Perşembe, 19 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu

No: RD-BA-2023-MB-TR-07 H. 17 Ramazan 1444
M. Cumartesi, 08 Nisan 2023

Ürdün Dışişleri Bakanı’nın Tantanası Umursamazlıktır, Utanç Verici Bir Safsatadır. Yahudilerin Saldırılarını Durdurmak İstemeyenler ile Durduramayanlar Arasında Bariz Fark Vardır

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen El Safadi, 6 Nisan 2023 Perşembe günü El Cezire kanalına verdiği röportajda şunları söyledi:

- “Ürdün tek başına işgali bitiremez ve Ürdün tek başına bu saldırıları durduramaz.”

- “Askeri çatışma olduğunda Ürdün şehitler vermiştir, Mescid-i Aksa’nın surları ve işgal altındaki Filistin’in her yeri Ürdünlü şehitler ile dolup taşmıştır.”

- Ürdün, “kardeş Filistin halkını desteklemek için tüm ilişkilerini ve anlaşmayı (İsrail ile 1994’te imzalanan barış) kullanmaya” devam ediyor.

- “El Aksa’da olup bitenler, siyasi ufukların tamamen yok olduğu bir ortamda yaşanıyor. Siyasi ufuklar çatışmayı iki devletli çözüm temelinde çözmeye ve Filistin halkının meşru haklarını tam olarak karşılamaya götürecektir.”

Medyada canlı yayınlanan görüntülerde Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya barbarca saldırdıkları, itikafta bulunanları zorla dışarı çıkardıkları, caminin eşyaları ve mobilyalarını tahrip ettikleri bir sırada Ürdün Dışişleri Bakanı çıkıyor ve utanmadan çekinmeden Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırıların durdurulamamasının gerekçelerini sıralıyor. Sonra da Haşimi vesayetle ümmetin kafasını ağrıtıyor. Vesayet, Mescid-i Aksa’yı korumak ve savunmak anlamına gelmiyorsa peki ne anlama geliyor. Ürdün Dışişleri Bakanı, Ürdün’ün tek başına bu saldırıları durduramayacağından dem vurdu!

Bu gerekçe, Ürdün rejimi ile Yahudi varlığı arasında on yıllardır süren çatışmada söylenebilecek en kuyruklu yalanlardan biridir. İnsanlar hayretler içerisinde soruyor, rejim ne zaman hesaplı bir eylemde bulunma arzusunu dile getirmiş veya imasında bulunmuştur? Ne zaman Yahudilerin saldırı ve ihlallerine yanıt vermiştir. Bakan, Ürdün halkı adına değil kendi adına konuşuyor. 

- Aşağılayıcı Vadi Araba Anlaşması hala yürürlükte değil mi? Camp David, Oslo ve Vadi Araba antlaşmalarından sonra durum daha da kötüleşmedi mi? İşgalin saldırıları ve küstahlığı daha da artmadı mı? Çünkü uydu ve köle rejimler, Yahudilerin saldırılarına kılıf üretmektedirler. Yahudi varlığı, kendi güvenliğini sağlama maliyetli olduğu için güvenliğinin sağlanmasını kukla rejimlere havale etmiştir...

İki devletli çözüm çağrısında bulunan siz değil misiniz Sayın Bakan? İki devletli çözüm rejimin, Amerika ve Avrupa’nın diktesi değil mi? İki devletli çözüm umutlarının şimdi tamamen yok olduğunu mu kabul ediyorsunuz? Peki adını andığınız rejimin öngörüsü nerede? Yahudilerin günahkâr eylemleri, iki devletli çözüm umutlarını baltalamakta, yok etmektedir. Gerçi ümmet de iki devletli çözümü kabul etmemektedir, pratikte uygulaması yoktur. Yoksa amacın, bu sefil duruma ulaşmak, uluslararası hukuk ve Amerika’nın istediği gibi Filistin davasının tasfiyesini kabullenmek olduğunu biliyor musunuz?

- Ne zaman rejim, gaspçı, saldırgan ve açgözlü Yahudi varlığı karşısında alternatif olarak askeri iradeye, askeri hazırlığa ya da en azından askeri tehdide başvurmuştur? Siyasi anlaşmaların başarısızlığa uğraması durumunda askeri seçenek bir alternatiftir. Onurlu, gerçek egemen ve dürüst politikaları olan ülkeler, askeri seçeneğe başvururlar. Barış ya da teslimiyeti kabul edenler ya da benimseyenler stratejik çözüme sahip olamazlar. Rejim İslam’a ve Müslüman ülkelere karşı savaşta sömürgeci kâfir ülkelerin yanında yer aldığında askeri irade sergileyebiliyor.

- Ülkesinin Yahudilerin saldırılarını durduramayacağını ileri sürenler, öncelikle niyet, irade ve hazırlığa sahip olmalıdır. Bunlar bizde var ve gurur duyuyoruz. Ama haysiyet, onur ve diplomasinin savaş seçeneğinden kaçmak için bir gerekçe olarak kullanılması ayıptır. Hele de Müslüman bir ülkede. Halkının çoğu, askeri güçleri ve ordusu Allah yolunda cihat etmek ve Yahudi varlığını en iyi askeri uzmanların bile hayal edebileceğinden çok daha hızlı bir şekilde yok etmek için can atmaktadır. Yahudilerin saldırganlığı uzun süredir devam ediyor, Ruveybidaların gerekçeleri ise bitmek bilmiyor.

- Tüm cesaret ve samimiyetimizle söyleyebiliriz ki, bölge halkları da dahil olmak üzere İslam ümmeti, Yahudi varlığının bekası ve yetenekleriyle övünmesinin bir yanılsama olduğuna inanıyor. Filistin Otoritesi ve komşu Arap ülkeleri, Yahudi varlığını güç ve hakimiyet kaynaklarıyla güçlendirmemiş olsaydı, ayakta kalamazdı, var olamazdı. Bölge ülkeleri ekonomik, güvenlik ve askeri anlaşmalar ve sözleşmelerle bu buluntu varlıkla normalleşme yarışına girmişlerdir. Dolayısıyla bu mutant varlığın bekası ve apaçık saldırganlığıyla övünmesinin nedeni bu bölge ülkeleridir. Yahudi varlığı İslam ümmeti ile gerçek bir savaşa giremeyeceğini çok iyi biliyor. İslam ümmeti onu toz duman edecek, arkasından kovalayacaktır. Yahudi varlığı, uydu rejimlerin entrikasıyla tiyatro savaşları yürütüyor. Uydu rejimler, Yahudi varlığıyla neden savaşmadıklarını gerekçelendirmek için o varlığı öcü olarak gösteriyorlar.

- Son olarak Yahudilerle gerçek askeri çatışma ve savaş dayatıldığında, Müslüman ordular ve mücahit gruplar, her zaman zafer elde etmiş, Yahudi güçlerini yenmiş ve onlara ağır kayıplar vermişlerdir. Özellikle de iktidardaki rejimler savaş kararını durdurmak için çeşitli entrikalar çevirmemişlerse. Kerame Savaşı, Yahudilerin Lübnan’ın güneyinden ve Gazze Şeridi’nden çekilmesi, Ramazan savaşında verdiği ağır kayıplar ve Filistin Yönetimi gelmeden önce işgal altındaki topraklarda fedailerin operasyonları, bu mutant varlığın zayıflığına ilişkin çürütülemez kanıtlardır.

Ey Ürdün halkı! Ey Müslümanlar! Allah yolunda cihat ancak bu mutant Yahudi varlığı ortadan kaldıracaktır. Filistin meselesinin çözümüne ilişkin şeri hüküm budur. Mescid-i Aksa’yı cani gaspçı Yahudilerden kurtarmanın şeri hükmü de budur. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet’in gölgesinde Müslüman ordular ancak Yahudilerin arbede ve zorbalığını durduracak, tıpkı Selahaddin’in Hıttın günü kurtardığı gibi Filistin ve Mescid-i Aksa’yı gaspçı Yahudilerden kurtarmak için Müslümanların halifesi ordulara önderlik edecektir. Zavallı komplocular ve Yahudi varlığıyla normalleşenler bu onura erişemez.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاءَ تُلْقُونَ إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءَكُم مِّنَ الْحَقِّ يُخْرِجُونَ الرَّسُولَ وَإِيَّاكُمْ أَن تُؤْمِنُوا بِاللَّهِ رَبِّكُمْ إِن كُنتُمْ خَرَجْتُمْ جِهَاداً فِي سَبِيلِي وَابْتِغَاءَ مَرْضَاتِي تُسِرُّونَ إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ وَأَنَا أَعْلَمُ بِمَا أَخْفَيْتُمْ وَمَا أَعْلَنتُمْ وَمَن يَفْعَلْهُ مِنكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاءَ السَّبِيلِ “Ey iman edenler! Eğer benim yolumda cihat etmek ve hoşnutluğumu kazanmak üzere yola çıkmışsanız, benim de düşmanım sizin de düşmanınız olan kimseleri kendilerine sevgi göstererek dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkâr etmektedirler; üstelik rabbiniz Allah’a iman ettiniz diye peygamberi ve sizi (yurdunuzdan) çıkarıyorlar. Ben sizin gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da bildiğim halde onlara gizliden gizliye sevgi besliyorsunuz. İçinizden kim bunu yaparsa bilsin ki doğru yoldan sapmıştır.” [Mümtehine 1]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
http://www.hizb-jordan.org/
E-Mail: info@hizb-jordan.org

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER