بسم الله الرحمن الرحيم
Zerdari Rejimi, Ülkeyi Hedef Alan Patlamalar ve Suikastlar Kampanyasında Amerika ile Gizli İttifak Yapıyor
Kadınları, çocukları, öğrencileri, yaşlıları, gençleri, polis elemanlarını ve Veziristan'daki askeri operasyona katılan askerleri hedef alan cürüm patlamaları kampanyası Pakistan'ı bir enkaza çevirmektedir. Zerdari'nin iddiasının aksine menfur bomba patlamaları kampanyası, Afganistan'ı işgalinde Pakistan ordusunun yardımını güvenceye alabilmek amacıyla Amerika'nın yaptığı bir iştir. Müslümanlar, dünyanın dört bir tarafında bayramı kutlarlarken Veziristan'da on binlerce Müslüman, aşırı soğukta yeri yatak göğü yorgan edinerek açıkta uyumaktalar ve açlıktan kıvranmaktadırlar.
Kuvvetli adamlara ve nitelikli silahlı güçlere sahip olmasından dolayı Amerika sık sık Pakistan'a bel bağlamıştır. Zira Afganistan'daki stratejik çıkarlarını ve Orta Asya'daki enerji çıkarlarını güvence altına almak için ona bel bağlamasının yanı sıra onu, hasımları olan Çin ve Rusya'ya karşı da bir ileri karakol olarak kullanmıştır. Keza hasmı Sovyetler Birliği, Afganistan'a saldırdığında Amerika, Afganistan'a yönelik Sovyet saldırısına karşı koymaları ve Sovyet işgalini nihai olarak bitirmeleri için kabileler bölgesinin adamlarına özellikle de Veziristan'ın adamlarına önderlik etmelerinde de Pakistan istihbarat elemanlarına bel bağlamıştır. Bu defa Amerika'nın kendisi, Afganistan'a saldırıp işgal etmek isteyince bunu, Pakistan havaalanlarını kullanan bombardıman uçakları ve mücahitlerin yerlerini tespit etmede kendisine yardımcı olan Pakistan istihbarat kurumlarının iş birliği sayesinde başarmıştır. Bunun yanı sıra Pakistan, Amerikan kuvvetlerine yakıt ve lojistik destek de temin etmiştir.
Bugün Amerika'nın Pakistan kuvvetlerine acilen ihtiyacı vardır. Çünkü Afganistan'daki durumu, Veziristan'daki mücahitlerin karşı saldırılar düzenlediği uzun senelerin ardından sarsılmıştır. Gelişmiş öldürücü silahlara sahip olan Amerikan kuvvetleri, özellikle Veziristan'da olmak üzere basit silahlarla donanımlı kabileler bölgesindeki silahlı Müslümanlara karşı koyacakları bir cesarete de ihtiyaç duymaktadırlar. Amerikan yönetimi Afganistan'a daha fazla asker göndermek için yanıp tutuşurken Amerika'nın Avrupalı müttefiklerinden ise kuvvetlerinin Afganistan'dan çekilmesinin zorunluluğuna dair sesler yükselmektedir.
Amerika'nın durumu kırılgan olmakla birlikte ordu safları içinde Pakistan'ın askeri operasyonlarına yönelik karşıt duygular da yükselmektedir ki bu, bugünlerde İslami ümmetin tamamının derinliklerine kök salmış bir duygudur. Zira Amerikalı Gazeteci Yazar "Saymir Hiraşi'nin" 2009 kasım ayında Amerika'daki karar çıkaran dairelere dağıttığı "Pakistan Nükleer Tesisini Savunmak-Nükleer Silahı Korumak Mümkün mü?" başlıklı araştırmasında şöyle geçmiştir: "İslamabad'a hakim olmaya göz diken Taliban, en büyük yada tek tehlike değildir. Ama en büyük tehlike Hizb-ut Tahrir'in Pakistan ordusu içinde olası bir darbe yapmasında yatmaktadır... Nitekim Obama yönetimi içerisinde üst düzey bir siyasetçi Hilafet Devleti'ni kurmayı hedefleyen Sünni bir hizb olan Hizb-ut Tahrir'in söz konusu darbeyi yapmasını beklemektedir... Artık Hizb-ut Tahrir, Pakistan ordusuna sızmış ve içerisinde kendisine ait hücreler kurmuştur." Evet, pek çok askerin bu askeri operasyonlara karşı çıkmasına veya Müşerref yönetiminden şu ana kadarki dönemde ordu saflarında istifa etmelerine yol açan şey Pakistan ordusu içerisindeki bu duyguların yükselmesidir.
Amerika, Pakistan ordusunu Veziristan'da savaşmaya itmek için direnişin görüntüsünü çirkinleştirmek amacıyla Irak ve Afganistan'da yaptığı operasyonlara benzer şekilde Pakistan içinde patlama eylemleri ve suikastlar yapmaları için özel katliam şirketlerini kullanması gibi aşağılık yöntemler kullandığı gibi Amerikan istihbarat kurumları da ordu ile mücahitler arasındaki çatışmayı tutuşturmak için silahlarını işgalci haçlıların göğüslerine doğrultmak yerine Pakistan silahlı kuvvetlerindeki Müslüman kardeşlerinin göğüslerine doğrultmaları amacıyla onları kandırmak için bazı Taliban unsurlarının arasına sızmıştır.
Eğer Zerdari rejimi olmasaydı Amerika'nın patlama ve suikast eylemleri gerçekleştirdiği kampanyası başarılı olmazdsı. Zira Zerdari rejimi, Amerikalılara ofisler, ikmal depoları, Amerikalıların kaldığı Paşaver'deki otel ve Amerika'nın şu anda kolaylıkla bir ikmal deposu olarak kullandığı ve başkanının bile bazı bölümlerine vakıf olmasına izin verilmediği polis akademisi gibi Amerikan istihbarat birimleri ile özel katliam şirketlerine güvenli evler temin etmiştir. Yine Zerdari rejimi, gelişmiş silahlar ile fotoğraf makineleri taşıyan Afgan elbisesiyle gizlenmiş sahte plakalı bir arabayla giderken İslamabad'da tutuklanan dört Amerikalının serbest bırakılması için hükümetin müdahalede bulunması Amerikan hareketliliğinin himayesini de sağlamıştır. Hükümet, Amerikan varlığını örtmek için yalana başvurmuştur. Zira İçişleri Bakanı Rahman Malik, şirketin ismini "Hizmet İçin Xe" olarak değiştirdiğini ve şu anda Pakistan'da çalıştığını bilmesine rağmen Pakistan'da Blackwater Şirketi'nin olmadığını vurgulamıştır. Yazıklar olsun bu hükümete yazıklar!
Bu özel şirketler şehirde çalıştıkları sürece Amerika'nın patlama ve suikast kampanyasının Paşaver'in kalabalık çarşılarındaki yüzlerce kadını ve çocuğu hedef alması şaşırtıcı değildir ve bu şirketlerin İslami Üniversite'nin Şeria Fakültesi'nde okuyan İslamabad'daki öğrencileri hedef alarak onları birer cesede dönüştürmesi de olasılık dışı değildir. Bu olaylar deryasında alimler ile askerlerin, Amerikan istihbaratçılarının sokaklarda tamamen özgürce dolaşmasına izin veren hükümetin tutumu karşısında ciddi bir tavır takınması beklenmektedir.
Pakistan ordusunu Amerikalıların yerine savaşmaya teşvik etmek için Zerdari hükümetinin Amerikalılara verdiği başka bir hizmet daha var ki o, Afganistan üzerinden girerek kabileler bölgesindeki direnişin yanında savaşan Hintli unsurların olduğunu iddia etmesidir. Oysa Hindistan, Amerika Afganistan'a saldırıp işgal ederek ajanı Karzai'yi Afganistan başkanı olarak dikene kadar hiçbir gün Afganistan'a ayak basmayı başaramamıştır. Ancak Zerdari'nin bu kozu kullanmasındaki maksadı, Hint varlığını bitirmek değildir. Bilakis Amerika'yı kurtarmak için silahlı kuvvetleri savaşa teşvik etmektir. Nitekim bu durum, bölgedeki Amerikan varlığına son vermeye çağıran küresel seslere iştirak etmek yerine Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kurşi'yi Hindistan'ı savaşa ortak olmakla suçlamaya sevketmiştir. Çünkü o, Müslümanların kanlarını elleriyle akıtmakta Amerikan planlarını uygulayan Amerikan ajanı Zerdari'yi bırakmak istememektedir!
Ey Pakistan'daki Müslümanlar!
İşte bu, Veziristan'daki Amerikan savaşının iğrenç hakikatidir. Daha önce Sovyetler Birliği ile İngiliz İmparatorluğu'nun başına geldiği gibi Amerika da Veziristan'daki cesur Müslümanların darbelerinin basıncı altında hezimete uğrayacaktır. Hele ki Amerika'nın müttefikleri, kendisini terk etmeye ve kuvvetleri korku prangalarına vurulmuşken. Bu durum ise Amerika'yı kendisine yardım etmesi için Pakistan ordusuna başvurmaya itmiştir. Ancak Amerika, kendisine İslami duyguların kök salmasından dolayı istediklerini yapmaya hazır olmayan bir Pakistan ordusuna toslamıştır. Böylece vahşi hayvanların bile yapmaktan haya ettiği bir seviyeye düşerek Pakistan ordusunu, katilin de maktulun da Müslümanlardan olduğu, yüz binlerce kişinin evlerinden tehcir edilerek soğuk ve açlıktan dolayı ölümle karşı karşıya kaldığı bir savaşın içine sürüklemek için patlama ve suikast eylemleri yapmıştır. Tüm bunlar ise Amerika'nın Orta ve Güney Asya'daki Müslümanlara hegemonya kurabilmesi ve bölgedeki ülkelerin servetlerine sahip olabilmesi içindir.
Müşerref gibi aç gözlü müfsit Zerdari ve zebanileri de sizlerin kuvvetlerini düşmana ve şerir savaşına karşı kullanmak yerine düşmanınızın yanında yer alarak bu vahşi kampanyanın sizlere zarar vermesine imkan verdiler. Böylece dünyevi kazanımlar uğrunda kafir efendilerine hizmet ettiler. Dolayısıyla bu ajan yöneticiler, dünyanın yedinci büyük ordusuna ve nükleer silaha sahip olmasına rağmen bu İslam beldesini bir alev topuna dönüştürmeye hazırdırlar. El-Hak Tebarake ve Te'alâ şöyle buyurmaktadır:
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ بَدَّلُواْ نِعْمَةَ اللّهِ كُفْرًا وَأَحَلُّواْ قَوْمَهُمْ دَارَ الْبَوَارِ 28 جَهَنَّمَ يَصْلَوْنَهَا وَبِئْسَ الْقَرَارُ "Görmedin mi Allah'ın nîmetine küfrân ile karşılık verip toplumlarını helâk yurduna sürükleyenleri?! (28) Cehennemdir onların yaslanacakları yer, orası ne kötü bir karargâhtır!" [İbrâhîm 28-29]
Ey Pakistan'daki Müslümanlar!
Şu an, bu trajik durumu değiştirebileceğimiz, düşmanların ve ajanların tahtlarını başına geçirebileceğimiz altın bir fırsattır. Yani Amerika'ya, Irak ve Afganistan'daki Müslümanlara savaş açmış, Hindistan'a saldırılarında destek vermiş ve şu anda da Pakistan'da fitne ve kaosun fitilini tutuşturan düşman bir devlet muamelesi yapmalıyız. Dolayısıyla Amerikan elçiliği ile konsoloslukları kapatılmalı, istihbarat kurumları ile özel güvenlik şirketleri kovulmalı, ordusuna lojistik ikmal veya istihbarat bilgi paylaşımı temin edilmesine veya onunla her türlü askeri işbirliğine son verilmeli, kabileler bölgesinde dönen savaş durdurulmalı, Amerika'yı Afganistan'dan çıkmaya zorlamak için silahlı kuvvetlerimiz sınır dışına yığılmalıdır. Dünyadaki tüm Müslümanları birleştirecek ve kafirleri dost edinen ajanlar ile münafıkları ifşa edecek olan işte bu askeri yığınaktır. Zira Allah [Subhanehu ve Te'alâ] şöyle buyurmaktadır:
بَشِّرِ الْمُنَافِقِينَ بِأَنَّ لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا 138 الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاء مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِندَهُمُ الْعِزَّةَ فَإِنَّ العِزَّةَ لِلّهِ جَمِيعًا "Münâfıklara kendileri için çok elîm bir azap olduğunu müjdele! (138) Onlar ki müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinirler. (Bunu yaparak) onların yanında izzet mi arıyorlar? Muhakkak ki izzetin tamamı Allah'a aittir." [en-Nisâ 138-139]
Ve şöyle buyurmaktadır:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاء تُلْقُونَ إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءَكُم مِّنَ الْحَقِّ "Ey îmân edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları, sevgi göstererek dost edinmeyin! Oysa onlar size gelen hakkı inkâr etmişlerdir." [el-Mumtehine 1]
Düşmanınızın farkında olduğu gibi bu gayenin ancak Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın inzal ettikleriyle hükmedecek muhlis bir halifenin liderliği gölgesinde gerçekleşeceğini sizler de fark etmelisiniz. O halde ey Müslümanlar! Pakistan'ı Hilafet'in irtikaz noktasına, İslami ümmetin tamamının Amerika ile Hindistan'a şeytanın vesvesesini unutturacak bir ders vermeye, ümmetimizi trajedi ve kaostan kurtarmaya muktedir süper bir devletin altında birleşmesinin başlangıç noktasına dönüştürmeye hırs gösteriniz ki böylece güvenliğin, refahın ve gücün olduğu tarihi bir dönemi başlatmış olasınız.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
H. 17 Zilhicce 1430
M. Cuma, 04 Aralık 2009