بسم الله الرحمن الرحيم
Filistin Yönetimi Başkanı Abbas, Yeni Haçlı Saldırısı İçin Ortamı Hazırlıyor
02 Şubat 2014 tarihinde yayınlanan Amerikan New York Times ile yaptığı röportajda komplocu otorite başkanı Mahmud Abbas, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'e, gelecekteki Filistin devletinin topraklarında ABD'nin öncülüğünde NATO'nun konuşlandırılmasını önerdiğini, NATO gücünün, uzun süre kalabileceğini, istedikleri her yere, tüm sınır kapılarına, ayrıca Kudüs'ün içine konuşlandırılabileceğini söyledi. Abbas, hayali devletin silahlardan arındırılmış bir ordunun yanında polis gücüne da sahip olacağını vurguladı. Silah kaçakçılığını önleme görevi ve "İsrail"in korktuğu terör eylemleri ile mücadele yetkisinin uluslararası güce ait olacağını ifade etti.
27 Ocak 2014 tarihinde Web sitesi Yediot Ahronot ile yaptığı röportajda Abbas, aynı öneriyi yineledi ve "Bütün güvenlik güçlerinin tek bir işi vardır. Silah kaçakçılığı yapan ya da ister Filistin topraklarında isterse İsrail'de olsun bu silahları kullanmak isteyen kişilere engel olmaktır. İşte bu, güvenlik güçlerinin temel kaygısı ve ana endişedir. Bu, - açıkça söylüyorum- İsrail güvenlik güçleri ve Amerika güvenlik teşkilatları arasında tam işbirliği ile yürütülmektedir." diye de ekledi.
Eğer bu ifadeler, dünyada herhangi bir ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından söylenseydi, vatana ihanetten dolayı iktidarını yitirirdi. Ama ne yazık ki bunun, kurumlarını ve güvenlik güçlerini halka baskı yapmak, yolsuzluk yapanları korumak, sömürgecilere hizmet etmek amacıyla kullanan hayali devlette olması neredeyse imkânsızdır. Abbas, Filistin yönetimi ve FKÖ, sürekli Filistin halkına karşı kumpas kurdular. Yahudi varlığına mübarek topraklarda meşruiyet kazandırmak için Oslo'da suç işlediler. Güvenlik güçleri ile koordinasyon içinde Yahudilerin güvenliğini korumak için utanç ve zillet elbisesini giydiler. Bugün de yönetim, Kudüs ve çevresinde Müslümanların kalbine konuşlandırılacak uluslararası işgal güce meşruiyet kazandırmaya çalışıyor. Bu, büyük bir suçtur, ötesinde bir suç yoktur. Haçlı emellere ulaşmak amacıyla Filistin'e ve özellikle de Kudüs'e uluslararası güç gönderilmesine yönelik daha önce de İngiltere böyle bir girişimde bulunmuştu. Ama ne yazık ki başarılı olamadı. Sonra Amerika bu projeyi devraldı ve 67 savaşından sonra da pratik bir şekilde onu benimsedi. Ajanları aracılığıyla tekrar tekrar uygulamak için çalıştı, ama bugüne kadar bunu uygulamak için başarı sağlayamadı. Dünya âlem biliyor ki Mahmud Abbas, bu konuda ABD'ye öneri sunma lüksüne sahip değildir. Bu proje, ayrıcalıklı bir ABD projesidir. Abbas ve FKÖ, onun uygulanmasında sadece bir araçtır.
Amerika ve Batı, varlıklarının tehlike içinde olduğu ve Amerika'nın barış vizyonunu kabul etmeleri halinde devletlerini korumak için önlerinde tarihi bir fırsat olduğu konusunda işgalci Yahudi liderleri uyardılar. Amerika ve Batılı ülkeler, ümmetin çalınan otoritesini yeniden geri almak ve işgal sınırlarını koruyan şerli ajan yöneticileri ortadan kaldırmak için hareket ettiğinin ve kıpırdandığının farkındalar. Hilafetten korkuyorlar. Çünkü Hilafet Müslüman ülkelerdeki nüfuzlarını yok edecek, tüm Filistin'i kurtarmak ve işgalci varlığı ortadan kaldırmak için orduları seferber edecektir. Bu yüzden Yahudilerin güvenliğini koruyacak, Kudüs, Ürdün sınırı ve sınır bölgelerinin çoğuna uluslararası Amerikan ve Batılı güçleri konuşlandıracak kapsamlı bir barış anlaşması imzalanması için çalışıyorlar. Bu uluslararası gücün amacı, mübarek toprakları kurtarmak için ilerleyen Hilafet Devletinin karşısında durmak olacaktır.
Ey mübarek topraklardaki Filistin halkı! Siz, işgalci Yahudilerin emri altında çalışan otoriteden çok sıkıntı çektiniz. Peki, görevi Abbas'ın ifadesiyle terörist eylemler ile mücadele edecek uluslararası işgalci gücün emri altında çalışan otoriteden ne bekliyorsunuz?
Filistin'i Yahudilerin pisliğinden kurtarmak için yanıp tutuşan evlatlarınız, sadece işgalci devriyeleri veya Filistin güvenlik güçlerini değil, NATO güçlerini de mübarek topraklardan kovacaklardır. Sizin evlatlarınızın yeri, Yahudilerin cezaevleri ya da otoritenin zindanları değildir. Aksine Irak'taki Ebu Gurayb, Afganistan'daki Bagram ve ABD gizli hapishaneleri gibi hapishanelerde bunlar olmalıdır. İslam ve Müslümanların düşmanı Amerika liderliğindeki uluslararası işgalci güç de Yahudi işgalcilere eklenecektir. Bu da bize Filistin'e Avrupalı krallar ve kayserler liderliğinde yapılan Haçlı Seferlerini hatırlatıyor. Abbas ve destekçilerinin amacı, sadece işgalci Yahudi devletini korumak değil, aksine gelecekte Kudüs'ün kurtuluşunu önlemek ve kurtuluşunu ağır bedellere bağlamak istiyorlar. O gün çatışma sadece korkak Yahudi ordusu ile değil, dünya devletlerinin orduları ile olacaktır.
Ey mübarek topraklar halkı! Siz, mübarek toprakların kurtuluşunun, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in sahabesi ve Selahaddin Eyyubi gibi takvalı, dindar ve saf insanlara muhtaç olduğunu biliyorsunuz. Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın şu sözünü hatırlayın: لَتَجِدَنَّ أَشَدَّ النَّاسِ عَدَاوَةً لِلَّذِينَ آمَنُوا الْيَهُودَ وَالَّذِينَ أَشْرَكُوا "İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile Allah'a ortak koşanlar olduğunu görürsün." [Maide 82] Ayrıca Allah şu sözünü de hatırlayın: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ "Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet etmez." [Maide 51] Siz, Filistin yönetiminin ve elitinin müminler yerine kâfirleri dost edindiklerini iyi biliyorsunuz. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor: بَشِّرِ الْمُنَافِقِينَ بِأَنَّ لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمُ الْعِزَّةَ فَإِنَّ الْعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًا "Münafıklara, kendileri için elem dolu bir azap olduğunu müjdele. Onlar, müminleri bırakıp kâfirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah'a aittir." [Nisa 138-139]
Ey Filistin halkı! Ey mübarek toprakların seçkin halkı! Filistin ve halkına karşı işlenen bu iğrenç suçun felaketinden sakındırmak ve uyarmak için size bir çağrıda bulunuyoruz, mübarek topraklar konusunda Allah'tan korkun, Allah'ın dinine ihanet edenlerin bu mübarek toprakları satmalarına izin vermeyin. Size, Allah'ın şu sözlerini hatırlatıyoruz: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَخُونُوا اللَّهَ وَالرَّسُولَ وَتَخُونُوا أَمَانَاتِكُمْ وَأَنْتُمْ تَعْلَمُونَ "Ey iman edenler! Allah'a ve Rasûl'e hainlik etmeyin. Bile bile kendi emanetlerinize de hainlik etmeyin." [Enfal 27] İleri gelenlere, etkili insanlara ve siyasal güçler, hareketler, kurumlar ve kuruluşlar içindeki samimi kişilere de bir çağrıda bulunuyoruz, Amerikan projelerinin karşısında durun, mübarek toprakları istismar edenleri durdurun, maskelerini düşürün.
Müslümanlar da şöyle sesleniyoruz, Mübarek topraklar, sizin topraklarınızdır. Nebî SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in İsra yeridir. Filistin halkı içinizden Selahaddin gibi birinin çıkmasını bekliyor. Aksa Caminin minareleri, her gün beş kere size sesleniyor. Siz bu sese kulak verecek misiniz? İcabet edecek misiniz?
Genel olarak Müslüman dünyasındaki ordulara ve özel olarak da Mısır, Ürdün, Pakistan ve Türk ordularına sesleniyoruz, Mübarek toprakları Yahudilerin pisliğinden kurtarmak, sizin için büyük bir onur, dünya ve ahirette yüce bir makamdır. Haydi, Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın şu çağrısına icabet edin: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ انْفِرُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ اثَّاقَلْتُمْ إِلَى الْأَرْضِ أَرَضِيتُمْ بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا مِنَ الْآخِرَةِ فَمَا مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فِي الْآخِرَةِ إِلَّا قَلِيلٌ ، إِلَّا تَنْفِرُوا يُعَذِّبْكُمْ عَذَابًا أَلِيمًا وَيَسْتَبْدِلْ قَوْمًا غَيْرَكُمْ وَلَا تَضُرُّوهُ شَيْئًا وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ "Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size "Allah yolunda sefere çıkın" denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir. Eğer Allah, yolunda sefere çıkmazsanız, sizi elem dolu bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir toplum getirir. Siz ise O'na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir." [Tevbe 38-39]
Ey Müslümanlar! Hizb-ut Tahrir'in çağrısına icabet edin ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurun ki topyekûn ordu, tekbir sesleri ile Mescidi Aksa'ya doğru akın etsin, Ömer ibn el-Hattab, Selahaddin ve diğer hayırlı komutanların siretini yeniden geri getirsin.
وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ رُسُلًا إِلَى قَوْمِهِمْ فَجَاءُوهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَانْتَقَمْنَا مِنَ الَّذِينَ أَجْرَمُوا وَكَانَ حَقًّا عَلَيْنَا نَصْرُ الْمُؤْمِنِينَ "Andolsun, senden önce biz nice Rasulleri kendi kavimlerine gönderdik. Rasuller onlara apaçık mucizeler getirdiler. Biz de suç işleyenlerden intikam aldık. Müminlere yardım etmek ise üzerimizde bir haktır." [Rum 47]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
H. 7 Rabi’-ul Âhir 1435
M. Cuma, 07 Şubat 2014