Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Hamduk’un, Sudan’ı Uluslararası Vesayet Altına Sokma Çabası, Askeri Darbeyi Önlemek Yerine Hızlandırabilir!

BM Güvenlik Konseyi tarafından 24 Nisan 2020 Cuma günü yapılan açıklamada, Sudan’ın BM’den gelecek Mayıs ayından itibaren 7. bölüm kapsamında siyasi bir misyon kurma talebinin onaylandığı bildirildi. [Sudan Tribune] Bu misyon, Başbakan Hamduk’un talebi. 09 Şubat 2020 tarihli El Kudüs El Arabi gazetesine göre Hamduk, 26 Ocak 2020’de Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne yazdığı mektubunda, Sudan, Birleşmiş Milletler’den mümkün olan en kısa sürede 7. bölüm kapsamında barışın inşası için güçlü özel bir siyasi misyon şeklinde barış destek operasyonu kurmak için Güvenlik Konseyinden yetki talep etmesini istedi. Kurulacak misyonun yetkisi tüm Sudan topraklarını kapsamalıdır. Dedi. Aynı kaynağa göre misyonun yetkileri, şu şekildedir: Sudana uluslararası ekonomik yardımın seferber edilmesine yardımcı olmak, Sudan genelinde etkili insani yardımın kolaylaştırılması, anayasa hazırlığına, yasal ve yargı reformuna, kamu hizmeti reformuna, güvenlik sektörüne teknik destek sağlanması, yerlerinden edilmiş kişilerin ve mültecilerin yurtlarına geri dönüşün ve yeniden entegrasyonun desteklenmesi, yerel topluluklar arasında uzlaşma sağlanması, barış kazanımları ve geçici adaletinin gerçekleşmesi, sivillerin korunması, Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliği polis danışmanlarının konuşlandırılması da dahil olmak üzere ulusal polis gücü kapasitesinin geliştirilmesi.Hamduk’un Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne yazdığı mektup yaklaşık iki hafta boyunca gizli kaldı. Basına sızınca deşifre oldu. Ardından pratiğe dökümü başladı. Almanya ve İngiltere, geçen Mart ayı sonunda Güvenlik Konseyi’ne bir karar tasarısı sundu. Gazeteler tasarı ile Hamduk’un mektubu arasında bağ kurdu. 30 Mart 2020’de El İntibaha gazetesinin bildirdiğine göre, Almanyanın katılımıyla İngilterenin, Sudan’da barışı koruma ve tesis etme siyasi misyonunun kurulması için hazırladığı BM karar taslağı, Hamduk hükümetinin Sudan’ı uluslararası vesayet altına sokma ve yeniden manda yönetimini geri getirme çabasını yansıtıyor.Mektubun basına yansımasının ardından İngiltere’nin Hartum Büyükelçisi aklını kaybetti ve Hamduk mektubunun basına sızmasından ve Hamduk ile karar tasarısı arasında link kurulmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. TagPress sitesine göre Büyükelçi, şunları söyledi: Karar tasarısını şu anda sızdırmak çok sorumsuzca bir davranış. Bu, Güvenlik Konseyinde onaylanmasını zorlaştırıyor... Takip ettiğiniz gibi karar tasarısının sızması ve Hartum gazetelerinin manşetlerinde yer alması, Sudan hükümetine karşı şiddetli bir eleştiri kampanyasına yol açtı. Açık olmak istiyorum, ön karar tasarısı İngiltere ve Almanya’nın ön fikirlerini yansıtıyor. Karar tasarısını henüz Sudan hükümeti ile paylaşmadık. Sudan hükümetinin hiçbir katkısı yok. Karar tasarısının Sudan hükümetinin bakış açısını yansıttığı ya da desteğine haiz olduğu iddia edilemez.

Bu gerçeklik karşısında Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, aşağıdaki gerçekleri açıklıyoruz:

Birincisi: İngiliz Büyükelçiliğinin talimatı ile hareket eden Başbakan Abdullah Hamduk, yaşlı İngiltere’nin yardımıyla Sudan’ı geleneksel sömürgeciliğe, anayasal hükümetin tüm yetkilerini bu misyona devrederek ülkeyi uluslararası vesayet altına sokmaya çalışıyor. Bu talep, Güvenlik Konseyi’ne Anayasa Mahkemesinin yetkilerini veriyor ve anayasal belgenin uygulanması için onu adeta bir yargıca dönüştürüyor. Geçiş hükümetinin tüm kurumları Birleşmiş Milletler misyonunun güdümüne girecek! Bu sömürgeciliğin ta kendisi değil mi? Hamduk ve geçiş hükümetinin bu eylemi, sömürgecinin ülkede güçlendirilmesi değil mi? Nerede kaldı ulusal egemenlik ve bağımsızlık iddiaları?

İkincisi: Hamduk, 26 Ocak’tan 9 Şubat’ta kadar mektubu kamuoyundan gizledi. Basına sızmasının ardından mektup ifşa oldu. Sonra İngiliz Büyükelçisi, Hamduk’un ofisinden sızan mektuptan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Bütün bunlar, Başbakanın İngiliz Büyükelçisi ve hükümetinin yardımıyla ülkeyi uluslararası vesayet altına sokmak için kurulan komplonun kanıtı!

Üçüncüsü: İngiltere liderliğinde Hamduk, Sudan’ı Birleşmiş Milletler vesayeti altına sokarak, Amerika Büyükelçiliği ile bağlantılı askeri liderliğin hükümete darbe yapmasının önünü kesmek istiyor. Çünkü hükümet, ülke halkının sorunlarını insanların yaşam standardına uygun düzeyde çözemiyor ya da zulümleri gideremiyor, cinayet dosyaları, El Beşir kurumlarının ihlalleri veya gösterilere müdahale gibi konularda adaleti sağlayamıyor.

Dördüncüsü: Hamduk’un adımı ters tepebilir. Askeri darbeyi önlemek yerine hızlandırabilir. Geçiş hükümeti, pandemi nedeniyle başkentte üç haftalık sokağa çıkma yasağı ilan etmesinin ardından sık sık askeri darbe uyarısında bulunuyor. Arab 21 sitesi, New York Times gazetesinden aktardığına göre “İsminin açıklanmaması koşuluyla konuşan Amerikalı bir yetkili, Son aylarda ekonomi nedeniyle popülaritesi gerileyen sivil liderlik, darbeye karşı bir kaç kez uyarıda bulundu. Bu, yalancı çoban hikâyesine çok benziyor. ifadelerini kullandı. Bu bağlamda dün 25 Nisan 2020 akşamı Sudan televizyonu Egemenlik Konseyi Başkanı Abdül Fettah El Burhan ile bir röportaj gerçekleştirdi. Siyasi partileri ordu içinde hücreler oluşturmakla suçlayan El Burhan, Bazı kesimler (isim zikretmedi), askeri kurumların bazı üyeleri ile temas kurmaya ve iletişime geçmeye çalışıyor. Orduda bazı partilerin hücreleri var. Silahlı kuvvetlerin Sudan’da gerçekleştirdiği darbeler spontane değildir.dedi.

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, ümmeti sömürgecilikten kurtarmak için yemin ettik. Bu yüzden sömürgeci kâfirlerin koridorlarındaki planlar ve bu planları uygulayan uşakları deşifre edilmek zorunda. İslam iktidara geldiğinde, ümmeti sömürgeciliğin güdümünden kurtaracaktır. Akidesi ve ümmetine sadık ve siyasi bilinç sahibi Rabbani liderler öncülüğündeki Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti İslam’ı uygulayacak, sömürgeci kâfirin kökünü ülkemizden kazıyacak, İslam’ı âlemlere taşıyacaktır.

Bu mübarek ayda, Allah’a ibadet ve itaatin bolca yapıldığı bu günlerde samimi güç ve kuvvet ehline omuzlarındaki sorumluluğun büyüklüğünü anımsatmaya kararlıyız. İktidarı Hizb-ut Tahrir’e teslim ederek zimmetlerini temize çıkarmak için çalışmalıdırlar. Hizb, İslam dünyasını Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesi ikinci Raşidi Hilafet Devletinde birleştiren güçlü bir İslam Devletinin çekirdeğini oluşturmak için bazı İslam ülkelerinde yönetimi teslim alma faaliyetleri yürütüyor. Büyük kurtuluş işte budur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَالسَّابِقُونَ الْأَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَالْأَنصَارِ وَالَّذِينَ اتَّبَعُوهُم بِإِحْسَانٍ رَّضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ وَأَعَدَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي تَحْتَهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَداً ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ İslamı ilk önce kabul eden muhacirler ve Ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da Ondan razı olmuşlardır. Allah, onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır.” [Tövbe 100]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti


H. 3 Ramazan 1441
M.  Pazar, 26 Nisan 2020

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER