بسم الله الرحمن الرحيم
Hizb-ut Tahrir / Filistin’den Filistin Yönetimine Açık Bir Mektup
Ellerinizi Çocuklarımızdan Çekin!
Eğitim müfredatını değiştirmek için Amerika ve Yahudilerin baskılarına boyun eğmeyeceklerini her daim dile getiren Milli Eğitim Bakanı, “Filistin yönetimi ve liderliğine yapılan tüm dış baskı ve girişimler sonuçsuz kalacak ve kesinlikle müfredat değişikliği olmayacak. Eğitim pusulasını doğru yoldan saptırmak için sarf edilen tüm çabalar başarısız olacaktır.” dedi. Bakanın bu açıklamaları, 2015 Ocak ayında, şiddet ve nefret ürettiği, Yahudi devletinin güvenliğine zarar verdiği gerekçesiyle Filistin müfredatında köklü değişiklikler yapılması gerektiğini söyleyen John Kerry’nin açıklamalarına bir cevap niteliği taşımaktadır. Ancak tuhaf olan durum şudur ki Filistin yönetimi diliyle bu baskıları reddederken başını eğip zillet, alçaklık ve ödünler vadisine doğru yol almaktadır. Zira yeni yılla birlikte Filistin yönetiminin, Amerikan iradesine boyun eğmek için müfredatta bazı değişiklikler yaptığına tanık olduk. Herhalde önceki müfredatta işlenen ve bizim de hakkında kitapçık yayınladığımız cürümler yönetime yeterli gelmedi. Bu yüzden efendileri, müfredatın diğer kısmında da dini değerlerin etkisine rastlamış olmalı ki müfredat, İslam düşmanlarının programları ile uyumlu hale getirmek için değiştirip tahrip ediliyor. İslam düşmanları, sadece Müslümanların hayatından değil, zihin ve gönüllerden de İslam ve onun mefhumlarını uzaklaştırmak istiyorlar.
وَدَّ كَثِيرٌ مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ لَوْ يَرُدُّونَكُمْ مِنْ بَعْدِ إِيمَانِكُمْ كُفَّارًا حَسَدًا مِنْ عِنْدِ أَنْفُسِهِمْ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ الْحَقُّ“Ehli kitaptan çoğu, hakikat kendilerine apaçık belli olduktan sonra, sırf içlerindeki kıskançlıktan ötürü, sizi imanınızdan vazgeçirip küfre döndürmek istediler.”[Bakara 109]
Bu yeni müfredata hızlı bir göz attığımızda, onun cürmünün öncekilerinden çok daha büyük olduğunu görürüz. Müfredat değişiklikleri, laikliği konsolide etmek, İslam inancını dışlamak ve İslam kavramlarını zihinlerden silmek üzerine odaklanmıştır. Müslümanları tek bir ümmet yapan İslam kardeşliğini görmezden gelmekte, İslam’ı diğer dinlerle eşit saymaktadır.
Müfredat, İslam’ı Hıristiyanlık ile eşit görmektedir. Yani tevhit dinini küfür ve teslis dini ile aynı saymaktadır. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
لَقَدْ كَفَرَ الَّذِينَ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ ثَالِثُ ثَلَاثَةٍ وَمَا مِنْ إِلَهٍ إِلَّا إِلَهٌ وَاحِدٌ وَإِنْ لَمْ يَنْتَهُوا عَمَّا يَقُولُونَ لَيَمَسَّنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ “Andolsun “Allah, üçün üçüncüsüdür” diyenler de kâfir olmuşlardır. Hâlbuki bir tek Allah’tan başka hiçbir tanrı yoktur. Eğer diye geldiklerinden vazgeçmezlerse, içlerinden kâfir olanlara acı bir azap isabet edecektir.”[Maide 73] Bir Müslüman, nasıl üçüncü sınıf öğrencisinden kiliseyi süslü püslü göstermesini talep edebilir ki? Müfredat kitaplarında kilise camiden daha çok zikrediliyor. Ey yönetim! Ne gibi büyük bir felaket getirdiğinizin farkında mısınız? Tek bir Allah’a secde etmekle puta secdeyi, namaz kılmak için camiye giden bir çocukla kiliseye giden genç kızları nasıl aynı görebilirsiniz? [Milli Eğitim Kitabı, Üçüncü Sınıf s.92] Tek gerçek din İslam’dır söylemi sizi ya da dostlarınızı tedirgin etmiş olmalı ki, bu ifadeyi Kafirun süresinin açıklamasından sildiniz. [İslam Eğitimi, İkinci Sınıf] Beyyine süresinde geçen Ehli Kitap kâfirlerinin, Yahudiler ve Hristiyanlar olduğu açıklamasına dayanamamış olmalısınız ki izahatı kitaptan düşürdünüz... [İslam Eğitimi, Dördüncü Sınıf]
Kuranın dili Arapça olduğu halde Arap dili kitaplarında tek bir ayet ve hadise rastlanmamaktadır. Ümmü’l Kitap (Kitabın anası) olan Fatiha süresi, İslam Eğitimi Birinci Sınıf kitaplarından kaldırıldı. İkinci Sınıf kitaplarında olup olmayacağı da bir muamma. Bilinçli bir şekilde müfredat, erdemler ve faziletler olgusunu vatandaşlık ve insan hakları ile ilişkilendiriyor. Bunlar ile Allah’ın sözü ve Peygamberin hadisi arasına mesafe koyuyor. Halid b. Velid ve Selahattin Eyyubi gibi İslam kahramanları kitaplardan silindi. Kitaplarda Halid b. Velid ve Mute destanından bahseden akıllı komutan başlıklı ders yerine fare zekâsı dersi getirildi! [Arapça, Üçüncü Sınıf]
Önce otoritenizi Filistin’in büyük bölümünden ödün vermek ve topraklarımızı peşkeş çekmek temeline kurdunuz. Şimdi de çocuklarımızın zihinlerinden Filistin’in kurtuluşunu ve eski günlere dönüş farziyetini silmek istiyorsunuz. Filistin, Ümmeti Muhammed’e SallAllahu Aleyhi ve Sellem ait İslami bir haraç toprağıdır. Müfredat, İngiliz-Fransız Sykes-Picot tarafından çizilen bayrakları mukaddes sayıyor. Sadece hayallerde var olan yalancı devletin sözde bağımsızlığından dem vuruyor. Sonra çocuklarımıza bu sözde devlet hakkında eğitim veriyor ve o devletin varlığına da başkent Kudüs ile delil getiriyor. Oysa siz, Yahudiler izniyle ancak o devlete girebiliyorsunuz. Devlet Başkanı Yahudilerin izni olmadan kılını kıpırdatamıyor. Güvenlik birimleri de Dayton anlaşması çerçevesinde Yahudi varlığını korumak için eğitiliyor. Seyahatler sırasındaki giriş-çıkış mühürleri bile Yahudiler tarafından vuruluyor. Bunun için çocuklarımızın zihinlerine ne diye anlamsız şeyleri aşılıyorsunuz?
Bunlar sadece buzdağının bir yönü. Bir kısmı daha deşifre olmamış müfredat, daha nice cürümler içeriyor. Çocuklarımıza karşı işlediğiniz cürümler ve İslam değerlerine karşı yürüttüğünüz savaş, korkunç da olsa sadece müfredat ile sınırlı değil. Ders dışı etkinlikler adı altında çok daha tehlikeli şeylere imza attınız. Bu etkinlikler uyarınca okullarımızı bankalara ve kâfirlerin finans kurum ve kuruluşlarına açtınız. Hâlbuki din ve değerlerimiz düşmanı kâfirler, fitne fücurunu, ahlaksızlığını bize salgılamak istiyor. Hatta bu şaibeli kurumlar, okullarımıza kadar girip demokrasi, laiklik ve teslimiyetçi çözüm zehrini salgıladılar. Karışık etkinliklerle erkek ve kız çocuklarımızın ahlak, değer ve iffet anlayışını yıktılar. Cinsel taciz ve cinsellikle ilgili sözlü, resimli ve açıklamalı konuların yaygınlaştırılmasına davet ettiler. Bunlar arasında öyle konular vardır ki kişi, eşinin önünde bile anmaktan hicap duyar. Bu kurum ve kuruluşlar, toplumumuzu gizli rezalete batmış betimlemesiyle ülkemize geliyorlar. Aynı zamanda oğullarımız ve kızlarımız önündeki engelleri kaldırmak ve ahlaksızlığı pazarlamak için çalışıyorlar.
Okullardaki bu faaliyetlerle de yetinmediniz. Dahası üniversiteleri karışık kutlama ve konserlere ardına kadar açtınız. Son günlerinde cep telefonu şirketi sponsorluğunda küfür şarkıları söyleyen ve Budizm’i canlandıran bir grubun konserleri dâhil yozlaşmış eğlencelerle çocuklarımızı iyice ifsat ettiniz. Konserler eşliğinde yapılan soytarılık ve karışıklıktan bahsetmiyoruz bile. Bütün bunlar, parasal destek almak iddiasıyla olmaktadır. Lisanı haliniz insanlara diyor ki: Kim para verirse çocuklarımızı ve onurlarımızı bile satarız!
Ey Filistin yönetimi içindeki gafiller!
وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَثِيرًا مِنَ الْجِنِّ وَالْإِنْسِ لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَا وَلَهُمْ أَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَا وَلَهُمْ آذَانٌ لَا يَسْمَعُونَ بِهَا أُولَئِكَ كَالْأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ أُولَئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ “Kalpleri vardır ama anlamazlar, gözleri vardır ama görmezler, kulakları vardır ama işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibi hatta daha sapıktırlar. İşte bunlar gafillerdir.” [Araf 179] Sizin gibilerin Filistin davasına sahip çıkması ve çocuklarımızın kaderine karar vermesi Kıyamet belirtisidir, emanetin zayi olma şartlarındandır. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
إِذَا ضُيِّعَتِ الأَمَانَةُ فَانْتَظِرِ السَّاعَةَ " قَالَ : كَيْفَ إِضَاعَتُهَا يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ قَالَ "إِذَا أُسْنِدَ الأَمْرُ إِلَى غَيْرِ أَهْلِهِ فَانْتَظِرِ السَّاعَةَ“Emanet zayi edildiği vakit kıyameti bekleyin.” Bedevî: Emanet nasıl zayi olur? dedi. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de “İş, ehil olmayana verildi mi Kıyameti bekle!” buyurdu.” Ama bilin ki bu kutsal topraklarda Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in hakka yardım etmekle müjdelediği öyle Salih ve seçkin erkekler vardır ki bunlar, sizin kötülükleriniz karşısında kapı gibi duracaklardır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
لَا تَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ أُمَّتِي قَائِمَةً بِأَمْرِ اللهِ، لَا يَضُرُّهُمْ مَنْ خَذَلَهُمْ أَوْ خَالَفَهُمْ، حَتَّى يَأْتِيَ أَمْرُ اللهِ وَهُمْ ظَاهِرُونَ عَلَى النَّاسِ “Ümmetimden bir taife, Allah’ın emrini yerine getirmeye devam edecektir. Onları yardımsız bırakanlar ve onlara muhalefet edenler bu taifeye asla zarar veremeyeceklerdir! Allah’ın kıyamet emri gelinceye kadar bu taife insanlara galip ve muzaffer halde kalacaktır!”[Müslim] Onlar ki yeryüzünde Allah’ın dinini ikame etmek ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurmak için Müslüman ülkelerde din kardeşleri ile birlikte çalışmaktadırlar. Onlar ki kutsal toprakları kurtarmak, oraları Yahudilerin pisliğinden temizlemek, sizin fesat ve fücurunuzdan arındırmak için Müslüman orduları ve komutanları seferber etmek üzere gece gündüz durmadan çalışıyorlar. Şüphesiz ki biz, Allah’ın zafer vaadine iman ediyoruz.
إِنَّا لَنَنْصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْأَشْهَادُ يَوْمَ لَا يَنْفَعُ الظَّالِمِينَ مَعْذِرَتُهُمْ وَلَهُمُ اللَّعْنَةُ وَلَهُمْ سُوءُ الدَّارِ“Şüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz. O gün zalimlere, mazeretleri fayda vermez. Lânet de onlaradır, kötü yurt da onlaradır.”[Mümin 51-52]
Çocuklarımız, izzet üfleyecek yiğitlere, İslam değerlerine dayalı dinimizi ve akidemizi yüceltecek, hayatın her alanında bilgi ve bilim yollarını geliştirecek bir eğitim müfredatına muhtaçtır. Bununla çocuklarımız bütün insanlara hayır davetini taşıyacak, insanlara şahitlik yapmak olgusunu gerçekleştireceklerdir.
وَكَذَلِكَ جَعَلْنَاكُمْ أُمَّةً وَسَطًا لِتَكُونُوا شُهَدَاءَ عَلَى النَّاسِ“İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Rasûl’ün de size şahit olması için sizi mutedil bir millet kıldık.”[Bakara 143]
Kuşkusuz çocuklarımız, “La ilaha illallah Muhammed Rasûlullah” akidesine dayalı müfredat ve eğitim politikasına muhtaçtır. Bu politika onlara Allah ve Rasûlü sevgisini, Allah yolunda cihat aşkını öğretecektir. Onlara Allah’ın rızası ve cennet özlemini, O’nun gazabı ve azabı korkusunu aşılayacaktır. Barındırdığı bilimler sayesinde de ümmetlere öncülük edecekler, zirveden zirveye koşacakladır.
Sonuç olarak biz, bizim bu mektubumuzun mücrim ekâbirlerin kalplerinde öfke ve kin yaratacağını biliyoruz. Çünkü onlar, yollarını şaşırmışlardır. Allah’ın zikrinden ve itaat farziyetinden gafildirler. Gazabının büyüklüğünden, ikabı ve azabının şiddetinden habersizdirler. Onlar, Yahudiler için kutsal topraklardan feragat edilmesini helal gördüler. Amerika, Yahudiler ve diğer ülkeler nezdinde aşağılanmaya razı oldular. İslam’a düşmanca davrandılar. İnsanlar arasında ahlaksızlığı yaydılar. Ama bu mücrimlere diyoruz ki biz, Müslümanların gönüllerindeki İslam’a ve müminlerin kalplerinde cürümlerinize yönelik artan öfkeye güveniyoruz. Eğer Amerika ve Yahudilerin, sizi ümmetin gazabından koruyacağını veya size kalkan olacağını düşünüyorsanız, o zaman yanılıyorsunuz. Çünkü Amerika, en sadık ajanı Mübarek’ten bile bir çırpıda vazgeçmiştir. Dahası Amerika ve tüm zorba yöneticiler, Allah’ın izniyle yakında yok olacaklardır. Bu, Allah’ın ve Rasûlü’nün bize vaadidir. Allah ve Rasûlü asla yalan söylemez. Bu yüzden ellerinizi çocuklarımızdan ve Filistin sorunundan çekin, eğer aklediyorsanız...
Mektubumuza Allah’ın şu sözleriyle son veriyoruz:
وَلَا تَحْسَبَنَّ اللَّهَ غَافِلًا عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الْأَبْصَارُ مُهْطِعِينَ مُقْنِعِي رُءُوسِهِمْ لَا يَرْتَدُّ إِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْ وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَاءٌ وَأَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْتِيهِمُ الْعَذَابُ فَيَقُولُ الَّذِينَ ظَلَمُوا رَبَّنَا أَخِّرْنَا إِلَى أَجَلٍ قَرِيبٍ نُجِبْ دَعْوَتَكَ وَنَتَّبِعِ الرُّسُلَ أَوَلَمْ تَكُونُوا أَقْسَمْتُمْ مِنْ قَبْلُ مَا لَكُمْ مِنْ زَوَالٍ وَسَكَنْتُمْ فِي مَسَاكِنِ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَنْفُسَهُمْ وَتَبَيَّنَ لَكُمْ كَيْفَ فَعَلْنَا بِهِمْ وَضَرَبْنَا لَكُمُ الْأَمْثَالَ وَقَدْ مَكَرُوا مَكْرَهُمْ وَعِنْدَ اللَّهِ مَكْرُهُمْ وَإِنْ كَانَ مَكْرُهُمْ لِتَزُولَ مِنْهُ الْجِبَالُ فَلَا تَحْسَبَنَّ اللَّهَ مُخْلِفَ وَعْدِهِ رُسُلَهُ إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ ذُو انْتِقَامٍ يَوْمَ تُبَدَّلُ الْأَرْضُ غَيْرَ الْأَرْضِ وَالسَّمَاوَاتُ وَبَرَزُوا لِلَّهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ وَتَرَى الْمُجْرِمِينَ يَوْمَئِذٍ مُقَرَّنِينَ فِي الْأَصْفَادِ سَرَابِيلُهُمْ مِنْ قَطِرَانٍ وَتَغْشَى وُجُوهَهُمُ النَّارُ لِيَجْزِيَ اللَّهُ كُلَّ نَفْسٍ مَا كَسَبَتْ إِنَّ اللَّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ هَذَا بَلَاغٌ لِلنَّاسِ وَلِيُنْذَرُوا بِهِ وَلِيَعْلَمُوا أَنَّمَا هُوَ إِلَهٌ وَاحِدٌ وَلِيَذَّكَّرَ أُولُو الْأَلْبَابِ “Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor. Zihinleri bomboş olarak kendilerine bile dönüp bakamaz durumda, gözleri göğe dikilmiş bir vaziyette koşarlar. Kendilerine azabın geleceği, bu yüzden zalimlerin: “Ey Rabbimiz! Yakın bir müddete kadar bize süre ver de senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım” diyecekleri gün hakkında insanları uyar. (Onlara denilir ki:) “Daha önce, sizin için bir zeval olmadığına, yemin etmemiş miydiniz?” (Sizden önce) kendilerine zulmedenlerin yurtlarında oturdunuz. Onlara nasıl muamele ettiğimiz size apaçık belli oldu. Ve size misaller de verdik.” Hilelerinin cezası Allah katında (malum) iken, onlar, tuzaklarını kurmuşlardı. Hâlbuki onların hileleriyle dağlar yerinden gidecek değildi! O halde, sakın Allah’ın peygamberlerine verdiği sözden cayacağını sanma! Çünkü Allah mutlak üstündür, kimsenin yaptığını yanına bırakmaz. Yer başka bir yer, gökler de (başka gökler) haline getirildiği, (insanlar) bir ve gücüne karşı durulamaz olan Allah’ın huzuruna çıktıkları gün (Allah bütün zalimlerin cezasını verecektir). O gün, günahkârların zincire vurulmuş olduğunu görürsün. Onların gömlekleri katrandandır, yüzlerini de ateş bürümektedir. Allah herkese kazandığının karşılığını vermek için (onları diriltecektir.) Kuşkusuz Allah, hesabı çabuk görendir. İşte bu (Kur’an), kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak bir tek Tanrı olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara (gönderilmiş) bir bildiridir.”[İbrahim 42-52]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
H. 27 Muharrem 1438
M. Cuma, 28 Ekim 2016