بسم الله الرحمن الرحيم
Hükümet, IMF Reçetelerini Yasalaştırmak ve Yoksulları Ezmek İçin Korona Salgını Bahanesiyle Sokağa Çıkma Yasağı İlan Ediyor
Sağlık Acil Durum Komitesi, önümüzdeki Cumartesi itibariyle üç hafta boyunca Hartum’da sokağa çıkma yasağı ilan edileceğini duyurdu. 13 Nisan 2020 Pazartesi günü Sağlık Bakanlığı’nın on yeni korona virüs vakası tespit etmesinin ve teyit edilmiş vaka sayısının 29’a çıkmasının ardından böyle bir karar alındı. Sokağa çıkma yasağı, şu iki değişikliğin akabinde geldi: Geçiş hükümet karşıtı gösterilerin tırmanması, gaz, benzin ve gazolin gibi akaryakıt sıkıntısındaki artış, hükümetin ekmek fiyatlarına yüzde yüz zam yapmasının ardından yaşanan ekmek kıtlığı, aşırı pahalılık ve diğer para birimleri karşısında Cüneyh’te yaşanan değer kaybı.
Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz aşağıdaki gerçekleri açıklıyoruz:
Birincisi: Hükümet, ülkede bu salgının yayılmasında önemli bir rol oynadı. Eğer salgının başından itibaren ülkeye giriş çıkışlar sıkılaştırılsaydı, gelenler iki hafta boyunca belli yerlerde karantina altına alınmış olsaydı, sonra sağlıklı olanlar serbest bırakılıp enfekte olanlar gözetim altında tutulsaydı, salgın ülkeye giremezdi, ama böyle yapılmadı! Hükümet, enfekte olanları ülkeye soktu. Hastalık kendini göstermeye başladı. Hükümet çaresiz kaldı, ülkeye girenlerin yüzde 40 ile temas koptu, hastalık toplumsal bir salgın aşamasına ulaştı!
İkincisi: Önceki rejimi gibi bu hükümet de korona krizi ile mücadelesini kapitalist sistem ve Batı yaşam düzenine endeksledi. Sürü bağışıklığı düşüncesini baz aldı. Sağlıklı olanı hastalıklı olanla aynı yerde tuttu. Sağlıklıların kamusal hayatını askıya aldı, onurlu bir yaşam sunamadı. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
لاَ تُورِدُوا المُمْرِضَ عَلَى المُصِحِّ “Hasta olan kişi sağlıklı bir kimseye gitmesin”Bütün bunlar, hükümetin başarısızlığının ve bu yöneticilerin halkın işlerini yönetmeye layık olmadıklarının kanıtıdır.
Üçüncüsü: Bu nedenle bu hastalığın doğru tedavisi, Allah’ın Şeriatının öngördüğü gibi devletin, hastalığı başlangıcından itibaren izlemesi, çıktığı yerle sınırlandırması, diğer bölgelerde sağlıklı insanların çalışmaya ve üretime devam etmesidir. Usame b. Zeyd’den rivayet edildiğine göre Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
إِذَا سَمِعْتُمْ بِالطَّاعُونِ بِأَرْضٍ فَلَا تَدْخُلُوهَا وَإِذَا وَقَعَ بِأَرْضٍ وَأَنْتُمْ بِهَا فَلَا تَخْرُجُوا مِنْهَا “Bir ülkede veba olduğunu duyarsanız, oraya gitmeyin. Eğer veba olan bir yerde bulunursanız sakın oradan çıkmayın!”Bu bir tür karantinadır. Tüm ülkelerin önderi İslam Devleti, hastalığı yerinde karantina altına alacak, oradakileri o bölgeden çıkarmayacak, başkalarını da oraya sokmayacaktır. Pastoral ve emanet devleti, şeri görevini yerine getirecektir.
Dördüncüsü: Hükümet, sömürgeci projeyi yasalaştırmak için korona pandemisine sarılıyor. Akaryakıt, ekmek ve elektrik fiyatlarına zam yapmak gibi Özgürlük ve Değişim Güçleri liderinin istediği IMF reçetelerini uygulama derdinde. Zam dalgası tüm malları vuracak, zam yapılmadık hiç bir şey kalmayacaktır. Bu geçiş hükümeti döneminde defalarca zam dalgasına maruz kalan ülke halkı bu zamlar altında ezilecektir! Örneğin Nisan 2019’da malların fiyatları şöyleydi: “1 kg şeker, 21 Cüneyh, 1 kg un 35 Cüneyh, 1 lt yağ 80 Cüneyh, 1 tahıl ölçeği buğday 360 cüneyhti” Bu malların fiyatları bugün “1 kg şeker 90 Cüneyh, 1 kg un 95 Cüneyh, 1 lt yağ 190 Cüneyh, 1 tahıl ölçeği buğday 1100 cüneyhtir”
Beşincisi: Hükümet, sözde sübvansiyonları kaldırmak için bu pandemiyi istismar etme niyetinde. On yeni vakanın görülmesiyle 12 Nisan 2020 Pazar günü acil durum ilan edilmesi bunun göstergesidir. Karar, yasağı ihlal edenlere 5,000 ila 20,000 Cüneyh para cezası verilmesini ön görüyor! Hükümet ayrıca sübvansiyonların kaldırılmasını güvence altına almak için bütçenin dengelenmesinden bahsediyor.
Altıncısı: Enformasyon Bakanı, vatandaşların ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için belli saatlerde sokağa çıkma yasağının kaldırılabileceğinden bahsetti. Tabii satın alma gücü olanlardan bahsediyor. Oysa nice aileler çalışan bir tek kişinin eline bakıyor, bu kişi günübirlik geçim kazanıyor. Bir gün işe gitmezse, ihtiyaçlarını karşılayamaz. Hükümet, insanları nasıl eve hapsetmek isteyebilir? Ne onların ihtiyaçlarını karşılıyor ne de işlerine gitmelerine izin veriyor! Oysa bu haramdır. Zira Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
عُذِّبَتِ امْرَأَةٌ فِي هِرَّةٍ سَجَنَتْهَا حَتَّى مَاتَتْ فَدَخَلَتْ فِيهَا النَّارَ، لَا هِيَ أَطْعَمَتْهَا وَسَقَتْهَا، إِذْ حَبَسَتْهَا، وَلَا هِيَ تَرَكَتْهَا تَأْكُلُ مِنْ خَشَاشِ الْأَرْضِ “Bir kadın, eve hapsettiği kedi yüzünden cehenneme gitti. Kediyi hapsederek yiyecek vermemiş, yeryüzünün haşeratından yemeye de salmamıştı.”Yine Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
الْإِمَامُ رَاعٍ وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ “İman çobandır ve güttüklerinden sorumludur.”Hükümetin, sokağa çıkma yasağı sırasında yoksulların ihtiyaçlarının karşılanacağı yalanının hiçbir açıklaması yok! Şuan hükümet, seyahat yasağından etkilenen şoförlerin ve bu alanda çalışanların sorununu bile çözemedi!
Ey Sudan halkı! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
أَوَلَا يَرَوْنَ أَنَّهُمْ يُفْتَنُونَ فِي كُلِّ عَامٍ مَّرَّةً أَوْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ لَا يَتُوبُونَ وَلَا هُمْ يَذَّكَّرُونَ “Onlar, yılda bir iki defa belaya uğratılıp imtihana çekildiklerini görmüyorlar mı? Böyleyken yine tövbe etmiyorlar, ibret de almıyorlar.”[Tövbe 126] Allah’a tövbe etmemiz ve O’nu anmamız bizim için daha hayırlıdır. İslami hayatı yeniden başlatma ve Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurma farzından geri durma günahından tövbe etmeliyiz. Hilafetin yıkılışından bu yana 99 yıldır İslam’dan başkasıyla yönetilmekten ders çıkarmalıyız. Bu zorba yönetim zillet, yoksulluk ve zayıflıktan başka ne miras bıraktı. 100. yıla girmeden Hilafeti kurma kararlığındayız. Hadi dindarlığınızı Allah’a gösterin ve kolları sıvayın.
لِمِثْلِ هَذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ “İşte Çalışanları bunun için çalışsın.”[Saffat 61]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
H. 21 Şa'bân 1441
M. Salı, 14 Nisan 2020