بسم الله الرحمن الرحيم
Esirler ve İsra Topraklarının Kurtuluşu Yahudi Varlığının Kökünü Kazımakla Olur, Sömürgeciliğin Kollarına Atılmak ve Projelerine Sarılmak İsra Toprakları İçin Bir İhanettir, Kutsallarını Peşkeş Çekmektir!
Esirler, acımasız işgal varlığının hapishanelerinde bazı haklar ve haysiyetler elde etmek için on sekiz gündür açlık grevindeler. Sözde uluslararası toplum ve insan hakları kuruluşlarının kamuoyunu yanıltmak için içi boş açıklama ve çağrıları dışında Filistin yönetimi ve rejimlerin sessizlik ve vurdumduymazlığı grevleri tırmandırıyor, genişletiyor!
Filistin yönetimi ile FKÖ ve arkalarındaki hain yöneticiler ve Batı, Filistin sorununun çözümü konusunda en çirkin taktik ve teknikleri kullanarak yanıltıyorlar, karartıyorlar. Zira Filistin sorununa ilişkin köklü, doğru ve gerçek çözümleri örtbas ediyorlar. Öneriler ve ilgilerin, sorunu ebediyen bitirecek yegâne çözümden uzak tutmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Gerçek şu ki mahkûmlar sorunu, mücrim Yahudi varlığı tarafından işgal edilen Filistin gibi daha büyük bir sorunun belirtisi ve temel sorunun bir şubesidir. Esirler sorunu, Mescidi Aksa sorunudur, Yahudilerin küstahlık sorunudur, mülteciler sorunudur, Gazze kuşatması ve yerleşimciler sorunudur. Hatta Filistin sorununun ta kendisidir. Ki o da işgaldir. Bu sorunun tek bir çözümü var, ikinci bir çözümü yok. O da Filistin’i 2 milyarlık İslam ümmetine tekrar iade etmek ve bu kutlu topraklardan Yahudi varlığının kökünü kazımak için orduları seferber etmektir. Yükselen çağrılar ve sesler bunun için olmalıdır. Mescidi Aksa ve esirleriyle birlikte Filistin, ancak bu şekilde kurtarılmalıdır. Esirleri kurtarmak için Birleşmiş Milletler, Amerikan ve uluslararası güçlere müdahale çağrısında bulunmak, yanıltmacadır, eylem ve düşüncede akamettir.
İster cezaevindekiler, isterse dışarıdakiler olsun Filistin halkının kurtuluşu, İslam’dır, ümmet ve orduları seferber etmektir. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle ferman buyurdu:
وَإِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ“Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur.”[Enfal 72]
وَأَخْرِجُوهُمْ مِنْ حَيْثُ أَخْرَجُوكُمْ“Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın.”[Bakara 191] Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurdu:
فكوا العاني“Esirleri salıverin.”Ordular, Filistin’e doğru harekete geçip önüne çıkan tüm hain rejimlerin kökünü kazımalıdır. Yahudi varlığını sonsuza dek ortadan kaldırmalıdır.
Bu yüzden Filistin halkı ve gruplar, konuşmalarında İslam ümmeti ve orduları hedef almalı, çağrıya kulak verip seferber olmaları için onlarda İslam hamaseti ve gayretini diriltmelidir. Değilse Müslüman toprakları işgal eden, dinimizle savaşan, çocuk ve kadınlarımızı katleden, topraklarımızda Yahudi varlığını kurup kollayan sömürge güçleri İngiltere, Amerika, Rusya ve Fransa’ya çağrı yapmak beyhudedir.
Ey mübarek Filistin toprakları halkı!
İslam’ın yokluğu, mücrim yöneticilerin entrikası ve sorunumuzun uluslararası kararlar ve sömürge güçlerine ihalesi, işgalin ömrünü uzatmakta ve esirleri cezaevlerinde tutmaktadır... Sömürgeci güçlerin desteğiyle bu kararlar, işgal varlığına ve kutsal toprakların gasp edilmesine meşruiyet kazandırmıştır.
FKÖ ve esirlere timsah gözyaşı döken Filistin yönetimi, defalarca mahkûmları sırtından bıçaklayıp aldatmıştır. Tıpkı Filistin’i sırtından hançerleyip aldattıkları gibi. Yahudi varlığını tanımak, işgal rejimiyle yapılan güvenlik koordinasyonu esirleri hançerlemek ve aldatmak değil mi?
Yahudilerin esirler sayısını artırmasının sebebi güvenlik koordinasyonu değil mi? Bir erkek veya kadının esaretine bir gün bile sessiz kalmayan, hatta esirlerin kurtarılması için gayret sarf eden Hilafet Devleti uğrunda çalışan Müslümanları gözaltına alıp kovuşturmak suç değil mi? Nitekim Mutasım, esir Müslüman bir kadının çığlığını işitince orduları seferber etmiştir. Hacib Mansur da daha savaştan yeni dönmüşken atından bile inmeden esir düşen yaşlı bir kadının çocuğunu kurtarmak için ordularıyla birlikte hemen yola koyulmuştur. Böyle bir devlet için çalışan Müslümanları gözaltına alıp kovuşturmak Filistin’i hançerleyip halkını aldatmak değil mi? Filistin’in gerçek kurtuluş ekseninden insanları saptırmak, Filistin, esirler ve Mescidi Aksa için tuzak kurmak değil mi?
Evet, davamız İslam ve Şeriatı hâkim kılmak, kâfir ve ajanlarından uzak durmaktır. Mahkûmların kurtuluşu, Mescidi Aksa’nın kurtuluşundan, işgalin ortadan kaldırılışından bağımsız olamaz. Kurtuluş yolumuz, dinimiz, ümmetimiz ve ordularımızdır. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmaktır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تُطِيعُوا الَّذِينَ كَفَرُوا يَرُدُّوكُمْ عَلَى أَعْقَابِكُمْ فَتَنْقَلِبُوا خَاسِرِينَ بَلِ اللَّهُ مَوْلَاكُمْ وَهُوَ خَيْرُ النَّاصِرِينَ“Ey iman edenler! Eğer kâfirlere uyarsanız, gerisin geriye döndürürler de, hüsrana uğrayanların durumuna düşersiniz. Oysa sizin Mevla’nız Allah’tır ve O, yardımcıların en hayırlısıdır.” [Ali İmran 149-150]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
H. 8 Şa'bân 1438
M. Cuma, 05 May 2017