بسم الله الرحمن الرحيم
Önceki Rejim Gibi Geçiş Hükümeti de, 2020 Bütçesini Sudanlıların Cebinden Finanse Etme Çabasında
Geçiş hükümetinin, 2020 bütçesini Hartum’da 11 Aralık 2019’da gerçekleşen sözde “Sudan Dostları” konferansı ile finanse etme rüyası, buharlaşıp yok olduktan sonra önceki rejim gibi şimdiki hükümet de bütçeyi varoşlu Sudanlıların cebinden finanse etmeye kalktı. 2020 yılı bütçesini ele almak üzere toplanan bakanlar kurulunun olağanüstü toplantısının ardından yaptığı açıklamada Enformasyon Bakanı, “Bütçe, aşamalı şekilde benzin ve gazolinden sübvansiyonların kaldırılmasını öngörüyor”dedi. Öncesinde düzenlenen basın toplantısında ise Egemenlik Konseyi üyesi General İbrahim yaptığı açıklamada, “Benzinden sübvansiyonlar kaldırılmalıdır ve bu konuda karar alınması gerektiğinin biliyorlar.”ifadelerini kullandı. [22.12.2019 Sudan Tribune] Bütçe rakamlarına göre: “Halkın yüzde 65’i yoksulluk sınırının altında ve yarısı da gelirinin yüzde 75’ini gıdaya harcıyor. Tedavi harcamaları yüzde 80’e varıyor. Halk bu oranı cebinden karşılıyor. GSYİH’nın yüzde 16’sı yakıt sübvansiyonlarına gidiyor. Sudan’da vergi ve gümrük gelirleri yüzde 6 iken Afrika ülkelerinde bu oran yüzde 15’dir.”2019 yılında hükümet desteği, “Sağlık için 3632, eğitim için 7226, akaryakıt için 33114 ve buğday için 22112 milyon Cüneyh idi.”
Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, bütçe rakamları karşısında şunları vurguluyoruz:
Birincisi: Halkın yoksulluk, yaşlılık, hastalık ve adaletsizlik gerçekliğini tanımlayan bütçe rakamları, insanı onurlandıran, adaletsizliği, yoksulluğu, yoksunluğu ve hastalığı def eden ideolojik bir fikirle ele alınması gereken gerçeklerdir. Bu ise İslam’ı bütünüyle uygulayan, elini vatandaşların cebine uzatmayan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet devletinde ancak mümkündür.
İkincisi: Bütçedeki vergi ve gümrük vergisi rakamları, -hükümete göre- Afrika ülkelerine kıyasla oldukça azdır, dolayısıyla artış yapılmasını gerektirir. Cahil bir düşman ancak böyle bir söz söyleyebilir! Çünkü vergiler ve gümrük vergileri, aşırı pahalılığın en önemli sebebidir. İnsanların malını batıl yolla yemektir, bu ise şeran haramdır. Ukbe b. Amir’den rivayet edildiğine göre ben, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i şöyle buyururken işittim:
لَا يَدْخُلُ الْجَنَّةَ صَاحِبُ مَكْسٍ “Meks sahibi cennete giremez.”Yine Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
لَا يَحِلُّ مَالُ امْرِئٍ مُسْلِمٍ إِلَّا بِطِيبِ نَفْسٍ مِنْهُ “Müslümanın malı ancak gönül rızasıyla helal olur.”
Üçüncüsü: Sözde sübvansiyon olarak tanımlanan rakamlara gelince, Maliye Bakanı ve hükümet, bu sözde desteğin babalarının, annelerinin cebinden ya da kendi ceplerinden çıkmadığını, vatandaşların malından verildiğini bilmelidir. Bu paralar vatandaşların işlerini gütmek için tahsis edilmiş paralardır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
الْإِمَامُ رَاعٍ وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ “İman çobandır ve güttüklerinden sorumludur.”
Geçici hükümetin, Bakanlar Kurulunun, Maliye Bakanlığının, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası uzmanlarının ekonomik çözüm düşünceleri, kapitalist IMF mantığındadır. Onun için ekonomik sorunun tedavisi, krizin rahminden neşet etmiştir. Bu tedavi, eski rejimin zihniyetinin bir uzantısıdır. Daha fazla kredi almak için Bretton Woods kurumlarının memnuniyetini sağlamak, yasalarda reform yapmaya çalışmaktır. Yabancı yatırım adı altında ülkenin tarımsal, hayvansal ve mineral zenginliklerini küresel şirketlere altın tepside sunmak için engelleri kaldırmaktır. Yağmacı küresel şirketlerin öncüsü olan ve aynı zamanda ülkemizdeki modern, açgözlü sömürgeciliğin kapısı olan IMF reçetelerine tam bağlılığı taahhüt etmektir!
IMF reçetesinin en önemli unsurları şunlardır: Mal ve hizmetlere sağlanan sübvansiyonların kaldırılması, dalgalı kura geçilmesi, hükümet harcamalarının azaltılması, yatay ve dikey vergilerde artış sağlanması. Bunlar, IMF’nin önceki rejime dayattığı, ekonomik durumu dramatik bir şekilde kötüleştiren, insanların devrime kalkışmasını ve rejimin yıkılışını sağlayan reçetelerin aynısıdır. Şimdi geçiş hükümeti de aynı siyaseti güdüyor. Bu politika kendisinin de sonu olacaktır!
IMF reçetesi, 62 milyar dolar tutarındaki kredi ödemelerini sağlama almak isteyen kâfir Batılıların çıkarlarını yansıtıyor! Yemin etmesinin ardından Maliye Bakanı, pahalılık yangınıyla kavrulan ülke halkının endişelerinden bahsetti ve fiyatları sabitleme, daha sonra da düşürme sözü verdi. 08 Eylül 2019’da yaptığı açıklamada, “Fiyatları dengelemek ve yaşam stresini azaltmak için acil önlemler almaya başlayacağız.”demişti. Peki, bu yalan açıklamasından üç ay sonra ne değişti? Emtia fiyatları iki kat artarken, aptal ve ahmak bakan, Bretton Woods kurumlarındaki küresel finansörlerin endişeleriyle meşgul. Sübvansiyonların kaldırılması, vergi şemsiyesinin genişletilmesi için çalışmakta. Şaşılacak bir şey yok, bunlar gibiler bunun için vardırlar!
Ey Sudan halkı! Gerçek değişim, sömürgeci kâfir Batı ve kurumlarının kökünü ülkemizden söküp atmakla ancak gerçekleşebilir. Onun için işe, uluslararası kurumlar ve elçiliklerin güdümündeki ajan yöneticileri ifşa etmekten başlamak gerek. Bunlar, kâfir Batı ve kuruluşlarından kopuk bir sorunun tedavisini ele alamazlar. Biz, erkek ve kadın yönünden, görünür ve gizli zenginlik bakımından zengin bir milletiz. Dahası fikirlerimiz, yasamamız, kaynağı Kuran ve Sünnet olan çözümlerimiz açısından tüm milletlerin en zenginiyiz. Kâfir Batı ve kurumlarının, yasalarının sömürgesinden bizi kurtaracak, enerjimizi fışkırtacak, sömürgeci kâfir Batının kapısında dilenmeyecek ideolojik bir devlet inşa edebilecek kapasitedeyiz.
Dünya ve ahiret iyiliği için sizi İslami hayatı yeniden başlamaya ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmaya çağırıyoruz. Çünkü değişim ve kalkınmanın tek garantisi Hilafettir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûl’üne icabet edin.” [Enfal 24]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
H. 29 Rabi’-ul Âhir 1441
M. Perşembe, 26 Aralık 2019