بسم الله الرحمن الرحيم
Suriye Ulusal Koalisyonu, Kendisini İlk Defa Ortaya Çıkran Batı'yı Temsil Ettiği Gibi Kasap Beşar İle Mücrim Rejiminin İmalatı Olan Cürümün Geri Dönmesi, Koalisyon Yoluyla Yeniden Konuşulmaktadır!
Suriye Ulusal Koalisyonu Genel Kurulu 21-22.02.2013 günü, Suriye'deki siyasî çözüm planı için bir çerçeve belirlemek ve işlerini dışarıdan idare edecek ve krizin sona ermesi için görüşmeleri sürdürecek geçici bir hükümet oluşturulmasını ele almak için Kahire'de bir araya geldi. Nitekim bu koalisyon, bu toplantıda geneli Müslüman olan ve İslam ile yönetimi talep eden Suriye halkına karşı yabancı olduğunu vurguladı ve Batı'nın güvenliğini artırıp Allahuteala'nın şeriatının egemenliğinden feragat eden laiklik projesini kabul ettiğini yeniden açıkladı. Bu ise dîni, mezhepsel, kavmiyetçi ve etnik bağlılıkları farklı olmasına rağmen erkek-kadın tüm Suriyelilerin arasını eşit tutan "çoğulcu sivil demokratik sisteme" davet etmek içindir. Aynı şekilde koalisyon, yeniden Allah'ın şeriatında olduğu gibi otoriteyi ümmete ait kılmaktan feragat etmektedir. Bu ise "özellikle Rusya ve Amerika'nın olduğu Güvenlik Konseyi gibi uluslar arası güvenceleri, uluslar arası uygun gözetimi ve Uluslar arası Güvenlik Konseyi'nden sadır olan bağlayıcı kararlar yoluyla bu süreci mümkün kılacak yeterli güvenceleri" kendisine dayanak kılmayı kabul ettiği içindir. Ayrıca "Basçılara ve Suriye evlatlarına yönelik cürümlere karışmamış diğer siyasî, sivil ve toplumsal güçlere" katılmayı kabul ettiğini de yeniledi. Bir de tüm bunların üzerine işlerini dışarıdan idare edecek ve krizin sona ermesi için görüşmeleri yürütmeyi üstlenecek geçici bir hükümetin oluşturulması üzerinde anlaşıldığı açıklamasını ekledi...
Bu koalisyonun vakıasına bakan bir kimse, onun ortaya çıkmasından bu yana Amerika ve Avrupa gibi dış kararların ipoteğinde olduğunu, hayatında bu dış bakış açısını kabul ettiğini, desteği, yardımı ve çözümü onda aradığını, kararlarında ne insanların görüşüne ne onların dinine ne de hayatlarında İslam'ın hakim olmasıyla ilgili taleplerine baktığını, bilakis bunu dışarının gördüğü gibi çözüm için bir tehlike olarak gördüğünü, aynen dışarının, yani Batı'nın baktığı gibi terörizme ve aşırıcılığa darbe vurmak gerekçesiyle bu eğilime ve bunun için çalışanlara darbe vurmak için hazırlık yaptığını görür... Dolayısıyla o, beş yıldızlı kadifeli bir dış muhalefet olduğu gibi kendisini ilk defa ortaya çıkaran Batı'yı temsil eden, üretimi ve formülasyonuyla insanlardan, dinlerinden ve maslahatlarından uzak bir süreci konuşan, ardında da Batı ile onun kuyrukları olan Müslümanların yöneticilerinin kendisini, en tehlikeli uluslar arası komplo bir süreç olduğu halde kiralık medya organlarının insanları temsil eden bir muhalefet şeklinde pazarladığı bir muhalefettir. Bu ise bu yolla Suriye'deki duruma yeniden tutunmaya ulaşmak içindir. Nitekim bu, bu konferansın kararlarında açık bir şekilde görülmektedir. Dolayısıyla koalisyonun, "Suriyelilerin kanlarını önlemeye ve ülkeyi, artan yıkım, tahribat ve onu sarmalayan birçok tehlikelerden uzak tutmaya" yönelik bu oyununun arkasında yatan, planlarına teslim olmaları için onların nefislerine ümitsizlik tohumları ekmekten ve kasap Beşar ile mücrim rejiminin imalatı olan cürümün geri dönmesinin bu koalisyon yoluyla yeniden konuşulmasından öte bir şey değildir...
Ey Suriye'deki Müslümanlar:
Sizler düşmanları her taraftan kuşattınız ve sizlerin sadece Allah'ın emrine sarılmaktan başka koruyucunuz da yoktur. Zira Batı ve onun araçları, İslam'ı düşmanları olarak ilan ettiler ve onun hayattan ve yönetimden uzaklaşmasını istemektedirler. Dolayısıyla şeran talep edilen, dininizin yanında yer almanız, onu hayatınızın yolu kılmanız ve sizlere yönelik planlanan her şeye karşı uyanık olmanızdır... Zira koalisyonun ortaya attığı bu şey, Suriye ayaklanmasını İslam ülkelerinde şu ana kadar başarısız olmuş benzer ayaklanmalara dahil etmektir. O halde sizler için bu ortaya atılanlara aldanacak mısınız. Bu ise Rabbinizi öfkelendirecektir. Çünkü ayaklanmanız, sadece Allah'a ibadet etmeyi benimseyip bir tek olan Allah'ın yardımıyla bu uluslar arası komplolara ve tuzaklara tek başına cevap verebilecek olan Küresel Raşidi Hilafet Devleti'ni kurmak yoluyla sadece Allah'ın şeriatını tatbik etmek için çalışılmadıkça asla başarıya ulaşmayacaktır. İşte Hizb-ut Tahrir, kelamlarını Allah'ın dinini ikame etmek üzere birleştirmeleri vacip olmasından dolayı Rablerinin davetine çağıran tüm muhlislere elini uzatıyor. Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:
أَنْ أَقِيمُواْ ٱلدِّينَ وَلاَ تَتَفَرَّقُواْ فِيهِ كَبُرَ عَلَى ٱلْمُشْرِكِينَ مَا تَدْعُوهُمْ إِلَيْهِ ٱللَّهُ يَجْتَبِيۤ إِلَيْهِ مَن يَشَآءُ وَيَهْدِيۤ إِلَيْهِ مَن يُنِيبُ "Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin. Kendilerini çağırdığın bu (din), Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine (peygamber) seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir." [Şura 13]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
H. 13 Rabi’-ul Âhir 1434
M. Cumartesi, 23 Şubat 2013