Cumartesi, 14 Muharrem 1446 | 2024/07/20
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Müslümanların Duygularını Filistin Meselesiyle İstismar Etmek Allah'a Resulüne ve Müminlere İhanettir!

      Son bir yıldır Türkiye ile Yahudi varlığı arasında, Davos'ta Erdoğan'ın mizansen tepkisiyle başlayan, Konya'da yapılan askeri tatbikata Yahudi varlığının katılımını engellemekle devam eden ve en son da Yahudi varlığının Türkiye Büyükelçisini aşağılamasıyla zirveye çıkan bir gerilimin olduğu gözlenmektedir. AKP hükümetinin, Amerika yönetimine Obama'nın gelmesiyle Yahudi varlığı karşıtı tavrını sertleştirmesi dikkat çekicidir. Erdoğan hükümetinin bu tepkisi Amerika'nın kendisine yüklediği yeni misyon gereği Osmanlıcılık rolünü oynamasından ve bu şekilde Müslümanların duygularını Filistin meselesiyle istismar etmesinden öte bir şey değildir. Nitekim Yahudi varlığının, 2002'de Cenin'de 1330 Müslümanı katletmesi, 2004'te tekerlekli sandalyedeki Şeyh Ahmet Yasin ile 8 Müslümanı hunharca katletmesi, 2004'te Refah'ta evlerini yıkarak en az 40 Müslümanı katletmesi, 2006'da Kana şehrinde 37'si çocuk olmak üzere 60'dan fazla Müslümanı katlederek evleri yerle bir etmesi ve 2009 yılı başlarındaki Gazze katliamında 1000'in üzerinde Müslümanı vahşice katledip binlercesini yaralamasına rağmen AKP hükümetinin, Yahudi varlığıyla olan ilişkilerinde ne askeri ne ticari ne de diplomatik hiçbir kopmanın olmaması bunun bir istismar olduğunun apaçık göstergesidir. Zaten Erdoğan, Davos'taki mizansen tepkisinin akabinde "Niçin (İsrail) ile diplomatik ilişkilerinizi kesmiyorsunuz?" sorusuna "Yahudilerle ilişkilerin sürmesi, kesilmesinden daha hayırlıdır!" diyerek cevap vermiştir. Dolayısıyla Erdoğan, Yahudi varlığına yaptığı göstermelik çıkışlarla onun yaptığı katliamları örtbas etmeye çalışmasının yanı sıra başta Türkiye olmak üzere tüm dünya Müslümanlarının Yahudi varlığının vahşi katliamlarına verecekleri ihlaslı tepkilerin de önünü kesmek istemektedir. Şayet böyle olmasaydı;

1- AKP hükümeti, Suriye rejimi ile Yahudi varlığı arasındaki hıyanet müzakerelerine soyunarak bunu bir barış elçisi edasıyla gururla yürütür müydü?

2- Hükümet, Suriye sınırında mayınlardan temizlenecek toprakları "İsrailli" bir şirkete vermek için çırpınır mıydı?

3- Yahudi varlığının vahşi katliamları karşısında Müslüman Türk ordusunu harekete geçirmesi gerekmez miydi? Hükümet bunu yapmak yerine Afganistan'da Müslümanları katleden Amerika'ya yardımcı olsun diye asker göndermiştir.

4- Amerika'nın Irak'ta, Afganistan'da ve son olarak da Pakistan'da yaptığı vahşi katliamlardan da rahatsız olması gerekirdi. Hükümetin Amerikan katliamlarını kınadığı hiç görüldü mü? Tek başına bu bile hükümetin Müslümanların tertemiz duygularını Filistin meselesiyle istismar ettiğine ve Amerika tarafından kendisine biçilen Osmanlıcılık rolünü oynadığına dair bir kanıt olarak yeterlidir. Hükümet, Yahudi varlığının yaptıklarını katliam olarak nitelerken Amerika'nın katlettiği Müslümanları terörist olarak nitelemektedir. قَاتَلَهُمُ اللَّهُ أَنَّى يُؤْفَكُونَ "Allah onları katletsin. Nasıl da döndürülüyorlar!" [Munafikun 4]

5- Son olarak Yahudi varlığının Türkiye Büyükelçisini aşağılaması karşısında en azından Büyükelçiyi geri çekmesi gerekirdi. Hükümet, bırakın büyükelçiyi geri çekmeyi aşağılama davranışının hemen ardından gelen Yahudi varlığının Savunma Bakanı Ehut Barak'ın Türkiye ziyaretini iptal etmekten bile aciz kalmıştır.

Ey Türkiye'deki Müslümanlar!

İşte tüm bunlar, hem Erdoğan'ın hem de hükümet yetkililerinin Yahudi varlığı karşıtı tepkilerinin Filistin meselesiyle Müslümanların duygularını istismar etmek yoluyla Allah'a Resulüne ve müminlere ihanet ettiklerinin apaçık göstergeleridir. Başbakan Erdoğan'ın, Birleşik Arap Emirlikleri'ne yapacağı ziyareti öncesinde Yahudi varlığıyla olan gerilim sorulduğunda "... Bu noktada bizler bu işi, çok daha ileri taşımayı düşünmüyoruz." şeklinde cevap vermesi, tiyatro gösterilerini afişe etmesidir. Dahası hükümet, bu şekildeki Yahudi varlığı karşıtı davranışlarıyla önümüzdeki sene yapılacak seçime de yatırım yapmak istemektedir. O halde Yahudi varlığına yönelik bu yapmacık tepkilere kanarak Filistin meselesine ilişkin tertemiz duygularınızı istismar etmelerine izin vermeyiniz ve laik düzen ile hükümetini alaşağı edip tarihin çöplüğüne atarak bir an önce Filistin meselesinin tek çözümü olan Raşidi Hilafet Devleti'ni kurunuz ki böylece Filistin, İslami Devlete ilhak edilsin de şehitlerin kanlarıyla yıkanmış bu mukaddes topraklar Yahudi pisliğinden temizlensin!

وَاللّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَـكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُون "Şüphesiz ki Allah, emrine gâliptir, muktedirdir. Velâkin insanların çoğu bunu bilmezler!" [Yûsuf 21]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Türkiye Vilâyeti


H. 10 Safer 1431
M.  Salı, 26 Ocak 2010

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER