Ümmete, Ürdün’e ve Filistin’e yönelik entrika dizisi devam ediyor. Ketum davranan Ürdün rejimi, Yahudi varlığı ile olan derin ilişkileri konusunda yanlış yönlendirme yapıyor. Bu metamorfoz varlık ile stratejik ilişkilerini her daim sürdürüyor. Güçlendiriyor, devlet olarak tanıyor. Kâfir ABD’nin sömürgecilik şemsiyesi altında onu bölgesel ekonomik güç yapmak için yakın işbirliği yapıyor.

Ulaştırma Bakanı Dr. Halid Velid Seyf, “Jafra News” sitesine yaptığı açıklamada, “Bakanlığın, Ürdün ve Arap devletlerini işgal altındaki Filistin’e bağlayan (Hayfa) demiryolu projesi ile ilgili rehabilitasyon çalışmalarını ve ön planlamalarını bitirdiğini”söyledi. Bakan, “Yakında bakanlık, demiryolu projelerine yatırım yapmak isteyen ülke ve yatırımcıları ağırlayacak. Hiçbir yatırımcı veto edilmeyecek.”dedi. ^{[05.02.2020 Jfranews]}

Planlamalara göre “Hayfa-İrbid” olarak adlandırılan bu projenin ilk aşaması, işgal altındaki Filistin’in Hayfa ile Ürdün’ün İrbid şehirlerini demiryolu projesi ile birbirine bağlayacak. Daha sonra Anbar, Bağdat ve Basra Körfezi’ne uzanacak. Bu, bir Yahudi projesidir. 06 Kasım 2018’de Umman’ın başkenti Muscat’ta düzenlenen uluslararası ulaştırma fuarında konuşan Yahudi varlığı Ulaştırma ve İstihbarat Bakanı Yisrael Katz, “Bu hat doğuda Şeyh Hüseyin (Ürdün-İsrail sınırı), güneyde Batı Şeria’daki Celma sınır kapısına uzanacak. Böylece Filistinliler, Hayfa Limanı üzerinden ihracat ve ithalatta bulunabilecekler. Ayrıca demiryolu projesi, doğuda Ürdün, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerine de uzanacak.”ifadelerini kullanmıştı.

Yahudi varlığı Dışişleri Bakanlığı daha sonra demiryolu projesinin, Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın BAE’ye yaptığı son ziyaret sırasında sunduğu “Bölgesel barış”ı güçlendireceğini söyledi. ^(01.07.2019) Bakanlık, sayfasında “Tarihi Hicaz demiryolu güzergâhı üzerinde inşa edilen ve 2016’te yeniden açılan Hayfa ile Beyt Şan şehirleri arasındaki tren yolunun, Ürdün sınırına, Ürdün Nehri sınır kapısına, Şeyh Hüseyin’e kadar uzanacağını açıkladı. Bakanlık, Ürdün’de büyük ve modern bir karayolu taşımacılığı limanı kurulacağını, limanın bölgedeki tüm ülkelere kargo taşımacılığı yapacağını, bunun Ürdün ekonomisine önemli ölçüde katkı sağlayacağını söyledi.”^{(26.07.2019 Ürdün Jo-24)}

David İgnatius, Washington Post’ta 11 Mayıs 2017’deki makalesinde “Katz, planını Başkan Trump’ın özel elçisi Greenblatt’a sundu, böylece Amerika’nın desteğini almaya çalıştı”şeklinde yazmıştı. Gerçek şu ki Amerika, körfez ve Orta Doğu’daki Müslüman ülkelerin yöneticileri ve Yahudi varlığı yoluyla gerçekleştirmeye çalıştığı projeler, Doğu Akdeniz gazı gibi muazzam zenginlikleri kontrol etme stratejisine ve Körfezden petrol geçişinin güvenliğine hizmet ediyor. ABD Başkan Yardımcısı ve Orta Doğu Özel Temsilcisi Jason Greenblatt, “Yüzyılın anlaşması” olarak bilinen Amerikan barış planına atıfta bulunarak, planın “Amerikan çabalarına destek” sağlayacağını belirtti.

Manama konferansında Jared Kushner, Trump anlaşmasının ekonomik sunumunu yaptı, özellikle de Ürdün’ü ilgilendiren yönünü. Konferansta, bölgesel demiryolu ağının geliştirilmesi için Ürdün’deki ulusal demiryolu projesinin desteklenmesine 1.825 milyon dolar tahsis edildi. Amman-Akabe demiryolu ve bu demiryolunun Basra Körfezi’ne uzatılması olasılığı da buna dâhildir. ^{[26.06.2019 Amman.net]}

Bu kanıtlar açıkça gösteriyor ki, bu proje, Ürdün arabuluculuğunda Yahudi varlığının pazarlanmasıdır. Böylece Yahudi varlığının Arap derinliğine siyasi ve ekonomik yönden nüfuz etmesi kolaylaşacak. Bu proje olmadan bu gerçekleşemez. Onun için bu proje, planlanan projenin stratejik bağlantısı konumunda. Riskli bir proje olduğu için kamuoyunun dikkatini çekmeden hayata geçiriliyor. Yahudi varlığı ile ilişki kurulmasını reddeden halkın nefret ve öfkesini ajite olmasından korkuluyor. Kamu yararı gerekçesiyle demiryolu güzergâhında büyük istimlakler gerçekleşti. Bu, kralın eski başbakanlarla yaptığı toplantıda gündeme geldi. Bu görüşmede bölgesel “demiryolu” ifadesi ön plana çıktı. Orta Doğu-Avrupa ilişkilerinde transit ticaret ve nakliye hareketliliğinde önemli bir lojistik merkezi olmak için büyük bir demiryolu inşası projesinden bahsedildi. Proje, kuzey ve doğu Ürdün’deki arazi sahiplerinin düşündüklerinden çok daha büyüktür. Kamu yararı adına aylardır halkın milyonlarca dinarlık arazileri istimlak edildi. ^{[11.03.2019 El Kudüs El Arabi]}

Ey İnsanlar! Duyduğunuz sloganlara, yapılan yürüyüşlere, atılan tezahüratlara aldanmayın. Yahudilerden çalıntı gaz ithal ederken, Kudüs nasıl kırmızıçizgimiz olabilir? Trump anlaşmasını reddederken, iki devletli çözüm talebinde nasıl bulunabiliriz? Her ikisi de teslimiyettir, tavizdir. Halk etkinlikleri ve öfkeli parlamenterlerin Trump anlaşmasını reddettikleri bir zamanda düşman Yahudi varlığının Müslüman ülkelere uzanma stratejisini gerçekleştirmek için Hayfa, Ürdün, Irak ve Körfez ülkeleri demiryolu projesinin etkinleştirilmesinden bahsediyoruz! Hayır, Allah’a yemin olsun ki bu yöneticiler, Yahudiler, Amerika ve Avrupa’daki efendileri cinsindendir. Ümmet düşmanı bu ülkeler, yöneticilerin ihaneti sayesinde ümmet üzerinde yol buldular.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَىٰ أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet etmez.”^{[Maide 51]}

Ey Ürdün halkı! Filistin işgalinden bu yana Yahudilerin bitmeyen eylemleri ve saldırganlıklarından dolayı ümmetin seferberliği, Trump’ın aşağılayıcı anlaşmasına karşı duyduğu öfke ve nefreti, yöneticilerin gayretlerinden çok farklıdır. Ümmet, rejimin ülke ve halkın çıkarından ziyade kendi çıkarına uygun konuşmalar yaptığını görüyor. Yahudi varlığı ile gizli ve açık yürütülen teslimiyetçi bu ardışık projeler, yapılan işbirliği stratejisinin kanıtıdır.

Açıkçası Ürdün rejimi, sizin için, şanınızı yüceltmek için, arzularınızı gerçekleştirmek için çalışmıyor. Samimi de değil. Siz bir vadide, o da başka bir vadidedir. Sömürgeci kâfir İngiliz, Amerikan ve Yahudi varlığı vadisindedir. Onlara sadıktır. Siz ise Allah’la, Rasûlüyle ve müminlerle birliktesiniz. Yahudilerle savaşmanın, köklerini kazımanın, Allah’ın buyruğunu yerine getirmek için Müslüman ülkelerden efendilerini kovmanın arzusu ve özlemini çekiyorsunuz. Gaz anlaşmasında olduğu gibi yürürlüğe girene kadar rejimin, onlarca yıl gizli yürüttüğü oyunlarından, manipülasyon ve yalanlarından sakının. Söylemi sahadaki eylemiyle çelişiyor.

Bu nedenle bir kısmı hayata geçirilen bu Amerikan-Yahudi sömürgeci projelere karşı samimi ve bilinçli bir duruş sergilenmelidir. Bu projeler, rejimin adamlarının ve medyanın halkın gazını almak için karşıtı sloganlar attıkları Trump anlaşmasının bir parçasıdır. Allah ve Rasûl’ünü razı eden onurlu ve haysiyetli bir duruş sergileyin. Başta yukarıda belirtilen demiryolu projesi olmak üzere bu tür projeleri mezara gömün ve kesin bir dille reddedin. Zira bu projeler, sömürgeci kâfirin siyasi ve ekonomik çıkarlarını gerçekleştirmek için Ürdün’ü açık bir portal haline getirecektir. Buna ek olarak teslimiyetçi projelerin şemsiyesi konumundaki uğursuz Vadi Araba anlaşmasını ortadan kaldırmak için çalışın.

Ey onurlu ümmet! Hiç şüphe yok ki ümmeti sarmalayan bu trajik koşullar için köklü çözüm, Hilafet Devletinin restorasyonudur. Çünkü Hilafet, İslam’ın özünü koruyacak, güzelce uygulanmasını sağlayacak, Filistin’i özgürleştirmek için ordulara komutanlık edecek, Batının nüfuzunu kovacak ve Müslüman ülkelerdeki hâkimiyet unsurlarını ortadan kaldıracaktır. Bu, Allah’ın bir vaadidir, Allah’ın izniyle yakında gerçekleşecektir. O zamana kadar yöneticilerin Yahudilerle giriştikleri tüm projeleri diri diri mezara gömmek, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmak ve destek olmak için çalışanlarla birlikte çalışmalısınız.

وَلَيَنصُرَنَّ اللَّهُ مَن يَنصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ “Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” ^{[Hac 40]}