Cumartesi, 21 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Suriye ve Halep Savaşı, Basiret Sahipleri İçin Bir İbret, Muhlisler ve Özgürler İçin de Bir Çağrıdır

Allah’a hamd mahsustur. Salat ve selam Allah’ın Rasûlü’nün, onun ailesine, ashabına ve onu dost edinenler üzerine olsun.

Ey Müslümanlar!

Musibetlerimiz dağlar kadar büyük... Sıkıntılarımız fırtınalar kadar şiddetli... Müslüman ülkelerdeki katliam, yıkım ve tacizler bir ülkeden başka bir ülkeye intikal ediyor... Yeryüzündeki tüm kâfirler, Suriye’ye kuduz köpekler saldırıyor. Katliam ve sürgünde gitgide ustalaşıyorlar... İşte Yemen, Arapların ateşi ile alev alev yanıyor... Libya’da özgürce katliam işleniyor, yıkımlar yapılıyor...

Irak’ta halk göç ettiriliyor, toprakları parçalanıyor... Burma halkı diri diri yakılıyor, yerlerinden yurtlarından çıkarılıyorlar. Kimse yardım etmiyor... Kutsal Filistin toprakları ve Mescidi Aksa, acımasız işgalci Yahudiler tarafından kirletiliyor... Daha önce Afganistan, Kosova ve Grozni’de aynı drama yaşanmıştı...

Dün de bugün de Halep, kadın, çocuk ve yaşlıların tepesine yıkılıyor. Acı ve sıcak çığlıkları sert kayaları bile ağlatıyor.

Ey İnsanlar!

Hilafet yıkılınca İslam hayatımızdan yok oldu... İşlerimiz ajan yöneticilere kaldı... Yahudi ve Hıristiyanların savaştığı gibi onlar da İslam’la savaşıyorlar... Hilafet yıkılıp İslam hayattan yok olduktan sonra Müslümanlar, onurlu bir yaşam veya düşmana karşı zafer ve yardım bekleyebilirler mi? Hayır vallahi...

Halep’te yaşananlar, öncesinde Humus ve Hama’da yaşandı... Şam’da yaşananlar... Rohingya, Kosova ve Grozni’de yaşandı...

Cezayirli Müslümanlar, 1992 seçimlerinde İslam’ı istedikleri için seçimler iptal edildi ve 30 binin üzerinde insan gözaltına alındı... Köyler yakıldı, kasabalar tahrip edildi, 100 binden fazla insan öldürüldü... Sovyetler Birliği’nden ayrıldıktan sonra Çeçen Cumhurbaşkanı Cevher Dudayev, İslam’ı uygulamak arzusunu ifade ettiğinde, Ruslar onu öldürdü ve Grozni’yi yakıp yıktılar. Halkını öldürdüler, sürgün ettiler... Grozni’de bomba isabet etmedik ev kalmadı... Bugün Suriye’de aynı durumda... Zalimi devirmek için devrim başlattılar... İslam’ı uygulama ve İslam Devletini kurma çağrısında bulundular... Ardından yakın uzak herkes, onlara komplo kurdu... Bugün Suriye halkı, ya ölüm ya da kâfirlerin diktelerine boyun eğmek arasında serbest bırakılıyor... Ancak Allah Subhânehu ve Teâlâ, işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.

Ey Müslümanlar!

Müslümanlar, dinlerinden bihaberdi... Ardından Haçlılar, ülkelerine saldırdı, kutsallıklarını ihlal etti, mukaddesatlarını gasp etti... Ama sonuç Haçlılar lehine değildi. Zira Müslümanlar, dinlerinin farkına vardılar... Rabbe muhlis liderlere kucak açtılar, onlara uyup etrafında kenetlendiler. Ve Beytül Makdis’in kurtuluşu için Hittin savaş oldu... Ardından Müslümanlar, yeniden dinlerinden bihaberdiler... Sonra Tatarlar saldırdı, kan akıttılar, onurlarını çiğnediler... Müslümanlar gafletten uyanıp yeniden Rablerine döndüler... Samimi liderlik etrafında kenetlendiler ve o liderlik onlara Ayn Calut’ta önderlik etti.

Bugün Müslümanlar için gafletten uyanma ve silkinme zamanı gelmedi mi? Bugün Müslümanlar için sabah akşam kendilerini hayat verecek ve Rablerini razı edecek şeylere çağıran ümmetin sadık evlatlarına kucak açma zamanı gelmedi mi?

Onlar ki, onları vahdete, zafer ve fetihleri yeniden diriltmek için Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinde Allah’ın dininin ikamesine davet ediyor.

Ey Kardeşlerim!

Genel olarak İslam dünyasında, özel olarak da Suriye’de yaşananlar, yöneticilerin ajanlık gerçeğini, onların komplo ve cürümlerini teyit etmektedir... Batılı ve Doğulu ülkelerin, İslam ve İslam ümmeti düşmanı olduğu gerçeğini doğrulamaktadır... Kâfirler ve onların ajanlarının, İslam’ı yok etmek ve muhlislerle mücadele etmek için harcadıkları efora ışık tutmaktadır… Gruplarca alınan kirli siyasi para nedeniyle onların hükümdarların iradesi ipoteği altında kaldıkları hakikatini perçinlemektedir. Öyle ki bu gruplar, saçma sapan bahanelerle Halep halkına ve kardeşlerine destekten, onurlarını savunmaktan yüz çevirdiler.

Olaylar, Müslümanların önemsemesi gereken gerçekleri telaffuz eder hale gelmiştir.

İran, Türkiye, Ürdün, Katar, Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkelerinin yöneticileri, Suriye halkına yönelik soykırım savaşında Rusya ve Amerika’nın suç ortağıdır... Bu yöneticiler, Yahudilerin müttefikidir, sabah akşam Yahudi varlığını korumak için nöbet tutuyorlar.

Suçların anasına gelince, tabii ki ümmetin ordularıdır. Bunlar, kâfirin hizmetindedir ve çıkarlarını korumak için emrine amadedir... Arap koalisyon uçakları, sabah akşam Yemen’e bomba yağdırıyor... Ama Mescidi Aksa ve Suriye’deki mazlum Müslümanların yardımına koşmak için motor dahi çalıştırmıyor... Mısır uçakları ve savaş makineleri, Sina Yarımadası’nda köyleri bombalıyor ve insanları yerlerinden ediyor... Mescidi Aksa ve Gazze halkı, yardım dileniyor... Ama karşılık veren ve yardıma koşan yok... Ürdün ordusu, Yahudi varlığını korumak, ajanlık ve ihanete dayalı tahtı savunmak için geceleri uykusuz kalıyor... Ama Halep ve kahraman halkına destek söz konusu olunca hepsi de yardımsız bırakıyor.

Allah sizi gözetleyicidir... Terörizm bahanesiyle Suriyeli Müslümanlar ile savaşan Türk ordusu, savunmasız Müslümanların yardımına koşmaktan o kadar aciz mi? Mısır ordusu, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra topraklarını kurtaramayacak kadar yetersiz mi?

Ey Muhlisler!

Suriye’de olup bitenler, Filistin’de yaşananlara ne kadar da çok benziyor... Kutsal Filistin toprakları, yıllardır Yahudiler tarafından kirletiliyor. Filistin’i kurtarmak savunmasız insanlara kaldı. Yahudilere karşı silah namına taşla sopayla isyan edip savaşıyorlar... Bir kaç saat içinde Yahudi varlığını berhava edebilecek tam donanımlı ordular ise, kışlalarında kış uykusunda yatıyorlar...

Sonra da Filistin sorunu, grupların davası haline geldi... Her bir grup, şu veya bu devletten destek alıyor... Filistin, şu veya bu grup arasında zayi olup gitti... Hatta barış süreci adı altında işgal meşrulaştırıldı... Bugün Suriye’de aynı sahnelerin tekrarlandığına tanıklık ediyoruz. Sanki Suriye sorunu, grupların ve muhaliflerin sorunu haline gelmiştir... Büyük gruplar, yanlısı oldukları Türkiye’nin çağrısına cevap verdikleri için Halep’e destekten geri durdular. Bazı gruplar da Katar ve Suudi Arabistan’ın talimatı doğrultusunda hareket ettikleri için kazanım ve viraneleri korumak için bölgelerinde çakılıp kaldılar. Bazıları da yerlerimizden devindiğimizde topraklarımızı kaybederiz korkusuyla Halep ve Suriye halkını ölüme terk ederek kendi bölgelerine yapıştılar! Bazıları da kontrolleri altındaki bölgelerden muhlislerin geçişini önlemek için rejimin koruyucu kalkanı oldular. Böylece insanlar öldü, ülke yangına döndü. Çökmekte olan mücrim rejim, giderek daha da güçlenecek. Çünkü grupların birleşmesi ve liderlerinin Allah’a samimi olmaları bekleniyor.

Biz, Suriye halkını daha büyük bir katliamdan sakındırıyoruz. Belki de ona doğru sürükleniyorlar. Düşman, kolayca öldürmek için onları İdlib’e topluyor. Batı ve ajan rejimler bağımlısı siyasi liderlerinden kurtulup net Hilafet projesine davet eden samimi liderlik peşinden gitmedikleri sürece tehlike çok daha büyük olacaktır...

Ey mücahitler!

Nefislerinizden Allah’a sığının. Gelin hep birlikte Allah’ın emrine doğru yürüyelim. Allah kulları üzerinde kahhardır. Mülk ve zafer O’nun elindedir.

إِنْ يَنْصُرْكُمُ اللَّهُ فَلَا غَالِبَ لَكُمْ وَإِنْ يَخْذُلْكُمْ فَمَنْ ذَا الَّذِي يَنْصُرُكُمْ مِنْ بَعْدِهِ وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ  “Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Müminler, ancak Allaha tevekkül etsinler.” [Ali İmran 160]

Ey Müslümanlar!

Rabbimize olan güvenimiz tamdır... Ümmeti Muhammed’e olan güvenimiz de sonsuzdur... Biz, Allah’ın yardımına yakinen iman ediyoruz... Orada burada bize isabet edenler, bizi incitmekten başka bize hiçbir zarar veremez... İslam ümmeti, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmettir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

كُنْتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَلَوْ آمَنَ أَهْلُ الْكِتَابِ لَكَانَ خَيْرًا لَهُمْ مِنْهُمُ الْمُؤْمِنُونَ وَأَكْثَرُهُمُ الْفَاسِقُونَ لَنْ يَضُرُّوكُمْ إِلَّا أَذًى وَإِنْ يُقَاتِلُوكُمْ يُوَلُّوكُمُ الْأَدْبَارَ ثُمَّ لَا يُنْصَرُونَ  “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allaha iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir. Onlar size eziyetten başka bir zarar veremezler. Eğer sizinle savaşmaya kalkışsalar, size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra onlara yardım da edilmez.[Ali İmran 110-111]

İslam, şüphesiz Allah’ın dinidir... Korumak, gözetmek ve üstün kılmak da O’nun güvencesindedir.

هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ  “O, kendisine ortak koşanlar hoşlanmasa da, dinini bütün dinlere üstün kılmak için Rasûlü’nü hidayet ve hak din ile gönderendir.” [Saff 9]

Allah, bizi bu dinin ikamesi için seçtiği kullarından eylesin...

Ordulara ve muhlislere sesleniyoruz. Suriye ve Halep’in yardımına koşun. Mustazaflara, kadınlara ve çocuklara yardım edin. Onları ajan yöneticilerin pençesinden kurtarın. Zalimi devirmek ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti ilan etmek için ordu ve taburlarınızı seferber edin. Sonra da tüm mustazaf Müslümanlara yardım etmek, sömürgeci ve onların zebanilerinden ülkeleri kurtarmak için yol alın.

Suriye’deki grup ve tugaylara da diyoruz ki, siyasi para ve uluslararası camiaya olan bağlılıktan kurtulun. Ülkenizde Allah’ı razı edecek ve halkımızın uğrunda sokaklara döküldüğü ümmet projesi, yüce İslam projesi için birleşin. O zaman zafer, dostunuz, cennette mükâfatınız olacaktır.

Sonuç olarak diyoruz ki, İslam ümmetinden umut kesilmez... Ümmet, Allah’ın yardımıyla yeryüzü ve gökyüzü sakinlerinin razı olacağı Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet vaadine elbette nail olacaktır... Bugün yaşadığımız felaketler, gayemize erişmekte ısrarcı olduğumuz sürece daha da artacaktır... Gün geçtikçe ümmet, samimi insanlar etrafında daha da kenetlenecektir. Onlar da ümmeti dünya ve ahirette kurtuluşa götürmek, Allah’ın rızasına öncülük etmek için gecesini gündüzüne katıyorlar.

Helal olsun size ey Suriye halkı! Helal olsun size ey Yemen halkı! Helal olsun size ey kutsal Filistin halkı! Helal olsun size ey Kenane halkı! Helal olsun size ey Irak ve Türkiye halkı! Helal size ey dünyanın her yerindeki Müslümanlar! O, ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır.

Allahım bize yardım et, düşmanlarımıza değil. Yardımcımız ol, düşmanımız değil... Allahım gönüllerimize şifa ver... Saflarımızı birleştir... Sözümüzü tek kıl... Bize saldıranlara karşılık bize yardım et.

Allahım yüce isminle, mükemmel sözlerinle, üstün sıfatlarınla ve güzel isimlerinle katından bize açık zafer ver.

Allahım söz verdiğin zaferi nasip eyle... Allahım söz verdiğin yardımı esirgeme... Allahım söz verdiğin yardımı esirgeme...

إِنَّا لَنَنْصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْأَشْهَادُ يَوْمَ لَا يَنْفَعُ الظَّالِمِينَ مَعْذِرَتُهُمْ وَلَهُمُ اللَّعْنَةُ وَلَهُمْ سُوءُ الدَّارِ “Şüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz. O gün zalimlere, mazeretleri fayda vermez. Lânet de onlaradır, kötü yurt da onlaradır.” [Mümin 51-52]

Allahım Peygamberimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e, ailesine ve ashabına salat ve selam eyle... Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir


H. 17 Rabi-ul Evve 1438
M.  Cuma, 16 Aralık 2016

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER