5 Eylül 2019 Perşembe günü yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve maaşlarına hak edilen yüzde 50 zammın yapılması talebiyle hükümet binası önünde gösteri düzenlemek isteyen öğretmenlere Ürdün güvenlik güçleri müdahale etti. Tüm mesleki ve yaşam sektörleri mensuplarının yaşadığı olaylara hızlıca bir göz attığımızda, koşulların sürekli kötüleştiğini, kötüden daha kötüye doğru gittiğini, bu yılın öncekinden, bugünün dünden daha kötü olduğunu görürüz. Yakın, hatta uzak gelecekte hiçbir umut ışığı yok. Ürdün rejiminin tenceresinde bir sonraki krize kadar insanları avutacak bir taş kaynıyor!

İnsanların duygularını körükleyen, zulüm ve baskıya farklı tepki vermelerine neden olan ana motivasyon hayat koşullarıdır. Bu tepkiler, ümmetin, ülke ve laik düzendeki yaygın yolsuzluğu kabul etmediğini gösteriyor. Ümmet, varlık yokluk meselesinde sömürgeci kâfir Batı ya da Yahudi varlığına gösterilen teslimiyeti ve politik bağımlılığı şiddetle reddediyor. İşlerinin güdülmesinde sergilenen ihmalkârlığı ve yapılan hilekârlığı içine sindiremiyor. Barınak, yiyecek, giyecek, sağlık, güvenlik ve eğitim konularında onurlu bir yaşam temin edilmemesini kınıyor. Milli Eğitim Bakanları, eğitim sisteminin, gerek İslami şahsiyetin oluşturulmasında gerekse deneysel bilimlerde dibe vurduğunu itiraf etti. Bunun nedenlerinden biri, öğretmenlere sağlanan kötü koşullarıdır. Kötü koşullar nedeniyle düşünceleri, kendilerini kaliteli yüksek eğitime adamak yerine temel ihtiyaçlarını nasıl karşılayacakları konusu üzerine odaklanıyor. Nitekim diğer tüm mesleki sektörlerde de durum bundan farksızdır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مَا مِنْ عَبْدٍ يَسْتَرْعِيهِ اللهُ رَعِيَّةً، يَمُوتُ يَوْمَ يَمُوتُ وَهُوَ غَاشٌّ لِرَعِيَّتِهِ، إِلَّا حَرَّمَ اللهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ “Allah bir halkın başına getirip de, öldüğü gün tebaasını aldatmış olarak ölen hiç bir kul yoktur ki, Allah ona cenneti haram etmesin.”

Kuşkusuz on yıllardır ülke ve halkı uçurumdan uçuruma sürükleyen bu koşulların tedavisi, bu kötü gerçekliğe neden olan sebeplerin dikkatlice ve aydın bir şekilde incelenmesini gerektirir. Ani ve kısmi çözümler yanlışlığını düşülmesinin nedeni, bu koşulların düşüncenin konusu değil kaynağı yapılmasıdır. Çözümler, İslam’ı yönetimden dışlayan, dini hayattan ayıran bozuk gerçeklikten türetildiği, rejim ve devlet, sözde demokrasi oyunu oynadığı, insan yapımı yozlaşmış anayasaya başvurulduğu için haliyle talepler de yolsuzlukla sınırlı olacaktır. Hükümetin düşmesi gerçeği değiştirdi mi ya da değiştirir mi? Çok sayıda hükümet düştü. Sonuncusu hâlâ hafızalarda. Sorun, azcık bir zam almakla gerçekten çözülür mü? Rejimin ihanetiyle sömürgeci IMF’nin dayattığı haksız vergiler, bu zammı alıp götürecektir. İslam, İslam Devletine tüm vatandaşların temel ihtiyaçlarının karşılanmasını, lüks ihtiyaçlarını giderecek olanakların sağlanması için azami gayret gösterilmesini farz kılar.

Ey öğretmenler! Ey Müslümanlar! Rejimin getirdiği hükümetler döngüsünün pisliği ifşa olduğunda, başbakan kim olursa olsun, hükümet size baskı yapmaktan ve saldırmaktan asla vazgeçmeyecektir. Siz, ümmetin evlatlarının eğitim ve öğretimdeki fenerlerisiniz. Zincirlerinden kurtulmasının, Âlemlerin Rabbinin emanetinin eda edilmesinin dayanağısınız. Bütün ümmet sizinledir. İslam ideolojisini düşüncelerinizin temeli yapın. Kötüleşen koşulların tedavisinde baz alın. Gelecek nesiller ve önderler size emanettir. Onlara, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem ile sahabesinin kalkındığı, gayretleriyle, samimiyetleriyle ve Allah yolunda cihatları ile İslam’ı dünyaya yaydıkları izzet ve onurun manasını öğretin. İzzetli öğrenciler yetiştirmenin, eğitmenin, İslami şahsiyete dönüştürmenin, sahabe gibi devlet adamı üretmenin yolu Allah’ın Şeriatını hakem kılmaktır.

Ey Ürdün halkı! Ey Müslümanlar! Zulmü bertaraf etmek, prestij elde etmek, izzetinize kavuşmak için eyleme kalkıştığınızda, dini düşüncenizin konusu yapın. Gerçekleştirmek istediğiniz hedeflerde Allah’ın rızasını esas alın. Bilinçli bir şekilde Nübüvvet metodu üzere yürüyün. Hedeflerinizi gerçekleştirme uğrunda Allah’ın Şeriatını temel alın. Heva ve vakayı ölçü almayın, aksi halde başarısızlığa uğrar, darmadağın olursunuz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَأَنَّ هَٰذَا صِرَاطِي مُسْتَقِيماً فَاتَّبِعُوهُ وَلَا تَتَّبِعُوا السُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمْ عَن سَبِيلِهِ ذَٰلِكُمْ وَصَّاكُم بِهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ “İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O’nun yolundan ayırır. İşte size bunları Allah sakınasınız diye emretti.” ^{[Enam 153]}

Kurmak için mücadele ettiğimiz, bizimle birlikte hareket etmesi için ümmeti davet ettiğimiz Nübüvvet metodu üzere İslam Devleti, izzet ve onura erişmenin, aranızda adaleti sağlamanın yegâne garantörüdür. O devlet, sömürgeci kâfir Batının ülkemizdeki hegemonyasını ortadan kaldıracak, zenginliklerimizin yağmalamasının, ilişkilerimiz ve anayasada küfür hükümlerinin geçerli olmasının önüne geçecektir. Bizi yöneten bu anayasa, Allah Subhânehu ve Teâlâ’yı öfkelendiriyor. Batı kültürü ile sırtlanlanmış yöneticiler, bilginler ve laikler yoluyla çocuklarımız arasında ahlaksızlık ve çirkefliği yayıyor. Sakın Amerika, Avrupa, Rusya ve Yahudi varlığının gücü sizi aldatmasın. Üzerimize yol bulabiliyorlarsa, bunun nedeni yöneticilerimizin onlara olan bağımlılığıdır. Allah onlardan çok daha büyüktür. Allah iman edenleri savunur. Onun için onlardan ve uşaklarından korkuya mahal yoktur. Dahası uykularını kaçıran Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurma seyrimizde onları hesaba katmak caiz değildir.

أَلَيْسَ اللَّهُ بِكَافٍ عَبْدَهُ وَيُخَوِّفُونَكَ بِالَّذِينَ مِن دُونِهِ وَمَن يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ “Allah, kuluna yetmez mi? Seni O’ndan (Allah’tan) başkalarıyla korkutmaya çalışıyorlar. Allah, kimi saptırırsa artık onun için bir yol gösterici yoktur.”^{[Zümer 36]}