بسم الله الرحمن الرحيم
Cenevre 2 Konferansı’nın Tek Kaybedeni Yemen Halkıdır
15 Aralık 2015 Salı günü BM’nin Yemen Özel Temsilcisi İsmail Velid Şeyh Ahmed himayesinde Yemen konusunda Cenevre 2 konferansının ilk oturumu düzenlendi. Hâlbuki bundan dokuz ay önce bugün İsviçre’nin Cenevre kentinde müzakere masasında oturanlar arasında şiddetli savaş patlak vermişti. Çatışmada hiç bir tarak ve bezi olmayan binlerce insan öldü. Yemen’deki çatışmanın tarafları, hem kendi dar çıkarlarını hem de efendilerinin çıkarlarını korumak için hasımları ile savaşıyorlar. Sömürgeci çatışmacı ülkeler anlaştığı zaman sonunda müzakere masasındaki çözümlere boyun bükecekler ve müzakerenin köhne sonuçlarını Yemen halkına kabul ettirmek için çalışacaklar.
Ne zamandan beri BM ve Cenevre Müslümanların cankurtaranı oldu? Yemen’de vesayetin sona ermesi gerektiğini söyleyenler nerede? BM’ye yaptıkları çağrılardan dolayı sesleri kısılmış, Yemen’de devam eden çatışma ve savaşa müdahil olma mesajlarından ötürü de kalemleri tükenmiş olmalı? Cenevre’ye gitmek, Yemen’de vesayetin bitmediği, aksine vesayetin devam edeceği ve bu vesayetin memnuniyetle karşılanacağı anlamına gelir. Biz biliyoruz ki Allah Subhânehu ve Teâlâ Kuranı Kerim’de şöyle buyuruyor:
يا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ كَبُرَ مَقْتًاً عِنْدَ اللَّهِ أَنْ تَقُولُوا مَا لَا تَفْعَلُونَ“Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.”[Saff 2-3]
Yemen’de savaşan taraflar el sıkıştı, hatıra fotoğrafı çektirdiler ve sanki bu süre içerisinde akıtılan kanlar, kendi elleriyle değilmiş gibi ölenlerin ruhları için Fatiha okudular. Cenevre diyalogu, silah zoruyla Sada’dan Sana’ya gelen Husileri iktidara ortak etmek için BM’nin Yemen Özel Temsilcisi Cemal b. Ömer nezaretinde San’a’daki Mövenpick Otel’de başladı, yine Mövenpick Otel’de sona erdi. Bu da Husileri iktidara ulaştırmak için Amerikan siyasetine hizmet eden BM’nin Yemen’deki şaibeli rolünü ortaya koymaktadır. Oysa Amerika, iktidara ulaşmak için demokrasi dışında bir yol tutan ve politik hedefleri gerçekleştirmek için silah kullanan kimselere karşı dünya çapında savaş yürütmektedir. Hal böyleyken Amerika, Husilerin tüm silahlı eylemlerine karşı sustu. Aksine Yemen Özel Elçisi Matthew H. Tueller üzerinden Husileri iktidara ortak ederek hoşnutluğunu dile getirdi. Tueller, 18 Eylül 2014 tarihinde ABD’nin San’a büyükelçiliğinde düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Biz, siyasi sürece katılan o grupları birbirinden ayırıyoruz. Husi Hareketi, Ulusal Diyalog Konferansı’na katıldı ve bundan birçok olumlu sonuçlar doğdu. Onların siyasi pozisyonları ve meşru emelleri var... Bu yüzden biz, grup ve siyasi partilerin aynısını yapan el-Husi ve hareketini destekliyoruz.”Sonra Yemen’deki İngilizlerin siyasi nüfuzunu yok etmek ve yerine kendi siyasi nüfuzunu yerleştirmek amacıyla Amerika, Husileri Cemal b. Ömer ve İsmail Velid Şeyh aracılığıyla desteklemektedir. İngilizlerin Yemen büyükelçisi Jane Marriott Hamid el-Ahmar’a şunları söyledi: “Husilerin hedefi San’a’dır. Onların kendi gündemleri var.”Amerika’nın Yemen’deki amacını fark edenler, Salih ve partisini Husilere husumetten yardımcı ve müttefike dönüştürdüler. Böylece Hadi ekibinin alacağı paya ek olarak savaştan sonra siyasi iktidarda bir payları olsun. Bu da, Yemen’de şiddet ve çatışma döngüsünün sona ermediği sadece bir süreliğine buzdolabına konulduğu anlamına gelmektedir.
Cenevre’de kapalı kapılar ardında bunlar oluyor. Yemen’e konan ablukanın kaldırılmasından bahsetmiyoruz bile. Zira gerçekten onlar ablukanın kaldırılmasında ciddi olsalardı, o zaman ablukaya neden olmazlardı. Ayrıca BM’nin 2012 yılından beri Yemen’de olup bitenler ile ilgili olarak aldığı 2216 sayılı ve diğer kararlardan hiç söz etmiyoruz dahi...
Halkına asla yalan söylemeyen Hizb-ut Tahrir, genel olarak Müslümanlara, özel olarak iman ve hikmet halkına yönelik sözlerini yinelemeye devam edecektir. Yemen’deki çatışma, eski ve yeni sömürgecilik arasında Yemen’i siyaseten kontrol etme mücadelesidir. Bu çatışma, kuzey ve güneyde siyasi nüfuzu olan eski sömürge gücü İngiltere ile İngiltere’nin siyasi nüfuzunun olduğu topraklara kendi siyasi nüfuzunu yaymak, İngiliz nüfuzunu parçalamak ve bunu bölgesel çatışma odaklı yapmak için çalışan yeni sömürge gücü Amerika arasındadır. Yemen halkının bu çatışmada hiçbir çıkarı yoktur. Çünkü onlar, Müslümandır. Bunun için Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَتُرِيدُونَ أَنْ تَجْعَلُوا لِلَّهِ عَلَيْكُمْ سُلْطَانًا مُبِينًا“Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah’a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?”[Nisa 144]
وَلَن يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلًا“Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir.”[Nisa 141] İman ve hikmet halkının akıtılan kanını, artık savaşçılar bile saygı göstermiyor. Çünkü ani bencil çıkarları için çalışanlar, bunu elde etmek için Müslümanların kanı dâhil her şeyi feda edebilir. Oysa Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Müslümanları kanı hakkında şöyle buyurmuştur:
لَزَوَالُ الدُّنْيَا أَهْوَنُ عَلَى اللَّهِ مِنْ قَتْلِ رَجُلٍ مُسْلِمٍ“Allah katında dünyanın yok olması Müslüman bir kişinin öldürülmesinden daha ehvendir.”[Tirmizi]
Yemen, uluslararası oyuncuların istedikleri gibi at koşturacakları bir oyun alanı olarak kalacak mı? Yoksa Yemen halkı başkaldırıp son sözü söyleyecek, başkalarının çıkarlarını gerçekleştirmek için çalışanları ülkeden kovacak, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurmak, hakkı gerçekleştirmek, batılı yok etmek, sömürgeci Batılı ülkeleri geri püskürtmek, iman ve hikmet ülkesinden onların nüfuzunu kazımak için çalışacak mı?
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
H. 11 Rabiu’l Evvel 1437
M. Perşembe, 22 Aralık 2016