حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
No: RD-BA-2021-MB-TR-12 |
H. 26 Şa'bân 1442 M. Perşembe, 08 Nisan 2021 |
Ürdün Rejimi, Art Arda Boğucu Krizler Yaşıyor
Geçtiğimiz günlerde insanlar, rejimin güvenliğine ve istikrarına komplo düzenlendiği iddiasıyla, 03 Nisan 2021 Cumartesi gününden itibaren bir dizi olaya tanıklık ettiler. Ardından rejim, tutuklama furyası başlattı. Sızıntılar sonra arabulucuların girişimi eşliğinde yetkililerin açıklamaları basına yansıdı. 7 Nisan 2021 Çarşamba günü medyada, rejimin başı Kral Abdullah’ın yazılı bir mesajı yayınlandı. Mesajında Kral “Müsterih olun, ülkedeki fitne sona ermiştir. Ürdün’ümüz güvenli ve istikrarlıdır. Ve Allah’ın izniyle de böyle kalmaya devam edecektir” ifadesini kullandı.
Ürdün’deki rejimin -İngilizlerin kurduğundan bu yana - ardışık krizler yaşadığı ve bunun sonuncusu olmayacağı, olayları dikkatli ve bilinçli bir şekilde takip edenler için bir sır değil. Çünkü bu rejimin yaşadığı şey, varoluş, yönetim, politika ve ekonomi krizleridir vb. Krizler, İslami hükümlerin bireylerin hayatından, toplum ve devletten dışlanmasının, İslam ülkesini parçalayan ve Ürdün’ü doğal kökeni Biladu’ş Şam’dan ayıran sömürgeci kâfir etkisine boyun eğilmesinin doğal bir sonucudur.
Bu kriz karşısında Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti Medya Bürosu olarak biz, aşağıdaki hususları açıklamak istiyoruz:
Birincisi: Ürdün rejiminin yönetim krizi gittikçe kötüleşiyor ve rejim kaçınılmaz olarak devrilecektir. Yönetimdeki yozlaşma ve devletteki gecikmeler, bu rejimin üzerine kurulu olduğu laiklik (din ve devlet işleri ayrı) fikrinden, yönetimde İngiltere ve daha sonra Amerika’ya dayanmasından geliyor. Bu iki ülke, ülkemizde kazanımlar elde etmek için birbiriyle savaşan iki sömürgeci güçtür. İktidar rejimi, doğal olarak Batının çıkarlarının gerçekleştirilmesi ve uygulanması üzerine kuruludur. Batı, rejimin iktidarda devam edebilmesinin dayanağıdır. Bu rejim ümmetin ve halkın çıkarları için çalışmıyor, çalışmayacaktır. Çünkü varlığı ve meşruiyeti yöneticinin doğal dayanağı olan ümmete dayanmıyor.
Ülkemizdeki iktidar rejimi, ümmetin otoritesini gasp etmiştir. Güç ehli, otoriteyi yöneticiye vermiştir. Yönetici de Avrupa ya da Amerika olsun sömürgeci Batı gözünde koltuğunu korumayı ummaktadır. Oyunun kuralları üzerindeki çatışma, ümmetin durumunu değiştirmez, özellikle yönetim kraliyet ailesi içerisinde ve sömürgeci kâfire hizmet temelinde olduğu sürece. Koşulların dibe vurması, bunun en iyi kanıtı. Yönetici, İngiliz Büyükelçiliği’nin emirlerini ve tiyatrosunu bekleyen bir memurdur.
İkincisi: Yönetici veya yaklaşımını değiştirmek, insan yapımı sistemlerin, yasaların ve anayasaların olduğu gibi kalması veya bazı sistemlerin ve yasaların değiştirilmesini talep etmek yanlıştır. Çünkü bunlar, hiçbir etki yaratmayan yamalardır. Değişim ve kalkınma, yönetimin üzerine kurulu politik bir fikirden gelir. Başka bir deyişle, yönetimi sistemlerin ve yasaların türediği akli akide üzerine inşa etmekten gelir. Bu akide bu hayata bakış açısını oluşturur. Dünyadaki bir kalkınma, bu temel üzerine kurulmuştur. Kalkınma yolunda yürüyenler ve gerçekleştirenler, bu gidişatı izleyerek gerçekleştirmişlerdir.
Ürdün’deki iktidar rejimi, yönetimde kalma ve yönetici kim olursa olsun kâfir Batının hizmetinde olma çıkarlarının peşinde. Bu yüzden yaklaşımı, babaları ve atalarının yaklaşımıdır. Yaklaşımları, ihanet, ihmalkârlık, teslimiyet, ülkenin yeteneklerini Batıya teslim etmek, zenginlikleri yağmalamak ve toprakları peşkeş çekmektir.
Üçüncüsü: Sokakta eylem çağrısında bulunanların, Amerika, İngiltere veya başka ülkeler hakkında iyi düşünceye sahip olması gerçekten üzücü. Bu ülkeler Ürdün halkını kendi başına bırakmaz. Bu yüzden krizlerini radikal bir şekilde çözemez ya da siyasi krizi başarılı bir şekilde ele alamaz. Ürdün halkının zihninde, bu ülkelerden iyilik umulmayacağı net ve açık olmalıdır. Zira bu ülkeler, hastalığın temelidir ve bu ülkelerle irtibat, ölümcüldür. Dahası ülkemizdeki krizlerin çözümü için çeşitli engeller ve zorluklar çıkaracaklar, huzursuzluk ve kargaşayı körükleyen, Ürdün halkı arasındaki uçurumu derinleştiren fikirleri yaymak ve teşvik etmek için çalışacaklardır.
Dördüncüsü: Ümmetin yorulmadan usanmadan çağırması ve gerçekleştirmek için çalışması gereken değişim, inkılabı ve kapsamlı bir değişimdir. Öyle ki mevcut insan yapımı sistemlerden hiçbir iz kalmamalıdır. Anayasa, yasalar, tüm yaşam sistemleri değişmeli, yerine Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Medine’de kurduğu İslam sistemi konulmalıdır. İslam inancı, anayasanın, yasaların ve tüm sistemlerin fışkırdığı temel olmalıdır. İslam ümmeti, zorlukta, kolaylıkta itaat karşılığında Kitap ve Sünnetle hükmetmek üzere biat edeceği bir Halife seçmelidir. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem, bu Halife hakkında şu nitelemede bulundu:
خِيَارُ أَئِمَّتِكُمُ الَّذِينَ تُحِبُّونَهُمْ وَيُحِبُّونَكُمْ وَيُصَلُّونَ عَلَيْكُمْ وَتُصَلُّونَ عَلَيْهِمْ “Sizin hayırlı imamlarınız şunlardır: Siz onları seversiniz onlar da sizi severler. Siz onlar için dua edersiniz, onlar da sizin için dua ederler.”O Halife, ümmet için koruyucu bir kalkan olacaktır, zenginliklerini yağmalayan ve ona işkence eden değil. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:
وَإِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ “İmam ancak bir kalkandır. Arkasında savaşılır ve onunla korunulur.”[Buhari]
Ey Haşd ve Ribat toprakları halkı! Ülkemizin yabancı elçiliklerle irtibatlı kimselerin çatışma arenasına dönüşmesi üzücü. Bu kimseler, yabancı elçiliklerin ajandasını uyguluyorlar, ülke ve halka karşı komplo kuruyorlar, İslam’a ve sistemlerine düşmanlık yapıyorlar. Halklarını aşağılamak ve yeteneklerini yağmalamak için hiçbir çabayı esirgemiyorlar. Onları değiştirebilirsiniz. Gerçek değişim, insan yapımı tüm batıl sistemleri çöpe atmak, krallık, anayasal monarşi ve cumhuriyetçi gibi çeşitli yönetim modellerini reddetmek, kuklaları sahnede oynatan elçiliklerin iplerini kesmek, yüce İslam’ı benimsemek, İslam’ı öğrenmek ve Hizb-ut Tahrir önderliğinde İslam’ı iktidara taşımak için çalışmak ile olur. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurulmasıyla bu mutlaka gerçekleşecektir. Hilafet, İslam’ı uygulanabilir hale getirecek, ajanları ortadan kaldıracak, komplocuları yerle yeksan edecek, ülkenin servetini koruyacak, Yahudi varlığını yok edecektir. Öyleyse Hilafet için çalışanlarla beraber olun. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûl’üne icabet edin.” [Enfal 24]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://www.hizb-jordan.org/ |
E-Mail: info@hizb-jordan.org |