حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
No: RD–BA–2021–MB–TR–25 |
H. 18 Rabi’-ul Âhir 1443 M. Salı, 23 Kasım 2021 |
Ürdün Rejimi, Yeni Anlaşmalarla Yahudi Varlığının Temellerini Sağlamlaştırıyor
22 Kasım 2021 Pazartesi günü Expo 2020 Dubai’de Ürdün, BAE ve (İsrail) arasında enerji ve su alanında ortak bir projenin fizibilite çalışmaları için bir niyet beyanı imzalandı. İmza törenine “İsrail” Enerji Bakanı Karine Elharar, Ürdün Su Bakanı Muhammed en-Neccar, BAE İklim Sorunları Delegesi Sultan el-Cabir ile ABD İklim Özel Temsilcisi John Kerry katıldı. (22.11.2021 el-Ğad)
Ürdün Hükümet Sözcüsü ve Medyadan Sorumlu Devlet Bakanı, radyoya yaptığı açıklamada, hükümetin anlaşmayı imzalama niyet beyanını ve anlaşmayı yalanladı. (22.11.2021 Sawaleif) Ancak Su Bakanlığı, aynı gün Pazartesi akşamı Expo 2020 Dubai’de anlaşmanın imzalanmasıyla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Ürdün-”İsrail” ve BAE’nin 2022 yılında enerji ve su alanında ortak bir projenin fizibilite sürecine başlanması için niyet beyanı imzaladığı belirtildi. (22.11.2021 Sawaleif) Bu, Ürdün hükümetinin anlaşmayı açıklamaktan çekindiğinin belirtisidir. Daha önceki su anlaşmasının mürekkebi bile kurumadan imzalanan bu anlaşma, Yahudi varlığıyla yeni bir normalleşme suçudur.
Ürdün rejimi, Müslüman toprakların ve kutsallıklarının işgalcisi ve gaspçısı Yahudi varlığının destekçisi olmaktan hiçbir zaman çekinmemiştir. Yahudi varlığına yardım elini uzatmaktan çekinmemekte, çıkarı pahasına olsa bile Yahudi varlığının ömrüne ömür katmaktadır. Üstelik bu mutant varlığın çıkarlarını Ürdün halkının çıkarlarından üstün görmektedir. Pis varlıkla ilgili tüm önerileri görmezden gelmekte, önüne çıkan tüm gerçeklere kör kesilmektedir. Oysa bu anlaşmalar, zararlıdır, yeterince var. Sorun idaridir. Bunlar, haram anlaşmalardır. Rejim, hedeflerine ulaşmak için tüm bunları görmezden gelmekte, işgal varlığı ile bağlarını güçlendirmeye yoğunlaşmaktadır!
Ürdün rejimi ayrıca Yahudi varlığı ile yaptığı ortak askeri manevralar ve tatbikatlar ile Ürdün ordusunun pusulasını saptırmaya çalışmaktadır. Bekası için ordunun rejime koruyucu kalkan ve sömürgeci kâfir Batı çıkarlarının koruma gücü olmasını yeğlemektedir. Allah yolunda cihat eden bir güç olmasını istememektedir! Bu rejim Allah’ın Kitabına göre çalışmıyor, hükmünü ikame etmiyor. Allah Muhkem Kitabında şöyle buyurdu:
لَّا تَجِدُ قَوْماً يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ يُوَادُّونَ مَنْ حَادَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَلَوْ كَانُوا آبَاءَهُمْ أَوْ أَبْنَاءَهُمْ أَوْ إِخْوَانَهُمْ أَوْ عَشِيرَتَهُمْ “Allah’a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soy-sopları olsalar bile, Allah’a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin”[Mücadele 22]
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاءَ تُلْقُونَ إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءَكُم مِّنَ الْحَقِّ “Ey iman edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları dost edinmeyin.” [Mümtehine 1] Bu anlaşmalar Allah’a ve Rasûl’üne düşman olan kimselere sevgi beslemek değil midir? Bu varlığın Müslüman topraklarda yaşama hakkı olduğunu tanımak değil midir? İşgalci varlığı dost edinmek değil midir?
Ey Ürdün halkı! Hilafet Devletinin yıkılmasından, direklerinin parçalanmasından, gücünün dağılmasından ve kaynaklarının yağmalanmasından sonra İslam ümmetinin yaşadığı en ağır felaket, Müslüman ülkelerdeki rejimlerin köleliği ve bağımlılığıdır. Sömürgeci ülkelere ve üvey evlatları Yahudi varlığına güvenmeleri, dış ve hatta iç politikada sömürgeci ülkelerin projelerini uygulamalarıdır. Yahudilere ve arkasındaki İngiliz ve Amerikan sömürge güçlerine hizmet liyakatini kanıtlamak için aralarında yarışa girmeleridir.
Ürdün ordusu ve ordudaki samimi güçler de dâhil olmak üzere ümmetin orduları, ümmet ile aralarındaki kopukluğu durdurmak için çalışmalı, ümmet ve sorunlarının yanında yer alarak inancına ve dinine uygun duruş sergilemelidir. Günahkâr saldırganlara ve Allah’ın dosdoğru Şeriatını iptal edenlere karşı ümmetin tarafında yer almalıdır. Allah’ın yönetimini ikame etmek, ümmet içindeki güç sahiplerine farzdır. Zalimleri desteklemek, Allah’ın hadlerine tecavüzde kol kanat olmak yerine ümmetin projesini korumak için efor sarf etmelidir. Ümmet bu projeyle izzet bulacak, yardım görecek, en yükseklere tırmanacaktır.
Ey onurlu ümmet! Sömürgeci kâfirin kurduğu rejimler, işgal varlığını sona erdiremez. Bu rejimler, Allah’ın indirdiğinden başkasıyla yönetimde Yahudi varlığının izdüşümüdür. Yahudi varlığını sağlamlaştırmak için azami gayret sarf etmektedirler. Sanki haletiruhiyeleri, rejimlerimizin bekası, Yahudi varlığının bekasına endekslidir demektedir!
Bu zillet, rezalet ve utancı, ideolojisine dayanan, dinini ikame eden, Şeriatını uygulayan ve ümmetin gerçek temsilcisi olan bir varlık ancak sona erdirebilir. İslam Devletinin ordusu, Allah yolunda cihat edecek, sadece Allah’tan korkacak, Müslümanların kanını akıtan, topraklarına saldıran varlık ile diyaloğu girmeyecektir. Bu varlığın başında, ümmetin zenginliklerini koruyan, özünü, canını ve onurunu savunan bir Raşid Halife olacaktır.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://www.hizb-jordan.org/ |
E-Mail: info@hizb-jordan.org |