28 Nisan 2021’de Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Buhara’da Özbek Savunma Bakanı Bahadır Kurbanov ile bir araya geldi. Rusya ve Özbekistan’ın 2021-2025 yıllarına yönelik askeri alanda stratejik ortaklık programı geliştireceği belirtildi.

Öncesinde 26-27 Nisan’da Sergey Şoygu, Duşanbe’de temaslarda bulundu ve Tacikistan Savunma Bakanı Korgeneral Şirali Mirza ile görüştü. Şoygu’nun Tacikistan ziyaretiyle eş zamanlı olarak Kırgızistan-Tacikistan sınırında çatışmalar patlak verdi. Bu yüzden bu sınır çatışmasını Rusya’nın organize etmiş olması gerçeğe en yakın görüştür! Çünkü bu, Tacikistan’a bir uyarıdır. Sorunlar yaratılarak üzerinde baskı oluşturuluyor, gecikmeden Avrasya Ekonomik Birliğine girmesi isteniyor. Nitekim Putin, Kırgız tarafına Batıya meyletmekten kaçınması gerektiğini açıkça anlattı, sonuçlarının iyi olmayacağını belirtti.

Şoygu’nun Özbekistan ziyareti, büyük ihtimalle ABD Başkanı Biden’ın askerlerini Afganistan’dan çekme kararından kaynaklanıyor. Çünkü bu karar, büyük ölçüde Amerika’nın Orta Asya’da dayanak bulmasının bahanesini oluşturuyor. Ayrıca, ABD askerlerinin geri çekilip çekilmeyeceği henüz bilinmiyor. ABD askerlerinin çekilmesiyle birlikte Rusya, Afganistan’ın Orta Asya için ciddi bir tehdit oluşturduğu gerekçesiyle bu ülkelere yerleşmek isteyebilir.

Rusya ayrıca Orta Asya ülkelerini bu tür “tehditlerden” koruma bahanesiyle konumunu güçlendirmeye çalışıyor ve bu ülkeleri Taliban ve IŞİD ile korkutuyor. Rusya için, yaşam ya da ölüm meselesi olarak gördüğü Orta Asya’da Amerikan etkisinin artması kabul edilemez. Orta Asya yenilgisi Rusya’ya ciddi bir darbe olacaktır, siyasi ve ekonomik zafiyet içindedir, Ukrayna sorunu nedeniyle uluslararası etkisi tükeniyor. Bu nedenle Şoygu’nun Tacikistan ve Özbekistan ziyaretleri, Rus çıkarlarını korumayı ve Amerikan etkisinin büyümesini önlemeyi amaçlıyor. Kısacası, Orta Asya, ABD ile Rusya arasındaki çıkarların çatıştığı bir alan haline gelmiştir. Bundan bu bölgede yaşayan Müslümanlar acı çekecektir. Yöneticiler, tahtlarını korumak için ülke yönetimini kâfir ülkelere teslim ettiler, efendilerinin emrine yerine getiren bir köle haline geldiler.

Bu yüzden Orta Asya Müslümanları olarak biz, bu yapay sınırlara aldanmamalıyız. Çünkü hepimiz kardeşiz ve gerçek düşmanlarımız sömürgeci kâfirlerdir. Hilelerinin ve tuzaklarının bilincinde olmalıyız. Allah, onların yaptıklarından haberdardır.

أَفَأَمِنَ الَّذِينَ مَكَرُوا السَّيِّئَاتِ أَنْ يَخْسِفَ اللَّهُ بِهِمُ الْأَرْضَ أَوْ يَأْتِيَهُمُ الْعَذَابُ مِنْ حَيْثُ لَا يَشْعُرُونَ * أَوْ يَأْخُذَهُمْ فِي تَقَلُّبِهِمْ فَمَا هُمْ بِمُعْجِزِينَ “Kötü işler düzenleyenler Allah’ın kendilerini yere batırmasından yahut fark etmedikleri bir yerden onlara azabın gelmesinden güvende midirler? Yahut onlar dönüp dolaşırken Allah’ın kendilerini yakalayıvermesinden emin mi oldular? Onlar, Allah’ı âciz bırakacak değillerdir.”^[45-46]