بسم الله الرحمن الرحيم
Sayın: Ulusal Hükümeti İçişleri ve Koordinasyon Bakanı Sekreteri
Sayın: Sağlık Bakanı Sekreteri
Sayın: Tüm Saygın İmamlar, Müslüman Kanaat Önderleri ve Müslüman Topluluklar
KONU: CAMİLERİN YENİDEN AÇILMASI TALEBİ
Korona virüsü pandemisinin ülke ve tüm dünyayı kasıp kavurduğu bir zamanda hükümet, ülkedeki tüm camilerin kapatılması için bir yönerge yayımladı. Dolayısıyla cemaat ve Cuma namazı yaklaşık iki aydır kılınmıyor. Bu yönerge Mart 2020 yılında yayımlandı. Ülkede Covid-19 vakası tespit edildiğinden beri yönerge yürürlükte. Yanı sıra geceleri sokağa çıkma yasağı var. Yasak, 6 Haziran 2020 tarihine kadar uzatıldı.
Korona virüsü pandemisinin ülke ve dünyadaki etkisinin farkındayız. Bu ölümcül salgının yayılmasını önlemek için her türlü önlemin alınması gerektiğini vurguluyoruz. Zira bu, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in 14 asır önce uyguladığı gibi İslam’ın asil öğretilerinin bir parçası.
Ayrıca kuşkusuz bu salgın, Yüce Yaratıcının kullarına yönelik ciddi bir meydan okuması ve sınavı. Samimiyetle yönelmeliyiz, tövbe edip indirdiklerine itaat etmeliyiz. Bunun ışığında camilerin kapatılması Allah’ın dinine ve kullarına karşı küstahlıktır. Cuma ve cemaat namazı kılamadıkları için Müslümanların kalpleri sızlıyor. Mübarek Ramazan ayı boyunca bu acıları daha da şiddetlendi. Ne yazık ki, devlet yönergesi öncesinde bazı Müslüman liderleri, güvenlik tedbirlerinin alınması ve cemaat namazının kılınması yerine camilerin kapatılması yönünde fetva verdiler. Daha da acı veren şey ise, bu tehlikeli eylemlerini haklı göstermek için İslami delilleri eğip bükmeleridir!
Biz camilerin kapatılması ile ilgili endişelerimizi şu şekilde dile getirmek istiyoruz:
Birincisi: Cuma ve cemaat namazlarının askıya alınması, asil dinin öğretilerine kesinlikle aykırı. Asil İslam Şeriatı, pandemi hastalığının yayılması sonrasında cemaat namazlarını durdurmak yerine enfekte olanların izole edilmesi, camiye girişlerinin yasaklanması gerektiğini öğretti. Hastalığın buluşmasını ve enfeksiyonu önlemek için sterilizasyon, maske takmak, test yapmak ve el yıkamak gibi önlemler alınmalıdır. Bunun kanıtı, El Müstedrek’te geçen Tarık b. Şihab hadisidir. Ebu Musa’dan rivayet edildiğine göre Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
الْجُمُعَةُ حَقٌّ وَاجِبٌ عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ فِي جَمَاعَةٍ إِلَّا أَرْبَعَةٌ عَبْدٌ مَمْلُوكٌ، أَوِ امْرَأَةٌ، أَوْ صَبِيٌّ، أَوْ مَرِيضٌ “Hürriyetine sahip olmayan köle, kadın, çocuk ve hasta müstesna olmak üzere, cemaatle cuma namazı kılmak, her Müslüman üzerinde farz bir haktır.”
Şeriata göre cemaat namazı farzı kifayedir. Tüm toplumun günaha girmesini önlemek için en azından bazı kişiler bu farzı sürekli yerine getirmelidir. Ebu Davud, Ebu Derda’dan rivayet ettiğine göre Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
مَا مِنْ ثَلَاثَةٍ فِي قَرْيَةٍ وَلَا بَدْوٍ لَا تُقَامُ فِيهِمْ الصَّلَاةُ إِلَّا قَدْ اسْتَحْوَذَ عَلَيْهِمْ الشَّيْطَانُ، عَلَيْكَ بِالْجَمَاعَةِ فَإِنَّمَا يَأْخُذُ الذِّئْبُ مِنَ الْغَنَمِ الْقَاصِيَةَ “Bir köyde ya da ıssız bir yerde (çölde) üç kişi bir arada bulunur da aralarında namazı cemaatle kılmazlarsa, şeytan onları etkisi altına almış demektir. Cemaatten ayrılmayınız. Zira sürüden ayrılanı kurt kapar.”
Yukarıdaki bakış açısından hareketle camilerin kapatılmasının uygun adım olmadığını yineliyoruz. Çünkü haftalık Cuma namazı ve günlük cemaat namazları kılınmadığından dolayı bütün toplum günahkâr olacaktır. Bu nedenle hemen camilerin açılması için hükümete çağrıda bulunuyoruz. Devlet, ekonomik hayatı sürdürmek adına restoranların açılmasını izin verirken, Yüce Yaratıcının adının anıldığı mabetlerin kapalı kalması samimi Müslümanlar için acı verici.
İkincisi: Hükümet, ibadet edenlerin salgın hastalığa yakalanmasını önlemek için sterilizasyon, maske takmak, test yapmak ve elleri yıkamak gibi önlemler almalıdır. Covid-19 semptomlarını taşıyanlar, camilere girmezler, diğerleri namazlarını eda ederler. Hükümetin temel görevi, bu tür tesislerin sağlanmasında vatandaşlarına yardımcı olmaktır. Çünkü bunları bizzat kendileri yapamazlar. Hibe, mali yardım, yerel ve dış destek akışı gerektiren konulardır. Birçok samimi müminin camilere dönmek için can attığına ve gerekli kolaylıkları sağlamaya hazır olduğuna eminiz.
Üçüncüsü: Mübarek Ramazan ayı bitmek üzere. Müslüman topluluğun bütün ay boyunca cemaat namazı kılmaması ciddi felaket olacaktır. Ramazan ayı bittikten sonra İslam’ın emrettiği şekilde cemaatle kılınan Ramazan Bayramı namazını saymıyorum bile. Bu nedenle ivedilikle bu konunun ele alınması ve özen gösterilmesi için çağrıda bulunuyoruz. Şüphesiz Müslüman topluluk, sabırlıdır, fakat gerekli önlemlerin alınması ile birlikte camiye dönme zamanı gelmiştir.
Dördüncüsü: İmamlara, Müslüman kanaat önderlerine, genel olarak Müslümanlara, camilerin yeniden açılması çağrısı yapma ve savunma görevlerini hatırlatıyoruz. Ayrıca mevcut sancılı duruma sessiz kalınmasının dine ve Müslümanlara hakaret olduğu, küçümseme anlamına geldiği tavsiyesinde bulunuyoruz. Bu sessizlikleri nedeniyle Kıyamet günü mutlaka hesaba çekileceklerdir. Ayağa kalkın ve hakkı söyleyin. Ki Allah Subhânehu ve Teâlâ huzurunda statünüz artsın. Allah, korkmadan ya da hiçbir iyilik gözetmeden hakkı söylemenizi, en zor koşullarda bile hakkı söyleyen, insanlığa gönderilen Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’den sonra en yüksek mertebeye erişmiş olan soylu sahabe mertebesine ulaşmamızı emrediyor.
Allahım, Risâlet’ini tebliği ettiğimize şahit ol!
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kenya
H. 24 Ramazan 1441
M. Pazar, 17 May 2020