بسم الله الرحمن الرحيم
İlk BM Özel Elçisi Bizi Kabul Etmek İle Husiler Arasında Seçime Zorladı, Bakalım İkincisi Ne Gibi Seçime Zorlayacak?
Önceki Özel Elçi Cemal b. Ömer’in yerine 25 Nisan 2015’de yeni Özel Elçi olarak atanan BM Yemen Özel Elçisi İsmail Velid Şeyh, 07 Mayıs 2015’de Riyad’a ulaştı. Cemal b. Ömer, 04 Nisan 2015’de 7. madde uyarınca Yemen ile ilgili 2216 Güvenlik Konseyi kararı kabul edildikten iki gün sonra görevinden istifa etmişti. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’a göre İsmail Velid Şeyh Ahmed, “BM’nin bölgesel ve uluslararası çabalarını perçinlemek amacıyla selefi Cemal b. Ömer tarafından gerçekleştirilen başarılardan hareket edecektir...” BM Güvenlik Konseyi Dönem Başkanı Litvanya’nın Daimi Temsilcisi ve BMGK Yemen Yaptırımlar Komitesi Başkanı Raimonda Murmokaite, Özel Elçi İsmail Velid’e “Her şeye sil baştan başlamama” uyarısında bulundu.
Yeni Yemen Özel Elçisi olarak tayin edildikten sonra İsmail Velid Şeyh, 01 Mayıs 2015’de Obama’nın terörle mücadele danışmanı ve “Yemen’in gelecekte ilgili tüm tarafların katılımı ile kapsamlı bir siyasi geçiş sürecine ihtiyacı olduğunu” belirten Lisa Monaco ile bir araya geldi. Beyaz Saray tarafından yayımlanan açıklamada “ABD, Yemen’in tüm taraflarının ülkenin barışçıl yönetiminde önemli roller oynayabileceklerine şiddetle inanmaktadır.” denildi. Koalisyon savaş uçakları Sana havaalanını bombalamasaydı, İsmail Velid Şeyh’in 28 Nisan 2015 günü Sana’ya ulaşması bekleniyordu.
Bu, Amerika’nın Yemen’i yönetmek için ne gibi planlar yaptığını gösteriyor. BM yeni Yemen Özel Elçisi’nin misyonu şu şekilde özetlenebilir; 21 Eylül 2014’de Sana’yı ele geçirdikten sonra meşruiyetini kaybeden Husi yönetimine meşruiyet kazandırmak, Körfez İşbirliği Konseyi girişimi, Yemen Ulusal Diyalog Konferansı sonuçları ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda tüm siyasi taraflar ile diyaloğa geçiş sürecini başlatmak, koalisyon savaş uçaklarının Kararlılık Fırtınası altında Husilere ve Salih’e düzenledikleri operasyonu durdurmak için Kral Selman b. Abdülaziz’i ikna etmek, Yemen hava sahası ve limanlarına konulan hava ve deniz ablukasını kaldırmaktır. Yemen halkının Velid Şeyh tarafından önerilenleri kabul etmelerini sağlamak amacıyla Amerika, bizi savaşı ülkenin her tarafına yaymakla tehdit ediyor. BM de 07 Mayıs 2015’de Ta’iz, Aden ve diğer şehirlerde katliam yapanları Cenevre görüşmelerine davet ediyor. Böylece BM ikinci Özel Elçisi, Amerikan projelerini kabul etmek ve dolayısıyla şu ana kadar akan kanlar ile yetinmek ya da daha fazla kan akıtmak arasında bizi seçime zorluyor! BM, savaşan tarafları ve siyasi kesimleri 13 Mayıs 2015 günü, yani Riyad’ın Yemenli siyasi partiler arasında 17 Mayıs 2015 günü görüşmeler başlatmak için belirlediği tarihten önce, Yemenli siyasi partiler arasında Cenevre’de müzakereler düzenlemeye çağırdı.
BM Özel Elçisi genellikle çatışma bölgelerine Yemen’e Özel Elçiler gönderen Amerika gibi belli bir tarafın çıkarlarını gerçekleştirmek için gelirler. Amerika, Yemen büyükelçisi Matthew Tueller üzerinden Özel Elçi Cemal b. Ömer’in misyonunu şöyle tanımlamıştı; ordu ile savaşı engelleyerek Husileri sağ salim Sana’ya ulaştırmak, barış ve ortaklık anlaşması yoluyla onları iktidara ortak etmek. Tueller, Husi muhalifi İngiliz yanlısı siyasi partilere Husileri kabul etmelerini telkin ediyor, reddettikleri takdirde Yemen’i savaşa sokmakla tehdit ediyordu!
Özel Elçi Cemal b. Ömer, Husilere sempati ile yaklaşırken, Yemen görüşmelerinin diğer siyasi taraflarına kibir ve mütekebbir olarak davranıyordu. Ve Yemen’de üstlendiği siyasi sürecin gidişatını şöyle tasvir etmişti: Ya Amerika’nın istediği görüşmelere ulaşmak ya da savaş... Amerika da Sana ve diğer yerlerde Husilerin yaptığı askeri eylemlere sessiz kalmıştı. Cemal b. Ömer döneminde durum böyleydi. Aynı şekilde Husilere ve Yemen politikacılarına yaklaşım açısından yeni Özel Elçi döneminde de pek farklı olmayacaktır. Yemen, böylece sömürgeci kâfirin inisiyatife kalıyor. Çıkarlarına hizmet edecek şekilde ülkemizdeki tüm tarafları istediği gibi yönlendiriyor.
Hizb-ut Tahrir olarak biz, Yemen’in tüm siyasi taraflarını BM Özel Elçisi’ni reddetmeye çağırıyoruz. Çünkü bu özel elçilerin gelip gitmeleriyle insanların kanları akıyor. Çıkarlarını gerçekleştirecek bir çözüme ulaşana kadar da savaş şiddetlenecek ve katliamlar artacaktır. Müslümanlar, BM ve onun özel elçilerine güvenip dayanmamalıdır. Onlar, ancak büyük güçlerin, özellikle de Amerika’nın çıkarları için çalışırlar. Müslümanların kanının akıp akmadığı onlar için hiç önemi yoktur. Müslümanlar, İslami fikir ve hükümlere sarılmalı, Âlemleri Rabbi olan Allah’ın indirdiği bu saf ve berrak hükümler ile muhakeme olunmalıdır. Zira Tağut hükmüne itaat etmekten sakındırıldılar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُواْ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَن يَتَحَاكَمُواْ إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُواْ أَن يَكْفُرُواْ بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُضِلَّهُمْ ضَلاَلاً بَعِيدًا “Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tâğût’u tanımamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, onun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.” [Nisa 60]
Çalışmalarımızı Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak üzerine odaklaştırmalıyız. İslam ile hükmetmek ve geri kalan sistemleri reddetmek için çalışmalıyız. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
ثم تكون خلافة على منهاج النبوة ثم سكت “Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Sonra sustu.”
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
H. 25 Receb 1436
M. Perşembe, 14 May 2015