بسم الله الرحمن الرحيم
Ey Mısır Halkı! Laik-Demokratik Bir Devleti, Hiçbir Gücü ve Kudreti Olmayan Seçilmiş Halk Meclisi Yoluyla Başka On yıllar Boyunca Tekrar mı Denemeniz Gerekiyor? İslamî Raşidi Hilafet'ten Başka Bir Kurtuluşunuzun Olmadığını Anlayın Artık!
Mısır'daki halk meclisine dönük yapılan yasama seçimlerinin sonuçları, "İhvan-ı Müslimin'in" olduğu Özgürlük ve Adalet Partisi ile "Selefiler'in" olduğu Nur Partisi'nin temsil ettiği İslamî akımın ezici zaferiyle sonuçlanmıştır. Bu ise tek bir şeye delalet etmektedir ki o da; Kenane halkının, zorba zalim yönetimden kurtuluşları olarak gördükleri İslam hakkındaki eğilimlerinin boyutunun, halk meclisi ile onu kazananların, Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın indirdikleriyle olan yönetimi tekrar getireceklerini, kendileri için onurlu bir yaşamı gerçekleştireceklerini, Mescid-il Aksa'yı kurtaracaklarını, Müslümanların ülkelerini birleştireceklerini ve on yıllarca süren zulmü sona erdireceklerini zannettikleri yönünde olduğudur... Zira onlar da zaten bundan dolayı seçilmişlerdir.
Ancak seçimi kazanan kişilerin, mümin hakkında ne bir yemin nede bir zimmet gözeten Yahudileri ve Batı'yı mutmain eden çığlıklar atmaları İslamî akıma ses veren insanları şaşkına uğratmıştır. Zira İslamî çoğunlukla gelen bu yönetim sistemi, şeriatın tatbik edilmesi için sokaklara dökülen milyonlara rağmen Yahudilerle olan Camp David Anlaşması'na saygı gösterecek ve asla şeriatı tatbik etmeyecektir!!! Zira Allah [Subhânehu ve Te'alâ] şöyle buyurmuştur:
وَلَن تَرْضَى عَنكَ الْيَهُودُ وَلاَ النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ "Yahudiler de, Nasraniler de, sen onların dinine tabi olmadıkça asla senden razı olmayacaklardır." [el-Bakara 120]
Ve şöyle buyurmuştur:
وَأَن احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ "Aralarında Allah'ın indirdikleri ile hükmet! Sakın onların hevalarına tabi olma!" [el-Mâide 49]
Ey Müslümanlar!
Şuan Mısır'daki siyasî arenada meydana gelenler, ayaklanmanın sarmalanmasından öte bir şey değildir. Seçim tiyatrosu ise hiçbir otoritesi olmayan parlamentodaki sandalye çatışması ve yarışmasından başka bir şey olmadığı gibi bilakis bundan, Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın şeriatının Amerika'yı razı edecek oylamaya boyun eğdirilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca gerçek gücü elinde bulundurmasının yanı sıra polis ve ordunun da hakimi olan Askerî Konsey de parlamentonun, Amerika'nın çizdiği ve eski rejimin uzantısı olan yol haritasından sapmasını asla göz ardı etmeyecektir. Dolayısıyla bu tiyatro karşısında sessiz kalmak, bir yamalamadan, fesadın ömrünün uzatılmasından ve Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın hakkında bir sultan indirmediği tedricilik gerekçesiyle Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın şeriatının devre dışı bırakılmasından öte bir şey değildir.
Ey Müslümanlar! Ey Mısır Halkı!
Şeriatın tatbik edilmesi, ancak egemenliğin şeriata ve otoritenin de ümmete ait olmasıyla mümkündür. Dolayısıyla İslam hükümleri, üzerinde bir referandum yapılmaksızın yada onda bir tedricilik olmaksızın birdenbire kamil bir şekilde tatbik edilmelidir. Allah [Subhânehu ve Te'alâ] şöyle buyurmuştur:
الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الإِسْلاَمَ دِينًا "İşte bu gün, dininizi sizin için kemale erdirdim ve üzerinize olan nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'a razı oldum." [el-Mâ'ide 3]
Aynı şekilde Eba Bekir [Radıyallahu Anh], mürtedler ve zekatı vermeyenlerle derhal savaşmış ve onlarla tedrici olarak amel etmemiştir. Hakeza ondan sonraki Halifeler de şeriatın tatbik edilmesinde tedriciliği uygulamamışlardır.
Ümmetin elinde olması gereken otoriteye gelince; ümmet, Halifesini seçer, ona şeri hükümleri uygulaması şartıyla biat eder, onu muhasebe eder ve gerektiğinde ise onu azleder. Ordunun gücü de bunu korumak için vardır. Dolayısıyla gücü elinde bulunduran kimsenin bağlılığı sadece Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'ya olup ne ona ne de ondan bir korku vardır. Bilakis o, ülkenin ve insanların koruyucusu olmasının yanı sıra Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın indirdikleriyle hükmeden kimsenin koruyucusu, hayatın her alanında hak ve adaletle insanların işlerinin gözeticisi ve anayasa ile kanunların da koruyucusudur.
Ancak bağlılığı Amerika ile Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın düşmanlarına olan bir kimse ise; insanlar ve ülke için güvenilir bir kişi olamayacağı gibi insanların işlerini gözetmeyecek, insanların korunmasını ve güvenliğini sağlayamayacak, onlara zulmetmeye, fakirleştirmeye ve aşağılamaya devam edecek ve kendi yolunu takip etmeyen kimseleri de alaşağı edecektir.
Şuan Mısır'da, otorite ümmetin elinde değildir. Bundan dolayı gücü ve kuvveti elinde bulunduran ordunun, ümmetin gönüllü seçimine uymaya zorlanılması gerekmektedir. Böylece ordu, ümmete yardım etmiş, insanları ve ülkeyi koruyacak, Müslümanlar ve gayrimüslimler için adaleti, güvenliği ve onurlu bir yaşamı gerçekleştirecek olan adil bir Halife'nin seçilmesi için otoriteyi ümmete vermiş olsun.
Ey Kahraman Mısır Ordusu İçerisindeki Subaylar ve Askerler!
Bizzat baka baka gözlerinizin önünde Mısırlı kadınların sürüklenmesine razı mı olacaksınız? Bizzat şahit olduğunuz halde Amerika'yı razı etmek için kardeşlerinizin ve bacılarınızın kanlarının akıtılmasını kabul mü edeceksiniz? Bizzat muktedir olduğunuz halde içinizde onlara ve Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın dinine yardım etmek için harekete geçecek Mutasım gibi bir adam yok mu? Artık Amerika ile kafir Batı'dan kurtulmanın ve izzetinizin ve kalkınmanızın yolu olan nebinizin Hilafet'ini ikame etmenin farkına varmanızın zamanı gelmedi mi? İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?!
Ey Mısır Halkı! Ey Kahraman Mısır Ordusu İçerisindeki Askerlerin ve Subayların Aileleri!
Aynı zorba zalim yönetim altında başka on yıllar boyunca denenmemeniz için ayaklanmanızın sarmalanması amacıyla size karşı planlanan şeylere teslim olmayın! Mısır ordusu içerisindeki asker ve subay olan evlatlarınızı, Hilafet'i kurmak için çalışanlara yardım etmeye yönlendirin ve onlardan, Amerika ile onun müttefiklerinin planları çerçevesinde yürümemelerini bilakis Rabbinizin şeriatını uygulayarak tüm sorunlarınızı çözecek olan İslamî Raşidi Hilafet'i kurmak için her nerede bulunurlarsa bulunsunlar Amerika ile onun ajanlarını devirmelerini talep ediniz.
Bizler Hizb-ut Tahrir olarak sizleri, Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın sizlere farz kılmasının yanı sıra izzetiniz ve tek kurtuluşlunuz olan bu hedefin gerçekleşmesi için onunla birlikte çalışmaya davet ediyoruz.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ "Ey iman edenler! Allah ve resulü sizi, size hayat verene çağırdığında icabet edin. Bilin ki Allah kişi ile kalbi arasına girer ve siz muhakkak O'nun huzurunda toplanacaksınız." [el-Enfâl 24]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
H. 12 Safer 1433
M. Cuma, 06 Ocak 2012