Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Sırlar er geç açığa çıkacaktır. Yakıt krizinin gerçek nedeni, Petrol Bakanının 02 Mayıs 2018 Çarşamba günü Mecliste yaptığı konuşmada gün yüzüne çıktı. Bakan, “Krizin nedeni, hükümetin rafineri bakımı ve akaryakıt rezervi ithalatı için 102 milyon dolar kaynak sağlayamamasıdır.”dedi. ^{[2454 es-Sayha gazetesi]} El Sudani gazetesine göre, kötüleşen akaryakıt krizinden, zarara uğrayan vatandaşlar ve telef olan hayvanlarını bakanlığın tazmin edememesinden ötürü bakanın üzgün olduğu belirtildi.

Bu açıklamalara, dünya kadar yalanlara, günler veya saatler sonra gelen rahatlamalara binaen soruyoruz: Devletin mali yetersizliği nedeniyle bakımı yapılamayan rafinerinin bakımı yapıldı mı yoksa henüz daha yapılmadı mı? Bakan, geçtiğimiz Salı günü Sudan Üniversitesinde yaptığı konuşmada, krizden çıkışın zaman alacağını söyledi. ^{[4417 Es Sudani]} Ertesi gün mecliste yaptığı konuşmada ise “Rafineriye giriş için 4-5 gün gerektiğini” belirtti. ^{[2454 El Ceride]} Bakana göre rafineri, gazolin tüketiminin %42’sini, benzin tüketiminin %75’ini ve gaz tüketiminin% 93’ünü temin ediyor.

Hükümet, 2018 yılının başından bu yana bir ekonomik politika izliyor. Ekmek, şeker, akaryakıt, hatta tüm ürünlerde aşırı pahalılığa neden olan bu politikada hükümet titizlikle ilerliyor. Kredi alma umuduyla IMF’nin reçetesini uyguluyor, Allah ve Rasûlü’ne açıkça savaş ilan ediyor. Hükümet, dalgalı kur politikasına geçmek için para birimi Cüneyh’te devalüasyon yaptı. Gümrük vergisini yüzde 200 oranında artırdı, mallara verilen sübvansiyonları kaldırmak için bazı adımlar attı. Ekmek ve şekere zam yaptı, akaryakıt kuyrukları oluştu, zamlı fiyatları insanlara sindirtmek için karaborsa üretti. İşte hükümet, IMF’nin boyunduruğuna girmek için uysallaşma politikası takip ediyor!

Ülkeyi çöküşün eşiğine getiren hükümetin izlediği politikanın vakası işte budur. Başbakan Bekri Hasan, 30 Nisan 2018 tarihinde Mecliste yaptığı konuşmada şunları söyledi: “2018 bütçesi için alınan tasarruf tedbirleri, teoride güneyin ayrılmasından hemen sonra 2011 yılından bu yana alınması gerekiyordu. Ancak vatandaşların içerisinde bulunduğu şartlar gereği ertelendi.” Beşir, 27 Nisan 2018 tarihindeki İslami Hareket Şura Konseyi toplantısında yaptığı konuşmasında aynı itirafta bulundu: “Devlet, şuan Sudan ekonomisinin sorunlarına radikal çözümler arıyor.”Dolayısıyla bu başarısızlık, devletin itiraf ettiği politikayla aynıdır. Ancak bu başarısızlığa radikal çözümler adını vererek halkı kandırma çabalarına gelince, bu söylemler, ekonomi korsanlarının, IMF uzmanlarının sözlerinin motamot aynısıdır. IMF uzmanları, kimi zaman lanetli çetelerine, ekonomik deformelerin panzehri adını verirler. Kimi zaman da radikal çözümler ve benzeri yalanlar adını verirler. Bu yüzden hükümetin ekonomik çöküşünün sebebi, şişman kediler, açgözlü tüccarlar, kara borsa ya da kaçakçılıktır... Sayılan tüm bu nedenler, IMF ile hükümetin ülke ve halkın çıkarlarına karşı kurduğu entrikadan dikkatleri başka yöne çekmek için ortaya atılan yalanlardan başka bir şey değil. Ekonomik kötüleşme ve ardışık krizlerin gerçek sebebi, hükümetin, Allah’a itaatten el çekip Allah’ın düşmanları olan Amerika ve kurumları IMF ile Dünya Bankası’na tam itaat arayışı içerisine girme gayretidir.

Ey Sudan halkı! Hizb-ut Tahrir’in inandığı köklü çözüm, yüce İslam ideolojisidir. Çünkü İslam, Hâkim ve Habir katından gelen bir hayat sistemidir. Dünya ve ahiret hayatımızı ıslah eder, çünkü önce Allah’a tevekkülü sonra da öz güveni farz kılar. Üretimi iptal eden, işsizliğe yol açan, halkı yoksullaştıran, ülkeyi ve halkı düşmanlara teslim eden kapitalist sistemin yükünü ve vergi zincirini bertaraf eder. Düşmanların kapısında dilenen, Allah’ın sapasağlam ipini kesip düşmanın ipine tutunan hükümetin çözüm ufkuna set koyar. Evlerin en dayanıksızı şüphesiz örümcek evidir. Keşke bilselerdi! Kurtuluş, Hilafetin Devleti altında İslami sistemleri uygulamaktır. Onun için İslami hayatı yeniden başlatma projesi için çalışanlardan olun. Bu, dünyada ve ahirette kurtuluşun yegâne yoludur.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü’ne icabet edin.” ^{[Enfal 24]}