حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Özbekistan
Medya Bürosu
No: ÖZ-BA-2024-MB-TR-10 |
H. 25 Rabi-ul Evve 1446 M. Cumartesi, 28 Eylül 2024 |
İstinaf Mahkemesi, Mazlumları Serbest Bırakarak Özbek Hükümetinin Hatasını Düzeltebilecek mi?
Birkaç ay önce Taşkent’te 23 eski siyasi mahkûmun yargılanması gerçekleşti. 15’i ‘son derece tehlikeli mükerrer suçlular’ olduğu gerekçesiyle 7 ila 14 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı. Rejimin özel güvenlikli cezaevinde cezalarını çekmelerine kararlaştırıldı. Diğer sekiz kişi ise beş yıl ev hapsine çarptırıldı. Mahkemeye çıkarılan bu gençlerin daha önce 20 yıl hapis yattıklarını ve bu süre zarfında farklı psikolojik ve fiziksel baskılara maruz kaldıklarını belirtmekte fayda var. Avukatları ise, davanın yeniden görülmesi için Temyiz Mahkemesi’ne başvurdu. Şu anda 15 genç temyiz aşamasında. Mevcut bilgilere göre, Temyiz Mahkemesi başkanı Koochkarov Sanger Koochkarovich’tir.
Bu dava temel olarak iki açıdan, yani hukuki ve siyasi açıdan değerlendirilmelidir: Şer’i açıdan akıllara şöyle bir soru geliyor: Allah’ın dinine davet etmek ne zamandan beri suç oldu? Buhari ve Tirmizi gibi büyük âlimlerin çıktığı Özbekistan gibi bir ülkede bugün böyle tuhaf ve garip olaylar yaşanması gerçekten ilginç! Hiçbir kimse, İslam’a davet etmenin ve hükümlerine göre yaşamanın her Müslümana farz olduğunu bilmezden gelemez. Hatta hayattaki varoluş amacı İslam’ın temel düşüncesidir! Mevcut Özbek hükümetinin bu gençleri yeniden yargılaması utanç verici değil mi? Oysa bu gençler zaten önceki ‘çöp rejimi’nin kurbanı idiler, gerçek apaçık ortada! Onlarla ilgili olarak “son derece tehlikeli mükerrer suçlular” ifadesinin kullanılması abartı ve iftiradan başka bir şey değil. Söyleyin bize, acaba onlar rüşvet ve yolsuzluğa mı karıştılar, milyarlarca doları zimmetlerine mi geçirdiler? Ya da ülkenin servetini mi yağmaladılar? Bir cinayet mi işlediler? İnsanların haklarını mı yediler? Yoksa Rusya ve Amerika gibi sömürgecilere hizmet ederek ülke ve millete mi ihanet ettiler? Sonuç olarak, Allah’ın haram kıldığı bu tür işleri yapan insanlar, tıpkı özgürce hareket eden kimseler gibi yaptıklarını pek gizlemezler. Ama kimse onları yargılamaya cesaret edemiyor. Bu arada, mahkeme yakın zamanda eski Sovyetler Birliği devletini yeniden kurmayı savunan bir kişiyi 3 yıl hapse mahkûm etti. Bu gibi gerçek suçlara verilen cezalar bu kadar hafifken, İslam’ı savunanlara karşı bu kadar şiddetli ve hoşgörüsüz davranılması ne kadar ilginç! Şüphesiz ki bu çift standartlı politika, Özbekistan rejiminin İslam’a karşı önyargılı olduğunu ve İslam’a davetin hoş görülmediğini göstermektedir.
Siyasi açıdan bakıldığında, Özbekistan rejiminin mazlum Müslümanlara yaptığı zulmün arkasında Rusya gibi kâfir sömürgeci devletlerin olduğu aşikâr. Rejimin, ülkemizdeki İslam davetini yok etmek ve Müslüman halkımızı İslam’dan uzaklaştırmak için aldığı yasalar ve önlemler, bu ülkeleri memnun etmekten başka bir şey değildir. Ancak bu durum, başbakanların sorumluluğunu ortadan kaldırmaz ve Allah katındaki hesaplarını hafifletmez. Hükümette bulunanların kendilerini Müslüman olarak görmeleri nedeniyle, İslam ve Müslüman düşmanı sömürgeci devletleri memnun etmeye çalışmaları ve onların yanında yer almaları, Allah’a, Peygamberine ve Müslümanlara ihanettir. Zira Allah, zulmü ve ihaneti haram kılmıştır.
Biz, bu gençlerin ve taşıdıkları İslam davetinin halkımıza ve ülkemize hiçbir tehdit oluşturmadığından eminiz. Aksine, onlar cesur gençlerdir ve bu halk ve bu ülke için hayatlarını feda etmeye hazırlardır! Hatta onlar, bu vahşeti işleyen Özbekistan hükümetini bile düşman görmemektedirler. Çünkü biz Müslümanların gerçek düşmanları, Amerika ve Rusya gibi kâfir sömürgeci devletlerdir. O halde neden hükümettekiler, onların anladığı bu gerçeği anlamak istemiyorlar? Bugün dünyada olup bitenlere bakmıyorlar mı? Kimin dost, kimin düşman olduğunu ve tehlikenin nereden geldiğini anlamıyorlar mı?
Bu nedenle Özbek rejimine henüz çok geç olmadığını ve gençleri serbest bırakarak hatasını düzeltebileceğini söylüyoruz. Ayrıca, farklı cezaevlerinden getirilen onlarca eski siyasi mahkûmu da serbest bırakmalıdır. Doğru ve tek kurtuluş yolu, sömürgeci devletlerin izinden gitmeyi bırakıp Allah’a dönmek ve O’nun ipine sımsıkı sarılarak siyaset yürütmektir. Umulur ki bu şekilde, Allah katında yüzleri aydınlanır da rahmetine erişirler. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
إِنَّ اللهَ مَعَ الَّذِينَ اتَّقَوا وَّالَّذِينَ هُم مُّحْسِنُونَ“Şüphesiz Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanlar ve iyilik yapanlarla beraberdir.” [Nahl 128]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Özbekistan Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: |