حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
No: RD–BA–2020–MB–TR–10 |
H. 17 Zilhicce 1441 M. Pazartesi, 17 Ağustos 2020 |
Uluslararası Para Fonu İle Anlaşmaya Varan Devlet, Sosyal Güvenlik Fonuna Komplo Kuruyor, İnsanlar İse Borçlarını Düşürme Hayalini Kapılıyorlar
Maliye Bakanı Muhammed El-Assas, son programda Uluslararası Para Fonu (IMF) ile anlaşmaya varıldığını söyledi. Bir borç endeksi (kamu borcu) kabul edileceğini, gelecekte GSYİH borç oranının hesaplanacağını belirtti. Kamu borcuna göre sosyal güvenlik fonu, belediyeler ve bağımsız kurumların borcu, devlet kurumlarının borcu sayılıyor. Bakanlık, GSYİH borç oranını hesaplarken, borcunun değerini bu kurumlardan istisna tutabilir.
Maliye Bakanlığı tarafından geçen Nisan ayında yayınlanan kamu maliyesi bülteninde, borçluluk ile sosyal güvenlik borçları arasında ayrım yapıldı. Bu yılın ilk dört ayında Ürdün’ün toplam kamu borcu, yüzde 4,6 oranında artışla 31,39 milyon dinara (44,2 milyar dolar) yükseldi. Bu, GSYİH’nın yüzde 101,7’sine tekabül ediyor. 22 Haziran 2020’de Maliye Bakanlığı’nın web sitesinde yayınlanan istatistiklere göre Nisan ayı sonunda Ürdün’ün iç borcu 18,93 milyar dinar, dış borcu ise 12,4 milyar dinardır.
Sosyal güvenlik fonunun, 6,5 milyar dinarlık hükümete ait olan borcu hariç tutulduktan sonra borç, yapay olarak 24,866 milyar dinara düşürüldü. Bu, GSYİH’nın yüzde 80,5’ine denk geliyor. Gerçeklik ise tam tersidir. Zira kamu borcu, GSYİH’nın yüzde 101’i olarak gerçekleşiyor.
Ürdün rejimi hükümetinin uygulamaları ve metodolojileri, yanlış yönlendirmesi, aptallığı, küstahlığı, güpegündüz halkın parasını çalması, ülkeyi iflasa sürüklemesi, Amerika ve Avrupa’nın sömürgecilik enstrümanı IMF’nin halkları köleleştirme programlarını sürdürmesi, zenginliklerini yağmalaması, siyasi kararına ipotek koyması, onu ümmeti yok etme planlarına yönlendirmesi, kalkınma projesini gerçekleştirmesine engel olması, aşağıdaki gerçekleri kaçınılmaz hale getiriyor. İnsanlar çok geç olmadan her şeyin farkına varmak zorundadır. Allah ve Rasûlünün, dininin yanında durmaları, Allah’ı razı eden, kendilerini yöneticilerin entrikalarından, felaketlerinden kurtaran ciddi bir duruş sergilemeleri gerekiyor.
Birincisi: Ürdün’ün borcu, zaten soluk ulusal üretimi aşıyor. Ürdün’ün, 30 yıl önce sömürgeci IMF sözleşmelerine ve programlarına girmesinden bu yana durum her geçen gün daha da kötüye gitmektedir. Ardışık başarısız hükümetlerin sözde ekonomistleri de dâhil olmak üzere IMF politikalarının başarısızlığı ve akameti konusunda herkes aynı fikirdedir. Rejim, hayatta kalma, Yahudilere, başta Amerika olmak üzere sömürgeci kafir Batıya boyun eğme politik gündemini yerine getirmek için ardışık hükümetleri iktidara getiriyor. Trump’ın bölgedeki çözüm planı projelerini uygulamak amacıyla hükümet için yerel ekonomik politikalar belirliyor.
İkincisi: Sosyal güvenlik düşüncesi, batıl ve yozlaşmış kapitalist sisteme yama vurmak için icat edilmiştir. Kapitalist sistemde, insanların işlerini gütme sorumluluğundan kaçınmak için devletin yanı sıra kurum ve dernekler insanların işlerini güderler. İslam ayrıca, yiyecek, barınma, giyecek gibi bireysel ihtiyaçların yanı sıra eğitim, sağlık ve güvenlik gibi kolektif ihtiyaçların karşılanmasını da farz kılar. İşçiler ve işverenler için zorunlu sosyal güvenlik yasası, yozlaşmış sistemden çıkan yozlaşmış bir yasadır. Faizli sigorta şirketi kurmak için insanların parasını rızaları olmadan zorla alır. Paralarını borsalarda, bankalarda ve devlet tahvillerinde haram faizle işletir. Böylece insanlar ve hukuksuz başarısız bir devlet arasındaki çatışma, işverenler ve işçiler arasındaki çatışmalara ve kötü ilişkilere evrilir. Buna ek olarak geç ödeme anında verilen para cezası ve zorunlu aylık katkılar gibi her ikisinden de yüzde 21 oranında yağmacılık yapılır.
Üçüncüsü: Kurumun resmi verilerine göre, sosyal güvenlik varlıkları yaklaşık 11 milyar dinardır. Bazı tahminlere göre 12 milyar dinardır. Hükümetin sosyal güvenlik yatırım fonuna olan borcu, izin verilen sınırı geçti. Fonun toplam varlıkları yüzde 60 yani 6,5 milyar dinara ulaştı. Borç, insanların birikimlerinden oluşan fonun varlıklarını tehdit ediyor. Tek garantörü, borçlarını sürekli borçlanma ile ödeyen sefih çaresiz hükümettir. Ardışık hükümetler, güvenlik yasalarında yaptıkları değişiklikler, yönetim organlarının yetkileri ile yatırım fonunun yetkileri arasındaki uyuşmazlık yoluyla sosyal güvenlik fonunu hortumluyorlar. Düşük faizle hazine bonoları, bankalara ve bazı sorunlu şirketlere yapılan yatırım gibi orada burada gerçekleşen boş yatırımlar ile rejimin siyasi çıkarlarını gerçekleştiriyorlar.
Dördüncüsü: Dahası, hükümet bugün Maliye Bakanı aracılığıyla ve sömürgeci IMF ile anlaşarak, hükümet borcunun kamu borcu için teminat sayılamayacağını duyurdu. Böylece GSMH, yüzde 101 yerine yüzde 80 olacaktır. Her ne kadar bu, devlet borcunun değerini rakamsal olarak değiştirmese de, IMF, sosyal güvenlik borcunu kamu borcundan sayılmamasını kabul etti ve bunun hükümetin parası olduğunu iddia etti. Ürdün’ün kredi notunu BB seviyesine yükseltmeyen ve düşürmeyen Fitch gibi küresel kredi derecelendirme kurumlarının derecelendirmesi olumsuz göstergeler içeriyor. Çünkü ödeme kapasitesi derecelendirmesi gerçekte çok daha azdır. Belki C seviyesine ulaşmış olabilir. 2020’de Ürdün ekonomisinin ekonomik büyüme yerine yüzde 3,4’lük ekonomik daralma göz önüne alındığında tüm bu eylemlerin amacının, bu yılın onuncu ayında faiz taksitlerini geri ödemek için daha fazla borç ve kredi almaya olanak sağlamak olduğu görülür. Küresel kriz altında hükümetin 1,750 milyar dolar gibi yüksek oranlarda Eurobond tahvilleri çıkarması bunun en iyi kanıtıdır. Ürdün hükümeti, bunun bir rekabet olduğunu iddia ediyor.
Beşincisi: Sosyal güvenlik kurumu yasası, mali ve idari olarak hükümetten bağımsızdır. Ancak ne var ki rejimin cinsinden olan ardışık hükümetlerin pratikteki uygulamaları, hükümetin müdahalelerde bulunduğunu gösteriyor. Hükümetler, sorunlu projeleri kurtarmak, Yahudi varlığının çıkarlarını gerçekleştiren, uğursuz Trump anlaşmasına hizmet eden ekonomik projeleri uygulamak için ikna veya dayatma yoluyla doğrudan veya dolaylı olarak müdahale ediyorlar. Zira rejime ve hükümetine güven yok. Savunma veya acil durum yasası argümanı veya bahanesiyle yakın gelecekte sosyal güvenlik fonlarını gasp etme korkusu, “hırsızın kapıya kadar takibini” maceraya dönüştürüyor ve bu soygunu durdurmak ve insanların parasını geri almak için ümmeti ciddi önlemler almaya çağırıyor. İnsanların varlıklarını banka yatırımlarına ve haram faizlerle hazine bonolarına gömmek yerine küçük büyük Allah’ı razı eden gerçek ekonomik kalkınma projelerine yatırılmalıdır. Bu projeler paranın insanlar arasında dolaşımını sağlayacak, hükümetin ekonomiyi kurtaramadığı ve yüksek borçlarından kurtulamadığı bir zamanda yoksulluk ve işsizliği azaltacaktır. Haram tahvillerin iadesi, bankacılığa yatırım ve sosyal güvenlik kurumunun aldığı faiz, yüzde 5-10’ü geçmez. İşveren ve işçiden alınan faiz ise yüzde 21’in üzerindedir.
Ey insanlar! Ey Ürdün halkı! İster IMF’ye boyun eğilmesi yoluyla olsun isterse Dünya Bankası, IMF ve kredi derecelendirme kuruluşları gibi uluslararası finans kuruluşları ile yapılan işbirliğiyle kamu borcunun manipülasyonu yoluyla olsun hükümetin Maliye Bakanlığı aracılığıyla yaptığı bu icraatlar, aldatmacadır, yanlış yönlendirmedir, gerçekliğin ortaya çıkardığı seri yalanların bir parçasıdır. Sermayedarlara bağımlılık, ülkenin zenginliklerinin kontrolü için yarışan ya da çatışan sömürgeci kâfir Batı ile ittifaklar kurmak, ABD’nin gerçekleştirmeye çalıştığı tasfiye ve çözüm entrikalarından insanların dikkatini dağıtmak, Yahudi varlığının ilhak veya sözde yüzyılın anlaşması ya da yeni yerleşim yerleri taleplerine yasallık kazandırmak, yegâne kalkınma projesi olan Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulması çalışmalarından insanların alıkoymak, Ürdün’deki rejimin siyasi hedefleri arasında sayılabilir.
Ey Ürdün halkı! Çıkarlarını gerçekleştirmek için ümmetin düşmanlarıyla işbirliği yapan, İslam’ı iktidardan uzaklaştırmak için mücadele eden, halkına ve ülkesine güvenmeyen rejime servetiniz ve paralarınız konusunda güvenmemeniz daha evladır. Bu rejime karşı nefret ve duygularına sahipsiniz. Son zamanlarda yapılan anketlere göre Ürdünlülerin çoğu, ekonominin yanlış yönde ilerlediğini düşünüyor. Bu, vahimdir, ancak bugünkünden çok daha vahim olacaktır. Bu hissiyat, sömürgecilik rekabeti altındaki ülkenin politik gidişatını değiştirme eylem ve yeteneğine evirilmelidir. Dininize ve varlık yokluk davanıza yardım edin. Siz çatışmanın taraflarından birisiniz. Sizi Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Raşidi Hilafet müjdesini gerçekleştirmek için Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmaya davet ediyoruz. Hizb, halkına yalan söylemeyen, ümmetine sadık, çıkarlarınıza düşkün bir liderdir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
اللَّهُمَّ، مَنْ وَلِيَ مِنْ أَمْرِ أُمَّتِي شَيْئاً فَشَقَّ عَلَيْهِمْ، فَاشْقُقْ عَلَيْهِ، وَمَنْ وَلِيَ مِنْ أَمْرِ أُمَّتِي شَيْئاً فَرَفَقَ بِهِمْ، فَارْفُقْ بِهِ “Allahım! Kim ümmetimin işinden bir şey üstlenir, sonra da onlara sıkıntı verirse, sen de ona sıkıntı ver. Kim de ümmetimin işinden bir şey üstlenir, sonra da onlara nazik ve iyi davranırsa, sen de ona iyi davran.”
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://www.hizb-jordan.org/ |
E-Mail: info@hizb-jordan.org |