın çok yakındır. Allah yar ve yardımcımızdır. Sadece O’na tevekkül ederiz.