Ramazan ayı geldi. Ramazan ayı Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın rahmetinin esintilerini barındırmaktadır. Öyleyse hadi Salih amellerinizle Allah’ın rahmetinin esintilerine mazhar olun. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

تَعَرَّضُوالِنَفَحَاتِرَحْمَةِاللهِ،فَإِنَّللهِ‌نَفَحَاتٍمِنْرَحْمَتِهِ،يُصِيبُبِهَامَنْيَشَاءُمِنْعِبَادِهِ“Allah’ın rahmetinin esintilerine mazhar olun. Çünkü Allah, rahmetinin esintilerini kullarından dilediğine tattırır.” ^[Taberani]

Furkan ayı (Hak ile batılı birbirinden ayıran ay) geldi. Bu ay, Furkan gününün “Bedir Günü”, Mekke ve Kudüs’ün fethinin, Ayn Calut’un esintilerini barındırmaktadır. Kuşkusuz bunlar, muttaki müminler için Allah’ın zaferinin esintileridir. Hadi öyleyse dinine yardım ederek Allah’ın zaferinin esintilerine mazhar olun.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ“Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı savaşta sabit kılar.” ^{[Muhammed 7]}

Furkan ayı geldi. Bu ay, hak ile batıl arasını ayıran bir Furkan olmanızı gerektirmektedir. Öyleyse Allah ve Rasûlüne dost edinin, küfür ve kâfirlerden, nifak ve münafıklardan uzak durun. Hüküm sadece Allah’a aittir.

‌إِنِ ‌الْحُكْمُ إِلَّا للهِ أَمَرَ أَلَّا تَعْبُدُوا إِلَّا إِيَّاهُ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ “Hüküm sadece Allah’a aittir. O size kendisinden başkasına ibadet etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.” ^{[Yusuf 40]} Sadece Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan korkun. ‌أَتَخْشَوْنَهُمْ فَاللهُ أَحَقُّ أَنْ تَخْشَوْهُ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ“Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Oysa Allah, -eğer siz gerçek müminler iseniz- kendisinden korkmanıza daha lâyıktır.” ^{[Tevbe 13]}

Ramazan ayı geldi. Ramazan ayı, Allah ve Rasûlüne yardım eden Ensar gibi bir Ensar’ın özlemini çekmektedir. Oruç ayı geldi. Nefsinize İslam’ın yüceliğini, müminlerin gücünü ve muttakilerin metanetini üflemek için geldi. Allah yolunda cihat ayı geldi. Belki Allah’ın çağrısına yanıt verirler diye Müslüman orduların gayretlerini bilemek için geldi.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا ‌قَاتِلُوا الَّذِينَ يَلُونَكُمْ مِنَ الْكُفَّارِ وَلْيَجِدُوا فِيكُمْ غِلْظَةً وَاعْلَمُوا أَنَّ اللهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ“Ey iman edenler! Kâfirlerden yakınınızda olanlara karşı savaşın ve onlar sizde bir sertlik bulsunlar. Bilin ki, Allah muttakiler ile beraberdir.” ^{[Tevbe 123]}

Ey sevgili müminler! Yaklaşık yüz yıldır Ramazan ayı, parçalanmışlığınıza, Rabbimizin Kitabının işlevsiz bırakılmasına, İsra yerimizin peşkeş çekilmesine, dahası Müslümanların, orucun başlangıcı ve bitiminde anlaşmazlık yaşadıklarına tanık oluyor. Bu yıl da Ramazan ayı, gazaba uğrayanların Mübarek Topraktaki katliamlarına, on binlerce şehit ve yaralılara, çocukların, kadınların ve yaslıların Allah’a ulaşan yardım çığlıklarını ve Allah bize yeter, O ne güzel vekildir sözlerine tanık oluyor.

Ey Muhammed’in ümmeti! Allah’ın ayını böyle mi karşılıyorsunuz? Parçalanmış bir şekilde, zalimlerin yönetimi altında, Müslümanların ilk kıblesi ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in en yüksek göğe yükseldiği Mescid-i Aksa’yı yüz üstü bırakarak mı Ramazan ayını karşılıyorsunuz?

Ey Muhammed’in ümmeti! Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Cebrail Aleyhisselam’ın şu duasına âmin dediğinden haberdar değil misiniz?

رَغِمَأَنْفُرَجُلٍدَخَلَعَلَيْهِشَهْرُرَمَضَانَ،ثُمَّانْسَلَخَقَبْلَأَنْيُغْفَرَلَهُ“Ramazan ayına girdiği hâlde günahlarını affettiremeden bu ayı tamamlayan kişinin burnu yerde sürünsün!” ^{[İbn Hibban]} Allah ve Rasûlüne yardım etmekten geri duranlar, Allah’ın rahmet ve mağfiretini nasıl idrak edebilir? Allah’ın rahmetini ve mağfiretini gerektiren şeylerin neler olduğunu biliyor musunuz? Bunlar, Allah’a samimiyettir, Allah ve Rasûlü’nün emrini yerine getirmektir, Allah’ın indirdikleriyle hükmetmektir, Allah yolunda cihat etmektir ve Hilafet Devletidir. Hilafet, dini ve insanlığa şahit olmayı ikame edecek, Allah katında Müslümanların zimmetini temize çıkaracaktır.

Ey şahitlik yapacak olan ümmet! Ey insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet! İslam’a karşı olan sorumluluğunuz büyük bir sorumluluktur. Bu sorumluluk, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın rızasını aramak için uğruna canınızı ve malınızı sarf etmenizi, ordular ve silahlı kuvvetlerdeki Müslüman çocuklarına kukla yöneticileri ve hain rejimleri devirmelerini, Müslüman ülkeleri parçalayan sınırları ortadan kaldırmalarını, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın vaadi ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesi olan Raşidi Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermelerini farz kılar.

Mescid-i Aksa’ya karşı olan sorumluluğunuz, İslam ümmetini ve ordularını Allah yolunda cihat için seferber edip Mescid-i Aksa’yı kurtarmalarını, Yahudi varlığına yaşam ve beka olanakları sağlayan kukla rejimleri ezmelerini, Batı ve Amerika’nın iki devletli çözüme dayalı projelerini toz duman etmelerini sağlamak için tüm gücünüzle çalışmanızı farz kılar.

Bombardıman ve soykırım altındaki Mübarek Toprak halkı, yardım kırıntılarından ziyade Allah’ın İsrailoğulları hakkındaki vaadini gerçekleştirmek üzere mukaddes topraklara giren Müslüman ordulara sarılmanın özlemini çekiyor.

فَإِذَا جَاءَ ‌وَعْدُ ‌الْآخِرَةِ لِيَسُوءُوا وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُوا الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُوا مَا عَلَوْا تَتْبِيراً“İki vaatten ikincisinin vakti gelince, yüzünüzü üzüntüye sokmaları, kötülük yapmaları, önceden Mescid’e girdikleri gibi girmeleri, ele geçirdikleri yerleri harap etmeleri için onları tekrar göndereceğiz.” ^{[İsra 7]}

Ey mübarek toprak halkı! Sabredin; sebat gösterin; hazırlıklı ve uyanık bulunun. Çünkü sabırlı olmanızın, sebat etmenizin, hazırlıklı ve uyanık bulunmanızın mükâfatı cennettir.

وَلَا تَيْأَسُوا مِنْ ‌رَوْحِ ‌اللهِ إِنَّهُ لَا يَيْأَسُ مِنْ ‌رَوْحِ ‌اللهِ إِلَّا الْقَوْمُ الْكَافِرُونَ“Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez.” ^{[Yusuf 87]} Yeryüzü halkı sizi yüzüstü bırakmışsa, göklerin ve yerin Rabbi sizi yüzüstü bırakmayacaktır. Bu konuda Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu müjdesi size yeter:

لَاتَزَالُطَائِفَةٌمِنْأُمَّتِي‌ظَاهِرِينَ‌عَلَى‌الْحَقِّلَايَضُرُّهُمْمَنْخَذَلَهُمْ،حَتَّىيَأْتِيَأَمْرُاللهِوَهُمْكَذَلِكَ“Benim ümmetimden bir topluluk, Allah’ın emrini yerine getirmeye devam edecektir. Onlara yardımdan çekinenler, bu topluluğa zarar veremeyecek, Allah’ın emri onlara gelinceye kadar onlar, bu galip ve muzaffer hal üzere olacaklardır.” ^[Müslim] İmam Ahmed ve Taberani’nin Ebu Umame’den rivayet ettiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

لا تَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ أُمَّتِي ‌ظَاهِرِينَ ‌عَلَى ‌الحَقِّ، لِعَدُوِّهِمْ قَاهِرِينَ، لا يَضُرُّهُمْ مَنْ خَالَفَهُمْ، حَتَّى يَأتِيَهُم أَمْرُ اللهِ عَزَّ وَجَلَّ وَهُمْ كَذَلِكَ»، قالُوا: «يَا رَسُولَ اللهِ! وَأَيْنَ هُمْ؟»، قال: «بِبَيْتِ المَقْدِسِ وَأَكْنَافِ بَيْتِ المَقْدِسِ“Ümmetimden bir topluluk daima hak üzere olacak ve düşmanlarına kesin bir şekilde üstün gelecektir. Allah’ın emri gelinceye dek şiddetli geçim sıkıntısına düşmeleri durumu hariç, muhalefet edenlerin muhalefeti onlara zarar vermeyecektir.” “Yâ Rasûlallah! Onlar nerededirler?” dediler. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de Beytu’l Makdis’te ve Beytu’l Makdis’in etrafında” buyurdu.”

Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın zaferiyle randevulaşmanın yeri Mübarek Topraktır. Hadi Allah’ın ve Rasûlü’nün emrine sadık kalarak Allah’ın zaferinin inmesini bekleyin. Tağut yöneticiler ve şeytanın dostlarından uzak durun. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu buyruğunu iyi düşünün:

الَّذِينَ آمَنُوا يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللهِ وَالَّذِينَ كَفَرُوا يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ الطَّاغُوتِ فَقَاتِلُوا أَوْلِيَاءَ الشَّيْطَانِ إِنَّ كَيْدَ الشَّيْطَانِ كَانَ ضَعِيفاً“İman edenler, Allah yolunda savaşırlar. İnkâr edenler de tâğût yolunda savaşırlar. O hâlde, siz şeytanın dostlarına karşı savaşın. Şüphesiz şeytanın hilesi zayıftır.” ^{[Nisa 76]}

Mübarek Toprak meselesi, ümmetin inanç meselesidir. Mübarek Toprak, İslam ümmeti uykusundan uyanana kadar Müslümanların kalplerindeki İslam ateşini tutuşturan bir kıvılcım olarak kalmaya devam edecektir. Allah’a ve Rasûlüne ihanet eden, Yahudi dostu ve Amerikan ajanı güruha gelince, Allah’ın, Rasûlü’nün ve müminlerin lanetine müstahaktırlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın müstekbirler hakkındaki kanunu onlar için de geçerli olacaktır.

مَلْعُونِينَ أَيْنَمَا ثُقِفُوا أُخِذُوا وَقُتِّلُوا تَقْتِيلاً  ‌سُنَّةَ ‌اللهِ فِي الَّذِينَ خَلَوْا مِنْ قَبْلُ وَلَنْ تَجِدَ ‌لِسُنَّةِ ‌اللهِ تَبْدِيلاً“Allah’ın rahmetinden uzaklaşmış olarak nerede bulunsalar yakalanıp öldürülecekler. Allah’ın önceden geçenler hakkındaki kanunu budur. Allah’ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.” ^{[Ahzab 61-62]}

Sözümüzü Allah’ın müminlere yaptığı şu çağrı ile bitiriyoruz:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ وَالَّذِينَ كَفَرُوا فَتَعْساً لَهُمْ وَأَضَلَّ أَعْمَالَهُمْ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ كَرِهُوا مَا أَنْزَلَ اللهُ فَأَحْبَطَ أَعْمَالَهُمْ أَفَلَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَيَنْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ دَمَّرَ اللهُ عَلَيْهِمْ وَلِلْكَافِرِينَ أَمْثَالُهَا ذَلِكَ بِأَنَّ اللهَ ‌مَوْلَى الَّذِينَ آمَنُوا وَأَنَّ الْكَافِرِينَ لَا ‌مَوْلَى لَهُمْ“Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır. İnkâr edenlere gelince, yıkım onlara! Allah, onların işlerini boşa çıkarmıştır. Bu, Allah’ın indirdiğini beğenmemeleri, bu sebeple de Allah’ın onların amellerini boşa çıkarmasındandır. Onlar yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bakmadılar mı? Allah, onları yerle bir etmiştir. İnkâr edenlere de bu akıbetin benzerleri vardır. Bu, Allah’ın inananların yardımcısı olması, inkâr edenlerin ise, hiçbir yardımcısı bulunmamasından dolayıdır.” ^{[Muhammed 7-11]}

ذَلِكَ بِأَنَّ اللهَ ‌مَوْلَى الَّذِينَ آمَنُوا وَأَنَّ الْكَافِرِينَ لَا ‌مَوْلَى لَهُمْ“Bu, Allah’ın, inananların yardımcısı olmasından dolayıdır. Kâfirlere gelince, onların yardımcıları yoktur.” ^{[Muhammed 11]} Evet, ey akıl sahipleri! İbret alın.