بسم الله الرحمن الرحيم
Yeni Vergi Yasası, Otoritenin Filistin ve Halkına Karşı Açtığı Kapsamlı Savaş Saldırısından Öte Bir Şey Değildir Dolayısıyla Sessiz Kalmaları, Başlarına Daha Fazlasını Getirecektir
Otoritenin başkanı Abbas, 2011 yılına ait (8) sayılı gelir vergisine dönük yeni bir yasa kararına imza atmıştır. Bu yeni yasa içindeki en bariz olanlardan bir kısmı şunlardır; tarım sektörünün gelir vergisine boyun eğdirilmesinin yanı sıra insanlar, emeklilik geliri ve hizmetin sona ermesi gibi vergilerden muaf olan birçok sektörlere boyun eğdirilecektir. Böylece kişi, kendi evi bile olsa akrabalarının ve evlatlarının oturması karşılığında gelir vergisi öder hale gelecektir. Nitekim otorite, yasanın geriye dönük olarak uygulanmasını planlamaktadır.
Bu yasa otoritenin, ekonomik baskı ve Yahudilere hizmet eden güvenlik projesi ile sözde Filistin Otoritesi'ne harcamak amacıyla insanların paralarını yağmalamak da dahil tüm araç ve yöntemlerle Filistin halkını teslimiyetçi çözümlere boyun eğdirmeye dayalı sabit politikası kapsamında gerçekleşmektedir. Otoritenin fasit adamlarının, kamu mallarını yağmalaması da bunun cabası. Dolayısıyla tüm toplanan vergi türleri, emlak vergisi ve inşaat ile ilgili ücretler olarak iki katına çıkarılmaktadır. Dolayısıyla da sayılamayacak kadar ruhsat, ücret, vergi ve para cezaları türleri olup bunlar, sürekli artış göstermektedir.
Otoritenin, kemer sıkma politikası ve yeni vergi yasası şeklindeki isimlendirmesinin sebebi, olağanüstü acil bir nedenden dolayı değildir. Bilakis otoritenin oluşturulmasının ve Yahudi ile olan anlaşmasının bir parçasıdır. Zira Filistin Otoritesi, ortaya çıkmasından bu yana savaşın malî ve ekonomik yükünü taşıyacağına dair Yahudilerle anlaşma yapmıştır. Otorite bunu, hiçbir şey üzerinde otoritesi olmamasına ve kendisi için harcayacağı hiçbir serveti bulunmamasına rağmen yapmıştır. O halde bunu, insanların ceplerinden başka nereden harcayacak ki? Zaten otoritenin, bütçenin büyük bir kısmını hastaneler ve okullar inşa etmek ve insanların maslahatları için değil de Yahudileri koruyan güvenlik güçleri için harcadığı da bilinmektedir!
Otorite, tugyanını derinleştirmiş, insanların mallarını haksız yere gasbetmiş ve insanların muamelelerinin büyük bir çoğunluğunu vergiye ve ihbarnameye bağlı hale getirmiştir. Böylece kişi, kendisi, babası ve dedesi için sayısız "haklar" ödemek zorunda kalmakta ve otoritenin kendilerine yönelik icraatları nedeniyle de Filistin halkı üzerindeki ekonomik ve malî yükler da daha da artış göstermektedir. Nitekim ücret ve vergilerin tahsil edilmesi, ister (aslen zalim olan) yasaya göre olsun isterse de yasa dışındaki zorbacı tahsilata göre olsun bütün her şeyde ikiye katlanmaktadır. Böylece vergi ve maliye daireleri, insanların paralarını batıl yolla ele geçiren, müsadere tehdidi yoluyla onları telif ödemeye zorlayan, insanlara muamelelerini ve maslahatlarını sürüncemede bırakma şantajında bulunan rekabet, yönetim ve uygulama yerleri haline gelmiştir. Böylece de Filistin halkından olan vatandaşlar, Yahudilerin çekiçleriyle otoritenin örsleri arasında inler bir hale gelmiştir. Mesela ithal malların vergileri Yahudilere ödenmekte olup otorite de (gümrük kontrolcüleri) olarak isimlendirilen eşkıyalar yoluyla bunlara el koymakta ardından da "bunların değerlerini", yani fiyat değerlerini yeniden belirleyerek mal sahiplerini vergi ve gümrükten daha fazlasını ödemeye zorlamaktadır!
Yeni vergi yasası, Filistin halkında aşırı öfke ve galeyan fırtınası estirmiş ve yasayı protesto eden yürüyüşler ve oturma eylemleri düzenlenmiştir. Bunun üzerine İMF'nin öğrencisi olan Amerika'nın adamı Selam Feyad, gözlere kum serpmek amacıyla yasa hakkında diyalog çağrısı yapmıştır. Her ne kadar diyalog için 15.02.2012 şeklinde bir zaman sınırlaması belirlenmiş olsa da bu diyalogun içeriği boşaltılmıştır. Buda onun, şekli bir diyalog olduğu anlamına gelmektedir. Çünkü otorite, Filistin halkı dinleri ve dünyaları hakkında açtığı savaşa orantılı olarak otoritenin karşısında güçlü bir şekilde durmazlar ise diyaloga bakmaksızın bu yasayı uygulamak istemektedir.
Otoritenin malî ve ekonomik politikaları ile -devam etmesi halinde- yeni yasa, fiyatların ve işsizliğin daha da artmasına ve tarım sektörünün çökmesine neden olacaktır ki böylece tarım sektöründe çalışanlar Yahudilerin yanında çalışan işçiler haline gelecek ve toprakları da müsadere (el konulma) ve Yahudilere sızdırılma riskine maruz kalacaktır. Ayrıca bu politikalar ile yeni yasa, projelerin durmasına, gençlerin ve sermeyenin göçüne neden olacaktır.
Otorite (daha öncede annesi olan Filistin Kurtuluş Örgütü), ortaya çıktığından bu yana siyasî, ekonomik, içtimaî ve kültürel olmak üzere her bakımdan Filistin halkının başına gelen bir felaket olmuştur. Siyasî açıdan olana gelince; otorite, Filistin meselelerini harap etmekte, bunlarla birlikte uçurumdan uçuruma yürümekte, onları aşağılamakta ve mücahitlerini hapsetmek, işkence etmek ve iftira atmak için takip eden Yahudilerin güvenlik kolu olarak çalışmaktadır.
İçtimaî açıdan olana gelince; otorite, kadın ve çocuk özgürlüğü sloganları altında şeref, iffet ve fazilet mefhumlarını yok etmek için birçok yerel ve uluslararası örgüt ve kuruluşlarla gizli anlaşmalar yapmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla gençlerle-kızlar, erkeklerle-kadınlar arasında ihtilat atmosferleri ile çıplaklık kültürünü oluşturmak ve müstehcenliği ve rezilliği yaymak için büyük bir çaba harcamaktadır. Bunu da güzellik kraliçesi yarışmaları yapmak, kadın futbolu, şarkı ve tiyatro grupları oluşturmak, kritik yaşlardaki geç erkekleri ve kızları yaşam tarzlarına entegre olmaları amacıyla kafirlerin arasında yaşamaları için burslu olarak göndermek yoluyla yapmaktadır. Ayrıca otorite, görevi kadın ve erkek arasındaki ilişkileri İslam'la çelişen ve parçalanma, çözülme ve dağılma ile karakterize olmuş Batı modeline göre yeniden yapılandırmak olan "modern" olarak adlandırdığı yasaları çıkarmak için hummalı bir şekilde çalışmaktadır.
Kültürel alanda olana gelince; otorite, Filistin öğretim müfredatını, Müslüman evlatlarından laik şahsiyetler oluşturma, dinlerini hayatlarından ayırma, İslamî kimliklerini yok etme, işgalci Yahudi ile birlikte yaşama zihniyetini oluşturma, gerçek Filistin'i unutturma, 67 bölgeleri olarak bilinenlerin bizzat Filistin olduğu şeklinde Müslümanların evlatlarını aldatma ve mefhumların arasını karıştırma esasına göre belirlemiştir ki böylece İslam'ın, diğer dinler gibi sadece bir din olduğu ve bütün dinlerin de eşit olduğu tasavvur edilmiş olsun.
İslam, insanların mallarının batıl yolla yenmesini haram kıldığı gibi tüketim ve kalıcı vergileri de haram kılmıştır. Zira Aleyhi's Salatu ve's Selam şöyle buyurmuştur: لا يَدْخُلُ الْجَنَّةَ صَاحِبُ مَكْسٍ "Gümrük vergisi alan cennete giremez." [Müsnedi Ahmed] Sahih-i Müslim'de, Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in zina edip recmedilen Gamidiyye hakkında şöyle buyurduğu geçmektedir: ... فَوَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَقَدْ تَابَتْ تَوْبَةً لَوْ تَابَهَا صَاحِبُ مَكْسٍ لَغُفِرَ لَهُ "...Nefsim elinde olan Allah'a yemin olsun ki; öyle bir tövbeyle tövbe etti ki şayet gümrük vergisi alan (bu şekilde) tövbe etseydi onun (günahları) bağışlanırdı." Dolayısıyla bu, vergiler ile tüketim vergisinin haramlılığından ve insanların mallarını almanın cürmünün büyüklüğünden kinayedir.
Ey Müslümanlar! Ey Filistin halkı! Sizlere düşen, sadece mallarınızı etkileyen hususlarda değil, bilakis dininizi, evlatlarınız ve kadınlarınızın dinini etkileyen ve mukaddes Filistin topraklarınızın meselesini helak eden hususlarda otoritenin bütün kötülüklerini inkar etmektir. O halde sakın otoritenin kötülüleri karşısında sessiz kalmayınız. Nitekim Arap ülkelerinde yaşananlarda elbette sizler için bir ibret vardır. Zira halk, hakları ve nail oldukları onurları için ısrarcı olunca nasıl da yöneticilerinin burunları sürtülmüş dahası geride kalanlardan olmuşlardır. İyi biliniz ki otoritenin arakasında kafirler bulunmaktadır. Dolayısıyla onlar, her defasında nabzınızı ölçmekteler ve sizleri, sessiz ve sakin olarak görmeleri halinde de size olan zulümlerini ve aşağılamalarını daha da artıracak olmalarının yanı sıra dininize, akidenize ve yaşam tarzınıza dönük gaddar saldırılarını da artıracaklardır.
Ey Müslümanlar! Ey Filistin halkı! Müslümanların yöneticileri ve Filistin otoritesindeki benzerleri, ne İslam'ın nede Müslümanların hayrını istemektedirler. Zira onlar, sömürgeci kafir devletler ile Yahudi devletinin çıkarlarını temsil etmektedirler. Dolayısıyla vakti saati geldiğinde ümmet onları sert bir şekilde muhasebe edecektir. Dolayısıyla da sizler için, Allah'ın ipine sımsıkı sarılmaktan ve Hanif İslam dininin gölgesinde yaşamaktan başka bir kurtuluş yoktur. Bu ise ancak, Müslümanları birleştirecek, alemlerin Rabbinin şeriatını tatbik edecek, hainlerden ve mücrimlerden intikam alacak olan Raşidi Hilafet Devleti'nin gölgesinde mümkün olacaktır. O halde bunun için çalışanlardan olunuz.
وَلا تَرْكَنُوا إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللَّهِ مِنْ أَوْلِيَاءَ ثُمَّ لا تُنْصَرُونَ "Sakın zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz!" [Hud 113]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
H. 18 Rabi-ul Evve 1433
M. Cuma, 10 Şubat 2012